Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        SON günlerde kimse “Kenan-Sinem ne olacak, evlenecek mi?”, “Beyaz evlenecek mi?”, “Arda, Sinem’e döner mi?”, “Arda ne zaman evlenir?” gibi sorular sormuyor. Daha çok “Esin nerede eğleneceğiz? Nerelere gidelim? Evde mi oturalım? Bir şeyler yazsana, son günlerde hiç gece hayatından yazmıyorsun” diyor. Yazsam “Memlekette neler oluyor bitiyor haberin var mı?” diye üstüme yürürler, yazmasam “Neden yazmıyorsun?” derler. Ben de anlamış değilim. Ama yazmama nedenim İstanbul gecelerinin yeni yeni hareketleniyor olması. Geçen haftalar gazı kaçmış gazoz gibiydi. Bu hafta az biraz kıvamına geldi. Haydi o zaman sizi hızlandırılmış bir cuma-cumartesi İstanbul turuna çıkarayım.

        CUMA BOL AÇILIŞLI GEÇTİ

        Karaköy’de yeni mekânlar teker teker kapılarını açtı. Candan Topdemir’in Cano’su, Turgay Yıldız’ın Mitte’si derken, Goya da sessiz sedasız kapılarını açtı. Tam da Colonie’nin kapı komşusu. Bu sene Karaköy’den çok ses çıkacak belli oldu.

        SÜRPRİZLİ MEKÂNLAR

        Tepebaşı’ndaki Duble Meze’de son günlerde ciddi bir hareketlilik var. Yemek sonrası herkes masanın üstüne çıkıp göbek atıyor. Çünkü mekân dışarıdan gözükmüyor. O yüzden tercih ediliyor. İnsanlar yer ayırtabilmek için günler öncesinden aradıklarını ama yine de yer bulamadıklarını söylüyor. Onun dışında Maslak’ta yeni açılan Hovarda’dan da ciddi ses geliyor. Mekân saat 02.00’de kapılarını açıyor ve 07.00’de kapanıyor. Tamamen Türkçe müzik çalıyor. Ve sabah 07.00 olduğunda kimse mekânı terk etmek istemiyor. Sanırım kimse uyumak istemiyor.

        CUMARTESİ İLK DURAK FOSİL

        Bu sene Fosil’in adını çok duyacağız. Karaköy’de benim cumartesi ilk durağım Fosil oldu. Yemekleri güzel. Saatler 22.30’u gösterdiğinde kapılar kapanıyor, masalar kalkıyor ve mekân kulüp oluyor. 15 Ekim’de de açılışını yapmaya hazırlanan mekân yabancılarca acayip tercih ediyor.

        BU ŞARKI DA MI GÖKHAN’IN?

        UZUN süredir niyet edip bir türlü gidemediğim, 1996 yılından bu yana tanıdığım Gökhan Tepe’ye sonunda gidebildim. 5 yıldır Jolly Joker’de sahne alan Gökhan Tepe, saat 23.00’ü gösterdiğinde sahnedeydi. Her şarkısında “Bu şarkı da onun, şaka gibi” dedirtiyor. Yıllar geçtiğinde bu cümleyi daha çok kuracağız. Hani Selami Şahin için “Bu şarkı da onun, olacak iş değil” diyoruz ya, Gökhan için de bunu söyleyeceğiz.

        Mekân tıklım tıklımdı. İnanın yerinize zor geçiyorsunuz. Saat 01.45’te sahneden inen Gökhan için çok tezahürat yapıldı ama sahneye geri dönmedi. Dönmek istese de dönemez çünkü sahne ve kulis geçişleri çok zor. Yıllardır gidiyorum mekâna, bir değişiklik yok. Keşke içinde biraz değişik yapsalar, sanatçıyı da rahatlatsalar. Hem de müşterisi için daha çilesiz olur. Millet birbirinin ayağına basıp duruyor.

        Aztek sevgisi geçmez

        1 EKIM’DE kapılarını açtı. Size de duyurmuştum. Çünkü fanatikleri “Aztek ne zaman açılıyor?” diye beni yedi bitirdi. Tamı tamına 1 ay kapalı kaldılar ama fanları çileden çıktı. Açıldığı günden bu yana kapı tıklım tıklım. İçeriye giriyorsunuz içerde de dans edemiyorsunuz. O kadar kalabalık. Şimdi diyeceksiniz ki “İnsanlar orada ne buluyor?” Giden bilir. Rahatlık buluyor. Kimse kimseyi kasmıyor. Çalışanlar sizi kasmıyor. Çünkü sahipleri çalışıyor. Yediğiniz o yemekleri yapan bile mekânın ortağı. Bu yüzden de mekân hâlâ popüler. İlk sıralarda her zaman yerini koruyor.

        ASENA masa üstünde dans etti

        HAYIR hayır, o bildiğimiz oryantal Asena’dan bahsetmiyorum. Asena Erkin’den bahsediyorum. Eşi Caner Erkin’in kendisine hediye aldığı arabaya “Kocam sağolsun” diyen Asena, cumartesi gecesi Aztek’te masanın üzerinde dans ediyordu. Arkadaşlarıyla sabaha kadar eğlenen Asena sanırım hediyeyi kutluyordu. Bu arada dansı da görülmeye değerdi. Bu kadar güzel göbek attığını bilmiyordum.

        Diğer Yazılar