Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        * CEM Yılmaz, Cennet Koyu’ndaki evinin dekorasyonunu mimar Derya Bartan ve ekibine yaptırmış. Sezon öncesi ve tatil öncesi eviyle ilgilenen Cem Yılmaz, biliyorsunuz Mandarin Oriental’dan da ilk ev alanlar arasında geliyordu. Bu arada milyon dolarlara satılan ve 90 küsur adet bulunan villalardan sadece 2 tane kalmış. Gerisini siz düşünün artık. Buralarda çok pahalı yerler peynir ekmek gibi satılıyor.

        Cem Yılmaz, evinin dekorasyonunu Mimar Derya Bartan (solda) ve ekibine yaptırdı.

        * Cuma gecesi Bodrum Türkbükü’nün en çok ses getiren mekânı Sess’te Arda Turan’ı, sevgilisi Aslıhan Doğan ve arkadaşlarıyla gördüm.

        Arda Turan sevgisi mekânın en uç köşesine kadar ulaşmış, herkes fotoğraf çektirmek için geç saatte bile olsa sıraya girmiş. Gece kulübünde böyle görüntüler pek hoş olmasa da Arda kimseyi kırmadan fotoğraf çektiriyordu.

        Mekânın diğer bir köşesinde ise bir dönem fırtına gibi esen ve “Sarı Fırtına” lakabıyla anılan eski futbolcu Metin Tekin de vardı. Arda’ya olan ilgi bir dönem kendisine oluyordu tabii. Ama şimdilerde o kadar değil.

        Tekin sessiz sakin otururken Arda Turan’ın yanına gidip arkadaşlarıyla fotoğraf çektirdi. O esnada Metin Tekin’in yanına biri gelip fotoğraf çektirmek isteyince, Arda’ya dönüp “Bak görüyor musun, benimle de hâlâ fotoğraf çektirmek istiyorlar” diye espri yaptı.

        Hayat böyle bir şey işte... Hiçbir şey sonsuz kalmıyor. Önemli olan, popüler olduğun zaman insanların kalbinde bıraktığın his ve anı. Aman dikkat, şimdi popülersiniz diye insanlara kötü davranmayın. Gün gelip kimse sizin yüzüne bakmaz. Ki çok örnekleri var.

        Bu arada Arda Turan ile Aslıhan Doğan, aşklarını cümle âleme ilan etmek istercesine her 5 dakikada sarılıp öpüştüler.

        * Cuma akşamı Ali Sayar da Gizia Beş Oda’daki mekânında DJ setindeydi. Ali’yi dinlemeye gelenler arasında Mehmet Tuna, Süleyman Kosif, Metin-Hülya Aşık, Nil Bentürk gibi ünlü isimler de vardı.

        Bu arada mekânda bulunan Elif Dürüst de yeni yaşını kutluyordu. Bir gün önce 45’inci yaşını kutlayan Elif, “Sessiz sakin yeni yaşımı kutluyorum” dedi. Ali’den o gece sadece kendisi için şarkılar istediğini söyledi.

        *Şu meşhur Mikonos’taki Nammos’un Bodrum’a geliş tarihi kesinleşmiş. 3-5 senedir “Geliyor, gelecek” denen Nammos, seneye Mandarin Oriental’da konuşlanıyormuş. Allah’ımıza bin şükür. Malum biliyorsunuz. Bu memlekette Nammos çılgınları var. Sırf onun için Mikonos’a gidiliyor. O yüzden Bodrum’a gelmesi bu ilgiyi biraz bizim topraklara çekecektir. E tabii bu da iyi bir şey. Bizim memleket de kalkınsın öyle değil mi? Meraklısına.

        ALİ ŞEN, ESNAF LOKANTASININ MÜDAVİMİ

        BODRUM’da fiyatlar el yakıyor biliyorsunuz. Lüks restoranlara oturduğunuz zaman en alt limit kişi başı 200 TL olabiliyor birçok yerde. Ama tabii Bodrum’un esnaf lokantalarını da es geçmeyelim. Çünkü çok meşhurlar. Lüks mekânlardan sıkılan herkes soluğu esnaf lokantalarında alıyor. Bunlardan biri de Yalıkavak’taki Özkonyalı. Bu lokantanın müdavimleri arasında eski Fenerbahçe Başkanı Ali Şen de var.

        Ali Şen haftanın 3-5 günü buraya uğramadan yapamıyor. Haydi size örnek bir mönü vereyim. Bir çorba, bir patlıcan musakka, bir pirinç pilavı, bir ayran 25 lira. Başkan Ali Şen de bu yemeklerden vazgeçemiyor. Daha ne olsun, hem lezzet var hem de cebe zararı yok.

        YAZLIK HATIRLATMALAR

        * ALAÇATI sokaklarında topuklu ayakkabıyla dolaşmanız çok zor. Onun için ilk kez gidiyorsanız aman dikkat. Takoz gibi ayakkabılar giymekten kaçının. Giyin rahat rahat sandaletleri.

        *Artık klasikleşen, “Hangi sokaktan denize inebiliriz” cümlesini inşallah bu sene duymayız. Alaçatı’da deniz yok. Yani köy içinde yok. O kadar yazılıp çiziliyor. Deniz için beach’lere gitmeniz gerekiyor. Ben yaz başı yeniden hatırlatayım da.

        *Bodrum’a giderken topuklu ayakkabı alabilirsiniz tabii, ama en azından gündüz beach’lerde o takozları giymeyin. Gerçekten çok kötü duruyor.

        *Denize makyajla girme alışkanlığınızdan vazgeçseniz. Farkında değil misiniz hâlâ bilmiyorum, ama dünya doğallığın peşinden koşuyor.

        *Çantaların en lüksüyle plaja inmek zaten kötü bir görüntü arz ederken bir de “fake” olanlarla iniyorsanız aman hanımlar dikkat! Çok kötü görünüyor. Pazar torbasına koyun eşyalarınızı daha iyi.

        Diğer Yazılar