Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        CEM Yılmaz ile Ayşe Hatun Önal’ın aşkını sağır sultan bile duydu. Biliyorsunuz, paparazziler tarafından da göz hapsindeler. Önce Ayşe takip ediliyor sonra Cem’in evine girerken, çıkarken çekiliyor. Yani Cem Yılmaz’ın kapısından ayrılmıyor kimse. Hal böyle olunca da Cem Yılmaz isyan ediyor. Ediyor ediyor da bence siz bizim paparazzilere kurban olun.

        Yurtdışında paparazziler sadece kapıda beklemekle yetinmiyor. Çöp karıştırıyorlar, evin içini gözetliyorlar. Hatta öyle ki, sokağın tam karşısından ev bile kiralıyorlar. Hoş bizde de 90’lardaki gibi eski bütçeler olsaydı şimdi birkaç kişi Cem Yılmaz’ın evinin oradan çoktan ev kiralamıştı. Şimdi arabada bekliyorlar, çok mu? Hem Cem’in kapısının önü çok bereketli.

        Malum yılın iki bombası o kapıda yakalandı. Biri kendisi, yani Cem Yılmaz ile Ayşe Hatun Önal aşkı, diğeri de Meryem Uzerli ile Ozan Güven aşkı. E paparazziler o kapıda yatmayacak da nerede yatacak Cem? O kapı şu aralar pek bereketli. Kimin, hangi aşkın çıkacağı belli değil. Ancaaak, Meryem Uzerli ile Ozan Güven aşkında bir sorun var. O konuya geleceğim ama önce şu paparazziler mevzuunu bir çözelim.

        Bizim paparazzilerimiz sadece mekân önünde bekleyip takip yapıyorlar. Ki bu konuda ve bu şartlarda yapabilecekleri sınırlı. O yüzden de sınırlarını çok iyi koruyabiliyorlar. Tabii sınırlarını aşan da oldu. Onun dışında magazincilere laf atan, paparazzilerle dalga geçen sanatçıların hiçbiri bana samimi gelmiyor. Cem Yılmaz’ın samimi gelmediği gibi.

        Cem Yılmaz her zaman gazetecilere öyle ya da böyle malzeme vermiş, güler yüzüyle, hatta esprileriyle karşılık vermiş biriyken son zamanlarda klasik “of”, “puf” durumlarına giren birçok ünlü gibi olmuştur. Yani, “Para bende, şöhret bende, ün bende. Yeter artık ben de bir Cem Yılmaz’ım, gelmeyin üstüme” diyor.

        Tabii ki öyle, ondan kimsenin şüphesi yok. Kimsenin bir rahatsızlığı yok. Bu insanlar seni her halinle seviyor, ama biz yine de eski halini özlüyoruz. Paparazzilerle bile espri yapabilen, keyifli mesajlar veren Cem’i istiyoruz ki, güzel bir aşk yaşayan adam bunları gayet güzel yapabilir. Öyle ki, hayatında eğlenceli bir kadın var. Baksanıza, deniz kenarında alacağı yalıyı bile gözü hiç kırpmadan yakabilecek cesareti olan bir kadın Ayşe Hatun Önal. Ki benim tanıdığım Ayşe yapar. Takriben 1995 yılından bu yana tanıyorum ve tüm bunları yapabilecek cesarette. O yüzden sen de ilişkine çok güvenme. Sabah bir kalkmışsın Ayşe yok.

        Ayşe öyle sıkılmaya, daralmaya gelemez, haberin ola. Magazincileri de sever, anlar, anlayışlıdır. Hatta öyle ki, magazinin eskiden daha sert, daha acımasız olduğunu bilecek kadar da tecrübeli. O yüzden az biraz eğlen de bizler de eğlenelim Cem’ciğim. Bu arada 2 eğlenceli insandan güzel sürprizler beklemiyor da değilim.

        Meryem’in yüzü gülmedi

        HAYIR, şimdi Ozan Güven “Çocuğumun üzerine yemin ederim Meryem benim kardeşim” diyor, ama Meryem, Ozan sorulduğu zaman hiç, “Aşk yok, o benim arkadaşım” demiyor. Hatta Ozan Güven’den “Doğal biri” diye söz ediyor. Eğer aşk olmasaydı ya da Meryem öyle zannetmeseydi, “Ozan benim canım... Uzun zamandır onunla aynı projede çalıştık, aşk yok” derdi kendi üslubu ve samimiyetiyle. Hayır ne oldu da şimdi böyle oldu. Sizi bilmiyorum ama ben feci şekilde Meryem Uzerli’ye üzülüyorum ve ciddi şekilde karizmasının da bozulduğunu düşünüyorum. Yani eski Meryem’in dokunulmazlığı, saflığı, samimiyeti kalmadı.

        Ama bir de tabii Meryem Uzerli’nin ciddi şekilde Türk erkeklerinden çekiyor olduğu gerçeği var. Şimdi tabii çıkıp “Ben zaten aşk var demedim ki” diyecek ama hiç “Aşk yok” da demedi. Yurtdışı kültürü almış, hiç kandırılmamış bir kadın olarak çok duygusal ve her yakınlığı, hareketi yanlış anlıyor olabilir.

        Ve Ozan Güven nedense beni şaşırtmadı. Bu aşkı ilk duyduğumda, 28 Aralık 2014 tarihinde “Magazin dünyasında neler olacak” yazımda, “Bu aşk uzun sürerse şaşırırım” diye yazmışım. Keşke demez olaydım.

        Şahsen ben bir kadın olarak Meryem Uzerli’nin Can Ateş hakkında yaptığı açıklamalara da çok üzülmüştüm. Şimdi de Ozan Güven’in yaptığı açıklamalar sonrası Meryem Uzerli’yi düşünüp üzüldüm.

        BELÇİM-YILMAZ OLAYI

        YILMAZ Erdoğan ile Belçim Bilgin Erdoğan arasında ayrılık haberlerinin sonu gelmeyecek. Çünkü Yılmaz Erdoğan çok fazla dışarıya çıkmıyor, ama Belçim Bilgin dışarıya çıkmak, sosyalleşmek, dans etmek, arkadaşlarıyla daha fazla vakit geçirmek istiyor. E Yılmaz Erdoğan da bunu zamanında çok yaptı. Her gece sokaktaydı. O dönem memleketin en ünlü mankenleriyle birlikte oldu. Her gece bir başka kulüpte eğleniyordu. Bunları hayatında fazlasıyla yaşadı. Ama tabii bunların da bir doyum noktası var. O da doydu, bitti. Artık daha farklı bir pencereden bakıyor. Üretmek peşinde. İkili de bu yüzden yalnız takılıyor; çünkü birbirlerine bu anlamda saygı gösteriyorlar. Yani ayrılık dedikodusu ilk değil, son da olmayacak.

        Diğer Yazılar