Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ATA Demirer ve Özge Borak’ın ani boşanmasının ardından Vildan Atasever ve İsmail Hacıoğlu’nun sessiz sedasız boşanmasına birçok kişi şaşırdı. Ama ben şaşırmadım. Evlilik bir ömür boyu sürse şaşırırdım. Maalesef artık evlilikler yürümüyor. Eskiden annelerimiz ve babalarımız sürdürüyormuş. Zorla da olsa, istemeyerek de olsa boşanmıyorlarmış. Ama artık kimsenin bu konuda ne gösterecek sabrı var ne de devam ettirecek gücü. Bir yerde ipler kopunca herkes artık kendi hayatını yaşamak istiyor.

        Kendi ailemden biliyorum. Ben bu yazıyı hazırlarken her sabah olduğu gibi anne-baba telefon konuşması yapıldı. Annem ve babam bir gün önce yine tartışmışlar ve küsmüşler. 53 senelik evli olan bir çiftten bahsediyorum. Daha neyi paylaşamıyor olabilirler öyle değil mi? Etrafımdaki birçok kişi de aynı dertten mustarip. Birçok arkadaşım “Hâlâ neyi bölüşemiyorlar anlamıyorum. Sürekli tartışıyorlar” diyor kendi anne ve babaları için. Bizimkiler de öyle. Sürekli tartışıyorlar. Annem “Bıktım, ortada bir şey yok ama kavga çıkarıyor” diyor. Babam “İşte öyle, işte böyle” ile başlayan cümleler kuruyor. Yıllardır dinlediğim mevzular... Daha yeni bir cümle duymadım ikisinden de.

        İşte yeni nesil de 53 sene tartışmamak için, anne ve babaları gibi bir evlilik yaşamak istemedikleri için boşanıyor. O yüzden de evlilikler sürmüyor. Boşanmalar gayet normal geliyor artık bana. Sabır diye bir şey kalmadı çünkü kimsede. Gayet anlaşılabilir. Eskiden Merkür’den de haberimiz yoktu. O yüzden “Merkür’dendir” diyemiyorduk. Ama şimdi annem babamdan dert yanınca, “Anneciğim Merkür geri gidiyor. Babam da bu zamanlarda biraz gergin oluyor” diyerek sakinleştirmeye çalışıyorum.

        Film gösterimde hadi el ele çıkalım

        NE oldu da şimdi Fahriye Evcen ve Burak Özçivit galada ortaya el ele çıktı? Adama demezler mi, “E tabii film gösterime girecek. Reklama ihtiyaç var. Kendimizden, aşkımızdan söz ettirmek gerek” diye. Ama işte biz bunu deyince kötü oluyoruz. İstiyorlar ki istedikleri her zaman istedikleri haberi yapalım. Onları mutlu edelim. Onları mutsuz edecek, işlerine gelmeyen haber yapmayalım.

        Bu, sektördeki tüm ünlü isimler için geçerli. Kendi istedikleri haber dışında bir haber çıksın yıllardır sevdikleri, onlarsız yapamadıkları magazincileri istemezler. Nedense kötü çocuk oluverir magazin hemen. Ya da “Of şu magazinciler” derler. Neyse biz alıştık bu duruma ama bu işin raconunda, matematiğinde bu vardır. Bir albüm, film, dizi gibi projeniz varsa sır gibi saklanan aşk ortaya çıkar. Hatta bazen aşk bile değildir. Sadece reklam için aşk varmış gibi yapılır. Klasik hareketler anlayacağınız.

        Fahriye ve Burak, bundan 10 gün önce bir başka davete el ele katılsalardı inanın daha samimi ve gerçek olurdu. Şimdi hiç gerçekçi ve samimi gelmiyor bu hareket. Hayır zaten ikilinin ilişkisinin olduğu çok uzun zamandır biliniyor. Neden “Evet birlikteyiz” mesajı vermek için bu gala gecesi bekleniyor? Bunlar gerçekten çok eskide kalmış taktikler ve düşünceler. Biraz taktikleri değiştirmek gerek. Kim akıl veriyorsa yanlış akıllar bunlar, benden söylemesi...

        Olan biten

        ■ GEÇEN akşam TAV İletişim Hizmetleri, Flamingo’da gecikmiş de olsa ‘yeni yıla merhaba’ daveti verdi. Makarondan yapılan pastalarıyla bence yıla çok renkli girdiler. Ekip şahane olunca da parti çok hareketli geçti.

        ■ ÇARŞAMBA akşamı Ayşe Hatun Önal ile Cem Yılmaz, Fenix’te yemek yiyordu. Mekânda herkesin gözü bu ikilinin üstündeydi. İkili, gece boyunca etrafa gülücükler saçıp mutluluklarını sergiledi.

        ■ ERKAN Petekkaya ile Nurgül Yeşilçay’ın dizisi ‘Paramparça’ tuttu ama dedikoduları da hız kesmiyor. Sette sürekli tartışma yaşandığı konuşuluyor. Cihangir kafelerinde konuşulan dedikoduların başında bu geliyor.

        Diğer Yazılar