Irmak, babasının spor hocası oldu
Geçen gün Irmak Ünal ile karşılaştım. Tabii hemen refleks olarak, “Babanla aranız nasıl?” dedim.
Malumunuz Irmak Ünal, babası Cihan Ünal ile yıllardır konuşmuyordu. Ve haliyle Irmak, bana “Esin sen yapma bari. Babamla aramız 4 senedir çok iyi. Gayet iyiyiz. Bir sorumuz yok. Ama tabii küs olduğumuz haberi daha çok ilgi çekiyor. Böyle barışınca bir ilgi çekecek yanımız kalmadı. Barıştığımızı, görüştüğümüzü kimse bilmiyor” diyerek dert yandı.
Çok haklı. Gerçekten bizler nerede kavga gürültü var, ona kulak kabartıyoruz. Oysa ben bu tarz şeylere çok dikkat ederim ve Irmak ile babasının uzun zamandır da gayet güzel günler geçirdiğini görüyorum.
Birlikte tatile çıkıyorlar, hatta Irmak babasının spor koçluğunu bile yapıyor. Yani görüşmedikleri günlerin acısını çıkarıyor baba-kız. Keşke bir de ekrana çıksalar. Hem Cihan Ünal’ın oyunculuğunu da özledik.
'ARTIK BÜYÜK KONSERLER YAPMAK İSTİYORUM'
Yıllar önce “Kalbe Ben” albümüyle müzik dünyasına giriş yapmış ve ciddi bir beğeni toplamıştı Ayşe Hatun Önal. Kimse ondan bu tür şarkılar beklemiyordu. Albüm tuttu, beğenildi.
Özellikle “Kırcan mı Belimi” dillere dolandı. Ama Ayşe tam hız almıştı ki ortadan kayboldu. Yıllarca albüm yapmadı ve “Çak Bi Selam” ile yeniden müzik dünyasına dönüş yaptı. İkinci single’ı “Güm Güm” ile de perçinledi.
Şimdi albüm hazırlığında. Ama ben de Ayşe’ye güvenmiyorum. Her an gidecekmiş gibi bir havası var. “Ama yok bu sefer gitmiyorum, tam üretim zamanımdayım” diyor.
Önceki gün de Forum İstanbul’da denk geldim Ayşe Hatun Önal’a. Aldım karşıma, “HTDokun yapalım. Neler yapıyorsun, nasıl bir albüm geliyor, kendin anlat” dedim.
Haydi yaslanın arkanıza, pazar keyfi yapın. Gazetenizi alın ve HTDokun ile Ayşe Hatun Önal’la yaptığımız ayaküstü mini sohbetimizi hem okuyun hem izleyin. Olduğu gibi samimi, tamamen doğal bir sohbet.
- Ayşe albüme çok az kaldı...
- Nereden biliyorsun az kaldığını?
- Yine kaçacakmışsın gibi bir izlenim veriyorsun.
- Esin beni ne zaman görse “Kaçma kaçma” diyor. Tamam az kaldı Esin, bu sefer albüm geliyor, kaçmayacağım.
- Evet, artık herkes senden bir albüm bekliyor.
- Talep bu yönde ve ben de artık büyük konserler yapmak istiyorum. Yaptığım bütün şarkıların hepsi çok farklı. Kendimi tekrar etmiyorum. Benim dikkat ettiğim şey bu.
- Ama albüm öncesi iki şarkın çıkıyor.
- Evet biri sinema filminde, diğeri de Erdem Kınay’ın albümünde. Ben Erdem’e aranje yapması için götürdüm, ama vermedi “Ben çıkaracağım” dedi, elimden aldı şarkıyı.
- Şamanlarla görüşmelerini ne zaman anlatacaksın?
- Anlatmayacağım, o benim çok özelim.
- Bu albüm çıkınca müzik dünyası yıkılacak mı?
- Evet biraz sarsılır. Birey olarak eleştiri yapmak istemiyorum, ama Türk toplumu çok tembel. Müzik dünyasında da bunu görüyoruz. Üzerimizde bir tembellik var. Bir şey tuttuğu zaman onun peşinden gidiyorlar. Melodi farklılığı bile yok. Ama farklı bir şeyler masaya koyduğunuz zaman çok etki ediyor. Bende de 15 şarkının 15’i farklı. Farklılığın peşindeyim. İlk çıktığım günden bu yana hiçbir şarkım birbirine benzemiyor.
- Piyasadaki şarkıları dinlerken sıkılıyor musun?
Dinlemiyorum. Birkaç kişi var tabii, ama kendini tekrar eden insanları hiçbir şekilde dinlemiyorum.
KAÇMAYIN, NEDEN KAÇIYOSUNUZ?
Ünlülerin, paparazzilerden kaçma durumlarını hiç ama hiç anlamıyorum. Önceki gün Ata Demirer, heykeltıraş olduğunu söylediği bir hanımla yakalanmış Karaköy’ün en popüler mekânı Bej’de.
Biraz paniklemişler, hatta biraz fazla gerilmişler. Sonra da Ata, yanındaki hanım arkadaşına, “Yapacak bir şey yok, hadi gel” demiş. E yani Atacığım, kaç yıldır bu sektördesin; eğer yakalanmak istemiyorsun popüler bir yere gitmeyeceksin. Yani boşuna kendinize gerginlik yaratıyorsunuz.
En son Aras Bulut İynemli de yakalandığı mekânın servis aracıyla kaçmıştı. Kardeşim gençsiniz, yalnızsınız. Neden bu kaçış? Kimden kaçıyorsunuz?
Hayır evli insanlarla yakalansanız anlayacağım da nedir bu panik? Hem çok komik oluyorsunuz; kaçmayın, sakin olun.
