Moda haftasında olan biten

MALUMUNUZ 6 ayda bir düzenlenen Mercedes Benz Fashion Week’te her zaman bir şeyler yaşanır. Bu seferki moda haftasında da yok yok.

Dedikodusu bol, kahkahası bol, üzüntüsü bol, çekiştirmesi bol. Zorlu Center ve haliyle metro profili bu hafta bir hayli değişti. Çünkü trafik dolayısıyla çoğu kişi metroyu kullanıyor.

Tütülü, ışıltılı elbiseleriyle kadınları, topuklu ayakkabısıyla erkekleri görmek mümkün metroda. Ben acayip memnunum. Karalar bağlayıp üzüleceğimize, yürüklerimize ateş düşeceğine böyle rengârenk olsun her günümüz. Moda haftası tadında geçsin. Öyle değil mi?

Hadi o zaman önceki günden biraz küçük moda haftası dedikoduları.

DEMET’İN DANSI

Haliyle son günlerde sadece Demet Şener konuşuluyor. Boşanacağını açıkladığı gün Raşit Bağzıbağlı’nın defilesine çıktığında, “Ben üzülmüyorum ki”, “Ben etkilenmiyorum ki”, “Oh yakaladım, tüm belgeler elimde, mahvedeceğim onu” der gibi yaptığı dansı herkesin dilinde.

Çok alkışlandı, çok tezahürat yapıldı ama kendisinin abartılı dansı, dedikodu malzemesi olmuş. Hiç şaşırmadım.

Bizim memlekette dans eden pek sevilmez. Bu dansın eleştirileceği, dedikodu malzemesi olacağı belliydi.

Bu arada önceki gün Demet Şener’in elindeki belgelerden bahsetmiştim. Bildiğim belgeler gerçekten Demet’in elinde varsa 10 milyon lira az derim.

İbrahim Kutluay ağzını bile açamaz derim, başka da bir şey demem.

DEREN GÖZ HAPSİNDE

Defne Samyeli’nin kızı Deren Talu, moda haftasında en dikkat çeken isimlerden oldu. Defile öncesi ve sonrasında Zorlu Center’da yürüyen Deren’i görenler, yanındakini dürtüp birbirine gösteriyordu.

KADINLAR RÜZGAR’I SARMALAMIŞ

İlk kez Deniz Berdan defilesinde podyuma çıkan Rüzgar Erkoçlar, “Cinsiyet ayrımcılığına karşıyım” mesajı vermiş.

Defile sonrasında Morini’de gördüm Rüzgar’ı. Etrafını kadınlar sarmıştı.

Yine Zorlu Center’da yürürken genç kızlar etrafındaydı.

Öpücüklere boğup fotoğraf çektiriyorlardı. Hanımlar tarafından çok popüler, çok.

Siz uyurken soygun

ŞİMDİ size anlatacağım soygun olayı tam bir hafta önce Bebek Yokuşu’nda gerçekleşti. Üçüncü katta, saat 03.20’de...

Hırsız zor, hatta imkânsız olan, düşse kafasını patlatacak üçüncü kata tırmanıyor. Kapısı açık olan balkondan içeriye giriyor. Salondaki koltukta biri, arka yatak odasında başka biri uyuyor.

Ayrıca evde iki köpek var. Ve üstelik kapılarda ve camlarda güvenlik mevcut. Yani alarm kurulu. Eve giriyor, masanın üzerinde duran iki araba anahtarını alıyor. Yerde duran ve içinde pasaport, kimlik, laptop, mikrofon ve çok ciddi kayıtların olduğu hard disk bulunan çantayı alıyor.

Salonda yatan kişinin başucundaki telefonu alıyor ve yine çıktığı yerden inip gidiyor.

İki arabayı da alıyorlar. Ev sahipleri sabah uyanınca fark ediyorlar soyulduklarını. Tam siz uyurken bir soygun durumu.

Aman, siz siz olun dikkat edin. Açık kapı, cam hırsızları iştahlandırıyormuş. Polis öyle dedi.

SİZ UYURKEN

Zorlu’da 4 erkek oturuyor. Ağız ağıza vermiş konuşuyorlar. Konuşma konusu kadınlar. İki saat oturan erkeklerin arasına arada birkaç kadın geldi gitti. Arkasından başka kadınları konuşmaya devam ettiler. O kadar bağırarak konuşuyorlar ki “Yan masa duyar, ayıp olur” gibi bir sıkıntıları yoktu. Üstelik yan masada 5 kadın oturuyorduk.