Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bir şarkı yarışması sonrasında tanıdı herkes onu.

        Yaptığı single’lar ve klipleri sosyal medyada tık rekorları kırdı.

        Ama şimdiye kadar hiç albüm yapmamıştı.

        İrem Derici ile geçen akşam Cihangir’de stüdyoda buluştuk.

        Yarın çıkacak “Dantel” albümündeki şarkıları dinledik.

        Gösterime girecek klibi izledik. 11 şarkının yer aldığı albümde yok yok.

        Reklamcı babası Hulusi Derici ile Türk sanat müziği şarkısına düet yapan İrem Derici, Ferdi Tayfur’dan “Gizli Sevda”yı bile yorumluyor.

        Sinan Akçıl, Hüseyin Boncuk, Serhat Tekin, Alper Narman, Onur Özdemir, Ayla Çelik şarkılarını söylüyor.

        Bu kez İrem’den daha farklı şarkılar dinleyeceksiniz. Ben de İrem’i bulmuşken HTDokun kaydıma başladım.

        Hem albümü hem de eşi Rıza Esendemir ile çıkan boşanma haberlerini, sosyal medyada sildiği tüm fotoğrafları ve daha fazlasını konuştum.

        İşte İrem’le yaptığımız muhabbetten başlıklar:

        - Ölüyorum Esin, böbreğim ve ciğerimi bu albüme koydum. Aslında hiç albüm yapmak istemiyordum. Ama “Bu kız şu kadar dinleniyor, bu kadar izleniyor, ama albümü bile yok” durumu vardı. Ben de “Öyle mi? Alın size albüm” dedim ve artık bir albümüm var.

        - Sinsi sinsi 1.5 yıldır şarkıları topluyordum. Saçkıran oldum, sivilceler bastı, uykusuz geceler falan yaşadım.

        - Artık çıkıyor diye rahatladım, ama öyle böyle bir stres değil. Kociş de bana sabrede sabrede bir hal oldu. Ben evde sabah kalkıyorum, onun aranjesi bitti mi, o ne oldu, oradan iş geldi mi?..

        - Çok para harcadım. Her şeyin değeri, karşılığı var. İyi bir şey yapmak isteyen bunu yapmak zorunda. Bu albüme yatırdığım parayı şarkı söyleyerek kazanıyorum. Ben şu kırat yüzüğü takayım, şu model arabayı alayım modeli değilim. Ojeyi de bugün senin için sürdürdüm.

        - Sıkılmış diş macunu gibiyim. Bel ince, her şey aşağıya gitti. Zayıflayamıyorum, 8 kilo verdim ama zayıflayamıyorum. Kemiklerim zaten 38 beden, o kadar incelemiyorum.

        - Rıza’da şey stresi var, “İrem bugün kalkacak, tartılacak ve 200 gram aldıysa günümüz çok kötü geçecek” durumu var. En son tartıyı sakladı evde.

        - Yaş 29 oldu ama benim kafa 9. Böyle kavga durumlarında tepkisel olarak sosyal medyada resim siliyorum. Hemen “Karşı tarafa acı vermem lazım” diyorum. Ne acısı. Saçma sapan şekilde anıları, resimleri sildim Instagram’dan.

        - Buradan bütün düğünlere sesleniyorum. Lütfen Ferhat Göçer’e, Mustafa Ceceli’ye dönün. Beni biraz rahat bırakın. Şaka bir yana Mustafa’nın şarkılarıyla bir dönem vardı. Biz artık Mustafa Ceceli ile pasta ve limonata şeklinde bu olayın ticaretine el atacağız.

        - Benim şarkımın olmadığı bir düğün olmadı. Biz de onun gazına evlendik. Ama iyi ki evlenmişim. Çok mutluyum. İnsanlar kedi-köpek gibi birbirini yer. Olur ama seven insanlar yürür.

        - Ben Mahmut Abi bir kızım. Kocama fingirderim. Dışarıda Mahmut Abi’yim.

        Çok keyifli bir sohbet oldu, bunları ve daha fazlasını mutlaka HTDokun ile izleyin derim. Bu arada İrem Derici’nin albümü yarın çıkıyor. Meraklısına.

        KEŞKE SADECE ‘CANI SAĞ OLSUN’ DESEYDİ

        Deniz Seki kitabında, kadınların çektiği sıkıntıların genellikle yanlış adam sevmekten kaynaklandığını söylüyor.

        İsim vermiyor. Hiçbir kimseye imada bulunmuyor.

        Ama tabii haliyle akıllara her seferinde Hüsnü Şenlendirici geliyor.

        Dün de HT Magazin’de Mehmet Çalışkan, Hüsnü Şenlendirici ile konuşmuş.

        Hüsnü Bey, “Artık yeter ama” diye başlayan uzun bir konuşma yapıyor, sonunda da “Deniz’in canı sağ olsun” diyor.

        Yahu kadın cezaevinde ve orada başka bir şey anlatmak istiyor. Acısı büyük.

        Deniz oradaki tüm kadınların hikâyelerini bildiği için, “Biz kadınlar öyle seviyoruz ki gözümüz kör oluyor. Ve burada yatan kadınların çoğunun başına gelenler bu kayıtsız, koşulsuz sevmekten kaynaklı” diyor.

        Ah biz kadınlar!.. Öyle seviyoruz ki sonunda fatura hep bize çıkıyor.

        Keşke Hüsnü Şenlendirici, cezaevinde olan bir kadını düşünerek bu kadar acı konuşmasaydı da sadece “Onun acı sağ olsun” demekle yetinseydi.

        Bir kadına daha çok acı vermeseydi.

        Onu orada daha da acıtmaya, üzmeye ne gerek vardı.

        Normalde ilişkilerde durum hep böyle.

        Şu an Deniz ve Hüsnü bir örnek. Ama genel olarak mevzuyu, aşkı, ilişkiyi iki kişi yaşıyor.

        Finalin sonunda ise yükü kadınlar çekiyor maalesef.

        Diğer Yazılar