'Hermes ile plaja inmek görgüsüzlük'
BERGÜZAR Korel ve birçok işkadını, işadamının şıklığı ondan soruluyor. Stil danışmanı, tasarımcı ve trend belirleyici Hande Can Yüce ile plaj şıklığı üzerine küçük bir dedikodu yapalım dedik. Hande’nin sosyal medya üzerinde yaptığı paylaşımlara sırf ben değil herkes hayran. Çünkü her kıyafeti bir başka olay. Her gün bir moda dergisinden fırlamış gibi dolaşıyor. İşte o yüzden de hanımlar kulak kesilin derim. Plajda nelere dikkat etmemiz gerektiği ve daha fazlası için.
-Bodrum’dan başlayalım. Plajlar şenlendi...
Bodrum resmen podyuma dönmüş. Her 15 dakikada bir kombinler baştan aşağıya değişiyor. Saçlar tepeden toplu, dudaklarda kırmızı ruj, aynalı güneş gözlükleri ile kafalarını suya sokmadan denize giriyorlar. Kışın dağda Chanel Messenger çanta ile kayılamayacağı gibi Louis Vuitton, Hermes ve Celine ile de plaja inilmez. Markaların plaj çantaları var, adı üstünde plaj çantası. Hermes ile plaja inmek artık görgüsüzlüğün son noktası. Gerçekten bu tarz şeyler dünyanın hiçbir yerinde yok. Her geçen gün daha da gösteriş meraklısına dönüşüyoruz. Artık buna bir dur demek gerek sanırım.
-Bu yaz en çok neyi tercih edelim?
2015 yaz trendinin en önemli parçası mayolar diyebilirim. Senelerdir revaçta olan bikinilerin tahtını sonunda sallamayı başardı.
-Özellikle giymemiz, almamız gereken neler var?
Herkes kendi vücut tipine uygun kıyafetleri seçmeli. Şık olmanın en büyük sırrı bu. Ama ortak bir dil konuşmak gerekirse, siyah kalem etek, beyaz ipek gömlek, yakası açık beyaz tişört, vücuda güzel oturan jean, yüksek ve ince topuklu stiletto, anvelop elbise benim için ilk sırada geliyor.
-Özellikle yapmamamız gereken neler var?
Dergideki fotoğraflara bakıp aynısını taklit etmekten vazgeçmemiz gerekiyor. Herkesin kendine has bir stili olmalı. Kendi vücudumuzun kusurlarını bilip, onları kamufle edecek şekilde giyinmeliyiz. Herkes her şeyi giymemeli.
-Biz Türk kadınları en çok hangi hatayı yapıyoruz?
Yeni nesil gerçekten çok güzel, bakımlı ve trendleri doğru bir şekilde takip ediyor. Artık hayatımızda internet var, yurtdışındaki defileleri anında izleyebiliyoruz, sezon trendlerini, tüm dünya ile aynı anda görebiliyoruz ama tüm bunlara rağmen Türk kadınlarının aynaya bakmadan dışarı çıktıklarını düşünüyorum. Yaşına uygun giyinmeyen, vücut tipine ve tarzına tamamen aykırı kıyafetlerle davetlere giden o kadar çok kişi görüyorum ki en büyük hatanın bilinçsizce yapılan alışveriş olduğunu düşünüyorum.
-Plaj çantamızdan neyi eksik etmeyelim?
Yüksek koruma faktörlü yüz kremi, saç için argan yağı, yedek mayo veya bikini, Panama şapkası ve tabii ki güneş gözlüğü.
-Neyi asla giymezsin?
Salopet ve takım elbise. Asla ve asla giymem.
-Hangi ünlüyü giydirmek istersin?
Lupita Nyong’o’nun tarzına bayılıyorum. Onu giydirmek çok isterdim. Taylor Swift’in fiziğine ve zarafetine hayranım. Grammy’lerden birinde kendisini giydirmek gurur verici olurdu.
-Kimlerle çalışıyorsun?
Müşterilerim çoğunlukla ünlülerden ve ekonomik düzeyi yüksek kişilerden oluşuyor. Son 1.5 senedir Bergüzar Korel’le çalışıyorum. Diğer müşterilerimin adını veremiyorum çünkü gizli tutmayı tercih ediyorlar.
-Sokakta gördüğün her kadına, her erkeğe bakıyor musun?
Maalesef bakıyorum. İstem dışı herkesin giydiğine bakıyorum ve içimden hep ‘Bu üst bununla olmamış’, ‘Keşke bu elbisenin altına başka bir ayakkabı giyseymiş’ diye yorumlar yaparken buluyorum. Mesleki deformasyon diyelim.
-Kıyafetini beğenmediğin bir arkadaşına “Bunlar sana yakışmamış” diyor musun?
Evet dediğim oluyor. Bazı arkadaşlarım daha evden çıkmadan bana fotoğraf yolluyorlar, ben de ‘Şurası olmuş, şurası olmamış, bu şekilde değiştirirsen daha güzel olur’ diye uzaktan yönlendirme yapıyorum.
-Çakma çanta, ayakkabıdan, kıyafetten hemen anlar mısın?
Hem de hemen. Çok imrenerek bakılan kadınların çoğunda sahte çanta, saat, kıyafet hatta mücevherler oluyor. Özellikle çanta ve elbise hemen anlaşılıyor.
