Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ABDULLAH İnal’ın adını pek sık duyacağız gibi gözüküyor. Tanımayanlar, bilmeyenler kendisini ilk Gülşen’in ‘Kardan Adam’ klibinde gördü, tanıdı. Özellikle “Kim bu seksi çocuk?” diye anıldı. Sonrasında sosyal medyada “Asena Atalay’ın öpüştüğü adam” olarak lanse edildi. Ancak fotoğraftaki kişi Asena Atalay değildi, sadece ona benzetilmişti ve bu durumda Abdullah İnal’ın adı bir kez daha dilden dile dolanmaya başladı. Şimdi de sözleri ve müziği kendisine ait ‘Dünya’ şarkısının klibiyle çıktı ortaya.

        Abdullah İnal’ı yıllardır gece hayatında görüyorum. Belli ki hedefe emin adımlarla ve doğru bir şekilde ilerliyor. Çok doğru insanlarla hareket ediyor. Ama tabii yeteneğiniz yoksa desteğiniz olsa ne fayda. Destek bir zaman sizi ayakta tutar. Sonrasında balon söner ve unutulur gidersiniz. Bunun çok örnekleri var. Abdullah yetenekli ama tabii devamını da görmek gerek.

        ‘Dünya’ klibinde kendisine Gülşen eşlik ediyor. Üstelik Gülşen ilk kez rap söylüyor. Ki bence en enfes bölüm de orası. Bence kendi albümünde de rap olayını düşünebilir. Ama tabii abartmamak kaydıyla. Yani “Ben müzik tarzımı değiştiriyorum, rap’çi olacağım” derse eyvah! Müzik tarzını değiştirenlerin örnekleri ve durumları ortada. Aman Gülşen diyeyim, yapma! Gerek yok ama böyle arada pek güzel olmuş, o ayrı.

        Davetlerin olmazsa olmaz diyalogları

        ■ Ay canım çok güzel gözüküyorsun.

        ■ Kilo mu verdin biraz?

        ■ Bu renk sana çok yakışıyor.

        ■ Çok güzelsin, gözlerimi senden alamıyorum.

        ■ Ah canım ne çok özledim seni. Daha sık görüşmeliyiz.

        ■ Yüzüne bir şey mi yaptırdın? Parlıyorsun hayatım.

        ■ Şu yaptığın diyeti bana da anlatsana. Kutu mu alıyorsun?

        ■ A senin o davetten haberin yok mu? O davette olmayan yoktu canım. Nasıl senin haberin olmaz?

        ■ Ah canım diyetteyim, yemiyorum.

        ■ Hadi canım görüşürüz. Bak arıyorum seni, en yakın zamanda buluşuyoruz ve yemek yiyoruz tamam mı?

        Deniz Seki’nin kitabı

        BAKIRKÖY Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda yatan Deniz Seki’nin ‘Deniz’in Dibi’ kitabını aldığınız an uzun uzun bakıyorsunuz. Kapağı çevirip de okumaya başladığınızda:

        1- İyi ki yazmış diyorsunuz.

        2- Okuyorsunuz, elinizden bırakmak istemiyorsunuz. Bitiriyorsunuz ve sonra uzun uzun düşünüyorsunuz.

        3- Bir yerinde “Beni sürekli böyle yiyor, içiyor, yatıyor diye düşünmeyin burada olmak istemezsiniz” diyerek olduğu ortamı kelimelere sığdıramıyor. Ki bence bu cümleler çok şey ve daha fazlasını anlatıyor.

        4- Samimi, doğal, olduğu gibi, içten. Ve oldukça hüzünlü.

        5- Ünlü, şöhretli ama o bir insan. O bir kadın ve yaşadığını samimi bir dille anlatıp günlük tutuyor. Okuyun, okutturun. Anlayın, anlamaya çalışın.

        Demek ki tam anlamıyla bitmemiş

        HANDE Subaşı ve Can Tursan’ın boşanmak için gittikleri mahkemede hâkimin “Emin misiniz?” sorusuna “Sorunlarımızı çözebilmek için gayret göstereceğiz” demeleri bile içlerinde hâlâ küçük de olsa bir duygunun kaldığının ifadesidir. Tamamen bitseydi hâkimin karşısında bir saniye bile tereddüt etmezlerdi. Ne güzel, inşallah bu ilişki kurtulur. Çok yakışıyorlar. Hem belki bu durum da nazarı olur ilişkilerinin...

        Hayatımız dizi tadında olsa

        HADİ dizilerdeki uzun uzun bakışmaları, saçma sapan diyalogları geçtik fakat:

        ■ Kadınlar evde, hastanede, cenazede, kahvaltıda topuklu ayakkabıyla dolaşıyor. Az sonra davete gidecek tarzda.

        ■ Kadınlar sürekli makyajla yatağa giriyor ve sabah makyajla uyanıyor. Hatta saçları fönlü kalkıyorlar.

        ■ Herkes sürekli araba kullanırken telefonla konuşuyor.

        ■ Sürekli yemek masasında oturanlar var.

        ■ Aşk, entrika, ihanet. Sadece böyle geçen bir durum söz konusu.

        ■ Lüks evler, lüks sokaklar, caddeler...

        ■ Trafik her daim boş, herkes her yere anında ulaşıyor.

        ■ Bir karakter gün içinde çok kez çok farklı yerlere yetişebiliyor.

        Diğer Yazılar