Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        AKŞAM bir davetten çıktım. Saat gece yarısını geçmemiş henüz, Balmumcu’dan Beşiktaş’a inen yolda orta şeritte gayet normal bir hızla ilerliyorum. Sağ şeritten bir otomobil otobüsün arkasında kalınca bir anda kendini orta şeride atıyor. Ne aynasına bakıyor ne sinyal veriyor. Ben de refleksle o an selektörü bir iki kere tıklatıyorum. Daha sonra da boş olduğu için sol şeride geçip yoluma devam ediyorum. Otomobilde kim var, neden böyle yaptı diye dönüp bakmıyorum bile. O kadar alışkınım ki trafikteki bu hallere. O selektör yaptığım araba sol şeritten camını açıp bağırıyor. Ağza alınmayacak sözler söylemeye hakaret etmeye, başladı. Orta şeride gelen bir başka arabadaki iki erkek de bir onlara bakıyor bir de bana, ne yapacağım diye. Üstelik bana “Hayvan mısın sen or.sp.” diye hakaret eden adamın yanında bir de kadın var. O da öne eğilmiş bana bakıyor. Ben nasıl bir kadınım ki yanındaki adama selektör yakmışım dercesine. Şimdi camı açıp bir şey söylesem dert, söylemesem dert. Zaten duyduğum sözler karşısında dilim tutulmuş, öylece olayı anlamaya çalışıyorum. Bana mı söylüyor diye. Şikâyet etseniz bir dert, etmeseniz bir dert. Beni sözleriyle sindirmeye korkutmaya çalışıyor. Üstelik yanındaki kadın da o kadar hakarete bir şey söylemiyor, sadece izliyor olanı biteni. Yanındaki adamı sakinleştirmiyor bile. Hemcinsine yapılan hakaretleri hiçe sayıyor. E benim saçım başım yapılı. Makyajım var. Kırmızı rujum var. Artık ne düşünüyorlar bilmiyorum hakkımda. E zaten trafikte bir kadın. Adam bir kadının kendisine selektör yakmasını içine sindirememiş olacak ki içindeki tüm nefreti döküp basıp gidiyor. Şimdi ben bu adamı mahkemeye versem, şikâyet etsem ne olacak?

        1-Hiçbir şey.

        2-Mahkeme sonrasında beni takip edip bir yerde sıkıştırıp dövecek.

        3-Evimin önüne gelip beni hırpalayacak.

        4-Eşi, dostu, karısı kim varsa bana o adam gibi hakaret edecek.

        Ve düşünmemi istedikleri şey de tam bu. Ya da mahkemede delil yetersizliğinden benimle ilgilenmeyecekler bile. Gelecek polis bile ilgilenmeyecek. Elde var sıfır. Kadından nefret edilen, kadına asla saygının olmadığı, kadının kadına bile saygı duymadığı bir ülkeydi zaten burası ama şu anda iş iyice çığırından çıktı. Allah hepimizin yardımcısı olsun. Bu ülkede kadınlar her gün hiç akla gelmeyecek yüzlerce şey yaşıyor. Daha Özgecan yasasının bile çıkmadığı, çıkamadığı günümüzde biz kadınların Allah yardımcısı olsun.da yaşamamak için evden dışarıya çıkmayacağız. Sanırım istenen de bu.

        BİR DÖNEM

        YILLARDIR bu işi yapıyorum. Şimdiye kadar aklımdan “Bu saatte bu kıyafeti giysem acaba başıma ne gelir”, “Şimdi ben bu saatte çıkıyorum taksiye bineceğim başıma ne gelir”, “Şimdi ben bu bardan çıkıp bir başka bara gideceğim bana bir şey olur mu” gibi sorular geçmiyordu. Aklımın ucuna hiç kötü bir şey gelmiyordu. Üstelik beni bilen bilir. Yıllardır geceleri tek başına gezen, hatta o mekân senin bu mekân benim dolaşan biriyim. Öyle birçokları gibi yanıma birilerini katıp gezmem. Tabii arkadaşlarım olur o ayrı ama işim varsa gitmem gereken yerlere yalnız giderim. Yıllarca muhabirlik yaparken de hep tek başınaydım. Ama artık özellikle son yıllarda tedirgin oluyorum. Çünkü bakışlar, düşünceler, yaşadıklarım, duyduklarım karşısında tedirginim.

        Üzüntümüz büyük

        HER gün hiddet, şiddet yaşanırken her an “Son dakika” haberleri duyduğumuz şu günlerde gazeteci büyüğümüz Ahmet Hakan’a yapılan saldırıyı şiddetle kınıyorum. Düşüncesini, fikrini savunuyor diye, ayrıca dili, dini, ırkı ne olursa olsun, kim olursa olsun şiddetin her türlüsünü hepimiz kınamalıyız. Bunları yaşadıkça hiçbir zaman huzuru, mutluluğu bulamayacağız. Kendisine geçmişler olsun.

        Diğer Yazılar