Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        2015’e girerken magazin dünyasında olabilecekleri yazmıştım. Kıvanç Tatlıtuğ ve Başak Dizer için “Bu yıl içinde evlenirler” demiştim. Öncelikle bu tahminimin tuttuğuna çok sevindiğimi söyleyeyim. İkili, 14 Şubat Sevgililer Günü’nde nikâh masasına oturuyor. Pek yakışıyorlar birbirlerine. Hep mutlu olsunlar dilerim.

        Ama tabii evlilik haberi çıktığı günden sonra dedikodu kazanı da kaynamaya başladı. Hemen üç-beş kişi, “Kıvanç’ın annesi istemiyor aslında, nasıl ikna etti” demeye başladı. Bunları söyleyenler de kadınlar maalesef. Benim bildiğim ise hiç öyle değil. Bir kere Kıvanç’ın ailesi Başak’a bayılıyor. Ki zaten oturmasını, kalkmasını bilen, kendi işi, gücü olan, Kıvanç Tatlıtuğ’dan ayrı olarak da kimliği olan biridir Başak Dizer. Yani ünlü bir erkekle birlikte olduğu için var olan kadınlardan değil. Hem zaten bu söylentilere asla inanmıyorum. Onu da geçtim, madem konu açıldı, erkek annelerinin bir kadını istememesini anlamam mümkün değil. Kadının oğlu sevmiş, bayılmış, âşık olmuş... Ki âşık olmasa zaten iki saniye yanında durmaz. Kimse zorla kelepçelemiyor. Ama yok, kadın illa “Olmayacak” diyor. İyi de neden? Sen mi alıp koynuna yatacaksın. Ya da sen mi bir ömür geçireceksin?

        Yani diyorum ki; ey anneler, siz de bir kadınsınız. Neden istemiyorsunuz? Hemcinslerinize neden bu kadar hoyrat davranıyorsunuz? Nedir sizin derdiniz? Sektörde o kadar çok duyuyorum ki... O kadar çok var ki... Ve maalesef bu kadınların etrafındakiler de daha bir kışkırtıyor. Bu kışkırtanların da hepsi kadın. Diyorlar ki...

        - O kızı, o kadın hayatta almaz.

        - O kız, o kadınla ne yapacak? Ona çektirir. Asla oğlunu o kıza vermez.

        - O kız, o çocukla boşuna oyalanıyor. Kadın oğluna başka kızlar bakıyor.

        - O kız, boşuna oyalanıyor. Boşuna umut bağlıyor. Yazık kıza.

        Söylüyorlar da söylüyorlar... Konuşuyorlar da konuşuyorlar...

        Nedense o kızlar da hep bu ülkenin en acı çeken, en üzülen kişileri oluyor sonrasında. Memlekette öldürülen, şiddete uğrayan kadınların sayısı da günden güne artıyor. Nasıl artmasın? Kadını kendi hemcinsi korumuyor ki adamlar korusun!

        AMERİKA’DAN DÖNERKEN AKLIMDA KALAN

        - New York demek alışveriş demek. İnsanlar bir değil üç-beş bavulla gidiyor. Ve özellikle boş bavullarla gidiyorlar. Hatta o götürdükleri boş bavul yetmiyor, birkaç tane daha bavul alıyorlar.

        - Marka ayakkabı, çantaların bir değil iki-üç adet, hatta her rengi alınıyor. Öyle ki, Türkiye’de eş, dosttan aldıkları siparişlerle alışverişte ekstra zaman geçiriyorlar.

        - Türkler tiyatro, müzikal gibi etkinliklere katılmak yerine sadece alışveriş yapıyor. Tüm indirimli satış noktalarını biliyorlar. Bunun için 1 saatlik yola bile gidiyorlar.

        - Kahve olmadan asla. Herkesin elinde bir kahve bardağı var. Kahve bardakları ellere yapışmış adeta.

        - Şehir hiç durmuyor. Herkes sürekli yürüyor. Yürü, koş, bir yerlere yetiş. Kimse oturarak saatler boyu yemek yemek istemiyor. Sadece yürüyor ve koşuyorlar.

        - Taksi her yerde. Özellikle bir yerden taksi beklemek zorunda değilsiniz. İstanbul gibi elinizi kaldırın, taksi dursun.

        - İstanbul’da yaşayan bir kişi New York’ta asla yabancılık çekmez. Hatta 1 saat sonra “İşte benim memleketim” demeye başlar.

        - New York’ta tabiri caizse normal dışı, “farklı” insan çok. Yani durup dururken yanınızdan geçen biri bağırabilir ya da çığlık atabilir, olmadı dans etmeye başlayabilir... Kimse dönüp bakmaz bile. Çünkü burada bu tarz şeyler normal.

        İPEK AÇAR’DAN YENİ ŞARKILAR

        Kayahan’ın vefatından kısa bir süre sonra eşi İpek Açar çalışmalara başlamıştı bildiğim kadarıyla. Öğrendiğim, albüm çalışmasının son aşamasına gelinmiş bile. Hepsi yeni şarkılardan oluşan bir albüm çıkarmaya hazırlanıyor İpek Açar. 12 Şubat’ta da raflarda olacak. Özellikle sordum “Kayahan şarkıları mı?” diye, “Hayır” dediler. Keşke olsaydı birkaç tane. Sonuç olarak müziğin ustası Kayahan ile uzun yıllar aynı yastığa baş koymuş biri İpek Açar. Şarkılarını da en içten ve en duygulu şekilde yorumlayacağına inanıyorum. Pek de güze olurdu. Ama belki daha sonra yapacaktır. Meraklısına, albüme çok az kaldı.

        Diğer Yazılar