Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        GEÇEN akşam her ay yapılan caz gecesi için İstanbul Morini’ye gittik. O gece Allen Hulsey sahnedeydi. Ben Allen sahneye çıkar çıkmaz “Serenay Sarıkaya ve Kerem Bürsin’in mavi reklamında oynayan çocuk değil mi?” dedim. Yanımda oturan Ferhan Kaya Poray “Kerem’e bakmaktan başkasına bakamadık. Hatırlamıyorum” dedi. İşte efendim Kerem Bürsin’in kadınlar üzerinde acayip bir etkisi var. Kimisi acayip beğeniyor, kimisi ölüp bitiyor. Beğenmeyen yok. Durum bu kadar açık ve net. Ama bana göre o reklamda Serenay Sarıkaya da muhteşem. Acayip bir enerjisi var kızın. En başından beri yazıyorum. Bu ikiliyi bir araya getirmek en doğru karardı. Neyse efendim konumuza gelelim. Allen Hulsey 2.5 yıldır ülkemizde yaşayan bir Amerikalı. Ancak dilimizi acayip iyi konuşuyor. Üstelik sahnede Türk Sanat Müziği şarkıları da söylüyor. Bir ara sohbet ettik, annesi Türk’müş ve Türkiye’yi acayip çok seviyormuş. Uzun yıllar burada kalmayı düşünüyormuş. Ben “Türkçe’yi çok iyi konuşuyorsun” dediğimde ise “Dil dayak yemeden bir de dil dile değmeden öğrenilmez. Ben çok dayak yedim. O yüzden çok iyi konuşuyorum” dedi. Tam Türk olmuş anlayacağınız. Esprileri bile bu yönde. Sonuç olarak mekân Allen’in hayranlarından geçilmiyordu. Kendisi küçük çaplı bir kadın hayran kitlesi oluşturmuş. Allen da biraz flörtöz. Sahneden hanımlara mavi boncuk dağıtıyor ve tek tek masalara gidip onlara şarkılar söylüyor. Yani tam kıvamında Türk olmuş efendim.

        BİZİM ZAMANIMIZ DAHA RENKLİYDİ

        İŞTE ben hep yazıp çiziyorum. Artık magazin dünyasında eski keyif, neşe kalmadı diye. Buyurun magazinin duayeni Şenay Düdek de aynısını söylüyor. Şenay Düdek yıllar önce bu mesleği bırakıp İzmir’e yerleşmişti. Ben kendisinin dönmesini şahsen çok istiyorum. Ara ara İstanbul’a gelip hasret gideriyor. Ben de “Tamam hadi benimle bu gece İstanbul’u geziyorsun” dedim. Sağ olsun bana katıldı. Şenay Abla’ya aradaki fark ne diye sorduğumda “Bizim zamanımızda açıkçası daha renkliydi. Gazinolar vardı ışıl ışıl. Her birinde assolistler çalışıyordu. Daha genç, gazinolara düşkün bir nesil vardı. İşadamlarının oğulları ön masalarda assolistleri dinlerdi. Bizim değişmez gece kulübümüz vardı: Şamdan. Şimdi bir sürü mekân var. Eskiden gazinoya gittiğimiz zaman 40 kişiyi tanıyorduk. Şimdi kimse birbirini tanımıyor. Eskiden daha güvende oluyorduk, şimdi tetikte oturuyoruz. O gece Chanta’ya gittik mesela. Mekânda benim de eskiden bildiğim, tanıdığım Serkan Koca olmasa ben oraya gitmeye çekinirdim. Ondan dolayı daha rahat oturdum ama başka bir kulübe apar topar gidemem. Gitsem tetikte otururum. Çünkü artık çoğu mekân yöneticisini tanımıyorum. O yüzden çok fark ve değişiklik var. Ama geldim burada dostlarla buluşuyorum. Eskileri anıyoruz. Çok güzel oluyor” dedi.

        ŞENAY ABLA’NIN BAŞKA BİR AURASI VAR

        Hiç haksız değil. Ben de yazıp çiziyorum. Ben de eskiden mekâna gireyim 40 kişiyi öperdim. Şimdi sadece mekânın işletmecilerini ya tanıyorum ya tanımıyorum. Yani burada çalışan benim için bile durum aynı anlayacağınız. Müşteri çok değişti. Ancak şunu söyleyeyim, Şenay Abla’nın başka bir aurası var. Herkes etrafında dört dönüyor. Yıllar olmuş mesleği bırakalı ama hâlâ saygı görüyor. Bu meslekte bunu yakalamak çok zor. Keşke yeniden dönse, küçük de olsa bir şeyler yapsa.

        FATIH ÜREK’TEN İYİ HABER VAR

        FATİH Ürek de mide operasyonu geçiren isimler kervanına katıldı biliyorsunuz. Ancak Fatih’in operasyonunun ardından hiç de güzel haberler gelmedi. Apar topar yeniden operasyona alındığı, sıkıntılı olduğu yazıldı çizildi. Fatih Ürek’i aradım, kendisine sordum. Hatta “Sen o kadar kilolu değildin neden yaptın böyle bir şey” de dedim. Ancak Fatih “Şekerim var, artık zorlanıyordum. Yapmak zorunda kaldım” diyerek durumunun çok iyi olduğunu, çok abartıldığını söyledi. Şeker hastası olduğu için bu tarz operasyonlarda bu tarz olaylar olabileceğini özellikle belirtti. Hatta bu hafta sonu evine çıkacağını söyleyen Ürek, “Ben sana şunu söyleyeyim. Acayip seviliyormuşum. Ben bu kadar sevildiğimi bilmiyordum. Aklıma gelmeyecek, konuşmadığım, görüşmediğim insanlar bile aradı. İnanılmaz moral oldu bana” diyerek yaşadıklarını da ifade etti. Tabii böyle günlerde aranmak, hatır sorulmak çok önemli. Sonuç olarak özellikle bu sektörde dost yok denir ama yine de bazı insanlara bir şey olduğu zaman anında birlik beraberlik olur. Fatih de onlardan birisi.

        Diğer Yazılar