Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        SON günlerin en sempatik kankileri Cem Yılmaz, Ozan Güven, Özkan Uğur, Zafer Algöz. Geçen akşam bu dörtlü yine birlikteydi. Ve tabii bu kare gazetelere yansıdığı zaman birçok şey yazılıp çiziliyor. Dillere dolanıyor. Cem Yılmaz da kendini dile dolayan gazetecilere dolanıyor. Söylemediğini bırakmıyor. Ah Cem sen de az biraz eğlensen. Nedir bu kendini kasmak, sinirlenmek. Ne çok eleştiren bir adam oldun sen yahu. Herkese sinirleniyorsun. Hem keşke ‘Aynı Adamlar’ isimli bir film yapsan bu isimler ile. Bence çok da keyifli olur.

        AMACINA ULAŞTI

        SİBEL Pamuk’un horozlu kıyafeti bana eskileri hatırlattı. Eskiden de kendilerini tanıtmak için neler yapardı şimdinin en ünlü isimleri. Biz bazen “Eski mevzular tutmaz, gerek yok bunları yapmaya” diyoruz ama işte buyurun Sibel Pamuk dün her yerdeydi. Öyle ya da böyle birilerinin aklında kalacak. Şarkıları olmasa bile horozlu kıyafeti kalacak. İş yapar, yapmaz. Ünlü olur, olmaz. Şöhretin zirvesine çıkar, çıkmaz. Kendinden söz ettiriyor mu ettiriyor. Amaç ne, istenen ne o önemli. Eğer Sibel Pamuk “Ben böyle var olacağım” diyorsa doğru yoldadır. Tabii bu tip olaylarda her zaman şarkılardan, türkülerden çok bu tüyler konuşulur onu da unutmasın.

        TAKSİM demişken

        İSTANBUL Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş havaların düzelmesini beklediklerini, Taksim Meydanı’nda çalışmaların başlayacağını söyledi. Ben yıllardır dört gözle bekliyorum. Çünkü gerçekten çok eski halini bildiğim İstanbul’un gözbebeği Taksim Meydanı ve İstiklal Caddesi çok fena durumda. Yaz da geliyor. Özellikle sıcakta o betonda yürümek ne kadar korkunç biliyor musunuz? Taksim’in en güzel ve en şık halini yaşayan yaşı ilerlemiş birçok kişinin şu sıralar buraya geldiği zaman gözyaşı döktüğünü biliyorum. Ama gözyaşı dökülecek durumda gerçekten. Dünyanın gezmek, eğlenmek için geldiği yer acınacak halde.

        Delice geldi

        DELİCE’ isimli bir kitabı başkası çıkarsaydı eminim “Kitabın ismine uygun öyle bir parti yapalım ki, tüm memleket konuşsun. Her türlü delilik olsun davette” diye başlayan konuşmaların olduğu toplantılar yapılırdı. Ama Hande Altaylı çıkarırsa gayet şık, zarif, sade bir davet olur. Öyle de oldu zaten. Zelda Zonk’ta yapılan organizasyon sıcak, sempatik bir davet oldu. ‘Kahperengi’ sonrasında tanımayanların da tanıdığı bir isim oldu Hande Altaylı. Bir yazar olarak kalemini en sevdiğim kadınlardan. Tabii bir de en cesurlarından. ‘Delice’ de sarıp sarmalayan bir kitap. Kesinlikle tavsiye ederim.

        143’te 3’üncüyüz

        VALLAHİ bravo bize. 143 ülke arasından üçüncü olmayı başarabilmişiz. Ama mutsuzlukta. Bu da bir başarıdır. Genellikle başarı sıralamalarının en altlarında olduğumuz için bu bana bir başarı geldi tabii. Bu arada eğer siz mutluysanız ve “Ben çok mutluyum” diyorsanız akşam haberleri izlemeniz yeter mutsuz olmanız için. Ya da ona da hiç gerek yok. Sokağa çıkın. Taksim Meydanı’nda bir dolaşın mutsuz olmanız için binlerce sebebiniz olacak. Türkiye’de yaşıyorsanız özellikle de büyük şehirlerde yaşıyorsanız mutlu olmanız için sebep çok az. O yüzden de aklımızı oynatmaya çok az kaldı diyorum.

        Diğer Yazılar