Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Sizi bilmem ama ben yaşadığımız “kara cuma” sonrasında “Facetime görüşmesi yapalım” sözünü çok sık duyar oldum. Hande Fırat’ın Cumhurbaşkanı’mız ile canlı yayında yaptığı Facetime röportajında, Türkiye’nin geleceği tamamen değişti. Ve Facetime’dan haberdar olmayan birçok kişi de artık haberdar oldu. Sürekli bir Facetime durumu var artık. Bir dönem çapkın eşleri, sevgilileri kontrol amaçlı kullanılan Facetime, artık her alanda kullanılmaya başlandı anladığım kadarıyla. 2 gün önce Yalıkavak Mufla Plaj’da Sıla ile karşılaştım. Malumunuz, daha çok yeni paparazzilere bikinili hali ile yakalanmış ve fit vücuduyla dikkat çekmişti. Ben kendisini yakinen bikiniyle gören biri olarak hemen şunu söyleyebilirim ki o çekilen fotoğraflardan daha fit bir vücuda sahip. Yemek konusunda şu ara disiplini elden kaçırdığını itiraf ediyor ama sporu asla bırakmadığını söylüyor. Fit vücudunu spora borçlu anlayacağınız. Ben de sık sık yazıyorum. Artık insanlar Bodrum-Alaçatı demiyor, tatil demiyor; spor yapıyor diye. Sıla da işin sırrını çözmüş. 1 aydır Bodrum’da yaşayıp işlerine buradan giden Sıla, her gün 1 saat spor hocasıyla Facetime’dan bağlanarak spor yapıyormuş. Facetime çok amaçlı. Yani “Ay hocam yok, İstanbul’da. Spor yapamıyorum” dönemi bitti. Teknoloji her yerde.

        ZİYNET İLE SILA BARIŞTI

        Genellikle sabahları uzun telefon görüşmeleri yapar eş dost hani. Artık o görüşmeler Facetime ile yapılıyor. Küs diye bilinen Ziynet Sali ile Sıla da önceki gün sabah konuşmalarını Facetime üzerinden yaptı. İkili barışmış. Pek de güzelmiş araları. İnşallah bu barış güzel şarkılar doğurur. Ne diyelim, hayırlara vesile ola.

        ‘KAHVE İÇİYORUZ KARŞILIKLI’

        Biz tam bu iki arkadaşımla bu sohbeti yapıyorduk ki yanımızda oturan bir hanımefendi, “Aaa siz daha yeni mi keşfettiniz? Biz çok uzun süredir yurtdışında yaşayan kardeşimle her sabah Türk kahvelerimizi birlikte içiyoruz görüntülü telefon vasıtasıyla” diye konuşmamızın içine daldı. İşte buyurun. Her sabah kahveler içiliyor, sporlar yapılıyor, ülke kurtuluyor. Teknolojiye hemen ayak uyduran bir ülke olarak yakında Facetime üzerinden kız isteme falan da olursa şaşmayın diyorum. Başka da bir şey demiyorum.

        TARKAN’IN CUPPA’SI HİÇ ÇALMIYOR

        Tarkan albüm öncesi “Cuppa” deyip bize yeni şarkısını tanıttığı zaman ben de eleştiren yüzde 90’ın içindeydim. O günden bu yana ne zaman dinlesem aynı düşünceyle şarkının sonuna ulaşamadan kapatıyorum. İlk dinlediğimde de şimdi de “Bu şarkıyı müzik dünyasına yeni girecek biri söyleseydi olurdu. Ama Tarkan söyleyince olmuyor, olamıyor, kulaklar alışmıyor” diyorum. Çıktığı günden birkaç gün sonra Türkiye ciddi bir tehlike yaşadı. Zaten kimsenin şarkı dinleyecek hali yoktu ama üç-beş gündür yavaş yavaş ülke yeniden uyanıyor, canlanıyor. O yüzden de eğlence merkezleri de hareketlenmeye başladı. Tarkan albüm yapmış, şimdi ortalığın yıkılması, her arabadan ses çıkması lazım ama yok, Cuppa’nın esamisi okunmuyor. Normalde o şarkının bir gecede en az 3 kez çalması lazım. Ama hayır, hiç duyamıyorum. Ben yine en çok “Okyanus” ve “Bağdat”ı duyuyorum. Demem odur ki, yeniden tekrarlıyorum: Olmadı Tarkan. Bu şarkı sana olmadı. Ve son kez yine söylüyorum Neden mi?

        - Sen müzik sektörüne dün giriş yapmadın, bu şarkı yakışmadı.

        - “Kıl Oldum” bile daha iyiydi.

        - Sen bu ülkenin starısın ve hep bunu unutuyorsun.

        - Hani “Vay be kadroya bak. Bu film harikadır kesin” deyip bir sinemaya girer ve sonra hüsranla çıkarsın ya. İşte “Cuppa” da Sezen Aksu’ya, Ozan Çolakoğlu’na ve Tarkan’a rağmen bu hissi uyandırıyor.

        - Dinlene dinlene sevilir... Evet, belki, ama sen söylemeseydin daha iyiydi inan.

        - Ve inşallah albüm güzeldir. Merakla bekliyoruz inan.

        Diğer Yazılar