Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bu yeni değil, ilk değil. Defalarca, “Taksim değil taksi durağı, turistleri kazıklıyorlar. İnsanlara neler ediyorlar” diye yazdım.

        Bazılarında iki taksimetre var. Biri mavi, diğeri yeşil yanıyor. Bir parmak ibaresiyle yüksek rakam gösteren mavi renge getiriyorlar. Defalarca yazdım. Taksim’de yaşanan çirkinlikleri yazdım.

        Görüldüğü üzere Türkiye’nin göbeğine bomba düşmüş. Acılar var, kayıplar büyük. Yine bazı taksiciler işbaşında. Fırsatçılık kolluyorlar. Kalp diye bir şey yok. Vicdan hiç aramayın. İnsanlıktan çıkmışlar. Gözleri dönmüş. İnsanları kazıklamanın derdindeler.

        İnanın ağzımı doldura doldura söyleyecek öyle sözlerim var ki kendimi zor tutuyorum. Çünkü ben yaşadıklarımı biliyorum. Taksiciler hakkında defalarca yazdım, kimse sesimizi duymuyor. Şikâyet ediyoruz, ama o taksici kısa süre sonra yine çıkıyor meydana.

        İnsanların acılarından ceplerini doldurmak... İnanın aklım buna çalışmıyor. Anlayan varsa bir anlatıversin.

        TAM DA BUGÜNLERDE...

        - FIRSATÇILAR kol gezer.

        - Kazıklamak isteyenler çoğalır.

        - Seni korkutmak, sindirmek isteyenler başrolde kendilerini gösterir.

        - Sevginin yerine nefret geçer. Aman dikkat! Daha sağlam, daha kuvvetli kenetlenme günü.

        ACININ SABAHI

        Kiminle konuşsam morali bozuk. Sadece sosyal medyada birilerine saldırmaya çalışanların enerjisi var. Onun dışında genelde hep şu cümleleri duydum.

        - Temmuz ayında iki davet verecektim. Bugün fatura kesilip yollanacaktı. Okeylenmiş iş. Ama ikisi de iptal edildi. Biri İstanbul’da, biri Antalya’daydı. Şimdilik eylüle ertelendi. Ama tabii ne olur bilinmez.

        - Bodrum’a tatile gidiyordum cuma sabahı, iptal ettim. Evden çıkmayacağım.

        - Bodrum’a gidiyordum, hemen biletimi değiştirdim. Almanya’ya gideceğim. Yok yok, kalamam buralarda.

        - Hiç mutlu değilim.

        - Yurtdışına yerleşme kararını kesin verdim. Hep düşünüyordum ama tamam bitti. Gidiyorum. Çocuğumu orada okutacağım.

        Böyle uzayıp giden konuşmalar. Moral bozulunca tam da istenen oluyor işte. İşler durmamalı, her şey devam etmeli. Tabii ki acımız büyük. Yasımız var. Bir günlük yas neye yetecek ki?

        Kalplerimiz derin yara aldı. Ama dik durmak ve ilerlemek gerek. Durmamak ve bizim kötü duruma düşmemizi isteyenleri sevindirmemek gerek.

        MADONNA’NIN DEDİĞİ GİBİ ‘NEDEN BİRBİRİMİZİ SEVEMİYORUZ’?

        Bugün size tam da eğlenceli yazılar yazacaktım. Müzik yazacaktım, yeni sezon aşklarda neler olup bitiyor onları yazacaktım. Konserleri yazacaktım... Ama acımız büyük. YASTAYIZ. Çünkü dünyada dil, din, ırk ayrımı yapmadan insanları sevip saygı duymayan caniler var.

        Kimse kimsenin görüşüne, cinsiyet özgürlüğüne tahammül edemediği gibi bir başka partiye oy vermesini bile kabullenemiyor. Herkes diğerini, kendisine benzetmek istiyor. Her millet, her ırk, onları da geçtim sıradan bir vatandaş bile kendi istediği olsun istiyor.

        Çok acımasız günlerden geçiyoruz. Acımız çok büyük. Her seferinde “Bu son olsun” diye yazıya başlıyor, yine “Bu son olsun” diye bitiriyoruz. Ama bitmiyor, bitemiyor. Karanlıklardan çıkamıyoruz. Her seferinde karanlığa bürünüyoruz.

        Neden? Çünkü birbirimizi sevemiyoruz. Sevmek istemiyoruz. Dünya starı Madonna, ülkemizde yaşanan acı sonrasında yazdığı cümlede de “İstanbul için, Türkiye için dua edin. Neden bir başkasını sevmek bu kadar zor?” diye soruyor.

        Hem bir başka dinden, bir başka ırktan, bir başka vatandan biri “Dua edin” diyor, hem de “Neden sevemiyoruz birbirimizi?” diye soruyor. Başkasına oy veriyor, başka bir dine inanıyor, başka şekilde dua ediyor. Ama hayatını kaybeden insanlar için dua istiyor.

        Normali de bu değil mi? Başka bir dine, dile, ırka inanan insana da saygı göstermek, acısını paylaşmak. Ama olmuyor işte. Sevemiyoruz. Sosyal medyada bile kendi istediği gibi bir mesaj atmıyorsa, kendi beğendiği bir şeyi beğenmiyorsa başlıyor küfürler, kıyametler. Başka bir görüşe asla tahammül yok.

        Acılarımız ortak ama kendi insanımız kavga ediyor. Özellikle bu topraklarda ben kendimi bildiğim bileli kan durmuyor. Gözyaşı durmuyor. Bitmiyor, bitemiyor. Karanlıklardan çıkamıyoruz. Çıkarmıyorlar.

        ALIŞMAYACAĞIZ

        Yaramız derin, çok derin. Hepimizin morali bozuk. Nereden ne geleceği belli değil. Yürürken şüpheyle bakıyor herkes birbirine. Ama tabii ki alışmayacağız. Kanıksamayacağız. Gün el ele olma günü.

        Daha da kenetlenme günü.

        Diğer Yazılar