Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BÜLENT Ersoy’u nasıl bilirsiniz? Tartışmasız Diva. Giydiği kıyafetleri, takıları, saçları, tırnakları bir başkası yapsa olmaz. O şahsına münhasır. Tek kelimeyle kendisini bu konuda tek geçiyorum. Kim ne derse desin. Defalarca da yazdım, bir Bülent Ersoy daha gelmeyecek. Kendisini çok kez bazı konularda eleştirdiğim doğrudur. Ancak ses, tarz konusunda Bülent Ersoy’u kendi duruşunda tek geçiyorum. Herkes aynı olursa zaten sorun olur öyle değil mi? Onun farklı olmasını seviyoruz. Ancak ‘Bu Tarz Benim’in final gecesinde jüri koltuğuna oturan Diva’yı bu kez farklı görmek istiyoruz. Mesela Diva’yı son yıllarda hiç görmediğimiz bir tarzda görsek. Düz, sade... Güzel siyah bir elbise. Sadece bir makyaj ve saç. Hatta kısacık tırnaklar. Çünkü kendisini öyle gördüğümüz yıllar çok eskide kaldı. Hele bir krem renkli tulum içinde bir fotoğrafı var kendisinin bakmaya doyamıyorum. Bence az biraz şu tütülü kıyafetlerin içinden çıksa da sade kıyafetlerin içinde de nasıl tarz olunacağını gösterse bize. İnanın o zaman herkes daha çok şaşırır ve ekran başına kilitlenir. Çünkü ben artık hatırlamıyorum Bülent Ersoy’un sade ve tarz olduğu hallerini. Hem karşısındaki giyinmeyi bilmeyen o kızlara da örnek olmuş olur.

        Ve jüri

        UMUT Eker’i çok eskiden tanırım. Şahsen kimin aklına geldiyse tebrikler. En azından farklı bir isim. Ve yaptığı yorumlar gayet yerinde. Cemil İpekçi’ye zaten söylenecek söz yok. O da bir duayen. Ama geçen gün kızların kavgasına isyan ettiği bir bölüme rast geldim. Az daha masadan kalkıp gidecekti. İyi sabrediyor gerçekten. Sibel Arna da bence televizyon için yeni bir kan. Çok da güzel olmuş. ‘Her Şey Dahil’deki göbek şovu da gayet başarılıydı. Ve gelelim yabancı gelinimiz Chloe’ye... Serdar Ortaç’tan boşansa da memleketi terk etmeyecek. Bizim memlekette yabancı sevilir malum. Chloe de pek sevildi. Türkçe’sinin bu kadar güzel olması da şaşırtıcı. Gayet başarılı. Ama biraz daha sert yorumlar bekliyoruz kendisinden.

        Moda demişken

        MODANIN kişinin kendisine yakışan olduğunu düşünüyorum. Marka, benzerlik boş. Öyle insanlar biliyorum ki bir elbiseye 5 bin TL veriyorlar ama üstlerinde 1 TL’lik duruyor. O yüzden kendiniz olun hanımlar. Bu yüzden de yarışmadaki kızlarda gördüğüm şudur: Gerçekten giyinmeyi hiç bilmiyorlar. Kafaları çok karışmış. Kavga etmekten üstlerine ne bulurlarsa geçiriyorlar.

        Beyaz-Candan mutluluk verdi

        ESKİDEN televizyon programlarında bu tarz şeyler oluyordu. Hatta öyle ki dışarda olunca bile akıllı telefonlardan izlenirdi. İşte Beyaz ve Candan atışması da eski günleri hatırlattı herkese. Meğer ne çok ihtiyacımız varmış. Sosyal medyadan da anladığım kadarıyla bu tarz şeylerin daha çok yapılması gerekiyor. Eğlenmeyi unutmuşuz. Son zamanlarda kavga-gürültü, ağlama üzerine kuruluyor programlar malum. Ama iyi bir şey yapılınca tutuyor işte görüyorsunuz.

        SON GÜNLERDE

        ■ İNSANLARIN yeni modası yeme-içme üzerine. Herkes birbirine “Oraya mutlaka git, çok güzel yemek var” diyor.

        ■ OSCAR yaklaşıyor. Yine herkes birbirine “Şu filmi mutlaka izle. Sonra bir kahvede buluşup Oscar öncesi tahmin yapalım” diyor

        ■ YİNE herkes birbirine “Fotoğraf koydum, neden like’lamadın?” diyor.

        ■ HATTA yine herkes birbirine delirmiş gibi “Beni neden takip etmeyi bıraktın? Sana bir şey mi yaptım?” diyor. Tövbe tövbe, hiç anlamıyorum bu cümleyi. İnsan kimi isterse takip eder kimi istemezse etmez. Kimi isterse like yapar. Nedir bu telaşınız? Rahat olsanıza azıcık.

        ■ VE yine herkes birbirine “Tarz mıyım?” diye soruyor. Özellikle de erkeklerin tarz olmak için uğraş verdikleri görülüyor. Anne-babalar da “Kızım-oğlum sürekli kıyafet almak istiyor” diye isyan ediyor. O da başka bir detay tabii...

        Diğer Yazılar