Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        GEÇEN magazin programlarında Meryem Uzerli’nin bir mekândan çıkışını izliyorum. Kafasında kapüşonlu montu. Yanındakiler, Meryem’in yüzünü göstermemek için kılı kırk yarıyorlar. Arabaya zar zor biniyor Meryem; çünkü önünü göremiyor. Tabii yüzü görünmediği için de basından arkadaşların, o görünmeyen yüzün bir saniye olsun görüntüsünü alabilmek için bir amuda kalkmadıkları kalıyor.

        Ben bu duruma isyan ediyorum. Bunca yıllık tecrübemden yola çıkarak açık ve net söylüyorum ki, Meryem Uzerli’ye yapılan bu durum kötülüktür. O kırık Türkçe’siyle, o lokum hali ve tavrıyla, her zaman dürüst ve açık ifadeleriyle, kocaman gözlerini açarak insanlara gülümsemesiyle, “Tükenmişlik sendromuna girdim” diyerek ülkeyi terk etmesiyle bile sevdiğimiz kadını ne hale sokuyorlar.

        Meryem yüzünü gizleyip arabaya binmeyi, kimseyle göz teması yapmamayı düşünemez. Hatta bunu saçma bulur. Bunu eminim bizim çok bilmiş, zamanında bu bilmişlikleriyle çok kişiye zarar vermiş menajerler, basın mensupları, yapım şirketleri yapıyor.

        Bu ülkede hatırlar mısınız Hande Atazi’leri, Sanem Çelik’leri... O kadar çok sayabilirim ki... Memlekette herkesi peşlerinden koştururlardı. İlk çıktıklarında ne kadar kaliteli duruyorlardı. Yaptıkları ilk işle reyting rekorları kırmış, neredeyse Türkiye’nin en ücra köşesinde bile konuşuluyorlardı.

        Ama sonra ne oldu. Beklenti, her yaptıkları işle yavaş yavaş düşmeye başladı. Kurt Seyit ve Şura’daki beklentiyi hatırlayınız. Günlerce, aylarca reklamları yapıldı. Beklenti inanılmaz yüksekti, ama Kıvanç Tatlıtuğ bile kurtaramadı. Oysaki, ilk bölümde memleketin neredeyse yarısı “Bu erkekse diğerleri ne” diye twit’ler atıyordu. Hatta “Olsun, senaryo kötü ama ben Kıvanç’ı izlerim” diyordu. E peki ne oldu? Neden izlenmedi.

        Yani bir kişi kocaman bir projeyi kur-ta-ra-maz.

        Önemli olan ekip ve senaryodur. Şimdi Meryem Uzerli’nin oynayacağı dizinin ekibi ve senaryosu iyi olmazsa geçmişler olsun.

        Muhteşem Yüzyıl çok iyi bir işti. Onun üzerine bence uzun yıllar iyi bir iş yapılamayacak. Ekip, kıyafetler, senaryo, oyuncular, adı üstünde muhteşemdi. Meryem Uzerli bu ekiple daha da muhteşem oldu. Ama ya bu işte olmazsa. O yüzden lütfen hanımlar, beyler, iş ortaya çıkmadan beklentileri yüksek tutmayın. O zaman herkese yazık olur.

        Meryem’e de, o kadroda çalışacaklara da. Şimdi Meryem Uzerli’nin rol arkadaşı olarak o kadar çok isim konuşuluyor ki. En son duyduğum, kuvvetle muhtemel Mert Fırat’mış. Ya da bu sezon Karadayı’nın bitmesiyle Kenan İmirzalıoğlu’nun da olacağı konuşulanlar arasında. Ama yüksek ihtimal Mert Fırat deniyor.

        Şimdi eğri oturalım doğru konuşalım... Muhteşem Yüzyıl’ın ihtişamı ve büyüsüyle izlediğimiz Meryem Uzerli’yi hangi rolde göreceğimiz çok önemli. Yani bunun artıları ve eksileri çok var. Ben diyorum ki, proje oluşmadan, ortaya çıkmadan beklentileri en en yükseğe çıkarmayın. Komik oluyor. O kıza da zarar veriyorsunuz. Onu da maşallah pek güzel Türkleştirdik.

        Malum bu memlekette biz pek güzel heykel dikeriz, sokaklara isim veririz. Ama biliyorsunuz hemen pek güzel de geri alırız. Sonra o kişi de sudan çıkmış balığa döner.

        Ülkede çok değerli sanatçılar var. Birçoğu hastalıkla mücadele ediyor. Şimdi isimlerini verip üzmek istemiyorum. Ama çoğu, telefonları çalsın diye bekliyor biliyor musunuz? Onlar da bir zamanlar öyle büyük, şaşaalı dönemler yaşamışlardı. Zamanla küçük küçük hayal kırıklıkları yaşadılar, ciddi hastalıklarla karşı karşıya kaldılar. Anlayacağınız bu ülke insanı, kendi insanına çok ama çok zarar veriyor. Meryem Uzerli bu oyunlara gelmese keşke ve girdiği bu yoldan bir an önce çıkıp gerçek Meryem’e dönse.

        Cem Yılmaz’ın tebessümü

        CEM Yılmaz gülse bir dert, somurtsa bir dert. Hepimize sıkıntı oluyor. Ama son zamanlarda aşk meşk listesinin zirvesinde olduğu kesin. Ayşe Hatun Önal ile yaşadığı aşkla da pek bir güler yüzlü oldu. Malum, son yıllarda pek bir suratsızdı. Sürekli sinirli halleriyle gündeme gelmeye başlamıştı. Ama Ayşe iyi gelecek Cem’e. Ayşe Hatun Önal sakin görünür ama çılgındır, eğlencelidir, keyiflidir, rahattır. Ayşe’yi uzun yıllardır tanırım. Eğlenecekleri kesin.

        Ve işte erkeğin hayatındaki kadının önemi bir kez daha gözler önünde.

        Haydi bakalım hayırlısı.

        Bayhan-Deniz olayı baydı

        DENİZ Seki olayının sürekli Bayhan ile gündeme gelmesi ne acı. Deniz jüri üyesiyken bir açıklama yapmıştı. Hem de cesurca, açık açık. Kimisi gibi gizli saklı davranmadan. Kendince de doğru düşündüğü olayı o dönem savundu. Ama şimdi o olayı bütün ahali temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp gün yüzüne çıkarıyor. Hatta Deniz’in bu cezayı bu yüzden çektiğini söyleyerek “İlahi adalet” diyorlar. Memlekette ilahi adalet mevzuuna girersek çıkamayız. Mesela, sanat dünyasında birçok kişi, başkasının ekmek parasıyla oynuyor. Başkasının ayağını kaydırıyor. İşini elinden alıyor. Onlar sessiz sedasız yaptıkları için mi ilahi adalet uğramıyor onlara! Bu kız açıkça konuştuğu için mi çekiyor! Lütfen artık sap ile samanı karıştırmasanız.

        Diğer Yazılar