Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        KİBARİYE’NİN MAKASI

        29 Ekim resepsiyonunda Cumhurbaşkanı’mızın yanağından makas alan Kibariye tabii ki. Herkesin dilinde aynen şu söz vardı: “Bu hareketi başka biri yapsa herkes donar kalır. Ancak Kibariye yaptığı zaman ‘E yani bizim Kibariye’ deniyor.”

        Yapılan bu hareket uzun süredir gülmeyen, mutlu olmayan insanları bile mutlu etmiş diyebilirim. Birçok kişi, “Ülke bu kadar gerginken bu tarz tatlı hareketler insanı rahatlatıyor” dedi.

        YONCİMİK’İN ELİ

        Kibariye’nin makası ne kadar çok sevildiyse Yonca Evcimik’in omuza el atma hareketi o kadar nefretle karşılandı.

        Yine 29 Ekim resepsiyonunda Cumhurbaşkanı’mızın eşi Emine Erdoğan’ın omzuna el atıp poz veren Yonca Evcimik için çok kişinin ağzında “Saygısızca bir hareket” söylemi vardı.

        Doğruyu söylemem gerekirse, ben de bu söylemlere katılıyorum. Makası ne kadar sempatik, içten ve güzel bulduysam Yoncimik’in elini bir o kadar sahte buldum.

        BİZ KADINLARA VERİN

        Daha önce de yazdım. Bıkmadan, usanmadan yazacağım. Allah aşkına şu tekmeciyi biz kadınlara verin. Siz ona ne yapacağınıza karar veremediniz, biz çok iyi biliyoruz. Allah aşkına verin. Siz de yorulmayın, bize verip sevaba girin. Tekmeciyi bekliyoruz. Bize verin.

        KERİMCAN’IN DOĞUM GÜNÜ

        Eleştiriliyor, burun kıvırılıyor, ama takip ediliyor. Kerimcan Durmaz’ın önceki gün Vitrin’de ünlüsü bol bir doğum günü vardı. Herkes oradaydı. Doğum gününden iki gün önce de şu konuşmalar başladı: “Ay Kerimcan Durmaz aradı. Doğum gününe gideceğim”, “Ay biraz önce Kerimcan aradı, doğum gününe davet etti”, “Ay Kerimcan’ın doğum günü varmış, gitmem lazım”, “Ay gidemeyeceğim sanırım, çocuk beni o kadar davet etti ama”, “Esin, Kerimcan’ın doğum gününe gidecek misin?”

        BAZI KÖŞE YAZARLARININ TAVRI

        - Ben magazinde bilirkişiyim.

        - En son yazıyı ben yazarım. Son noktayı koyarım.

        - Benim yazdığım kişi ünlü olur. Benim yazmadığım kişi ünlü değildir.

        - Benim yazdığım film izlenir, albüm dinlenir.

        - Kötü yazdığım filme kimse gitmez, gişe yapmaz.

        Bunun gibi uzayıp giden birçok durum var.

        Evet her dönem vardı, yeni değil. Ama bu dönem şöyle bir çirkinlikle birleşmiş durumda: Sosyal medyayla.

        Daha da şişik durumdaki egoların aslında ne kadar balon, bomboş olduğu ortaya çıkıyor.

        Neyse uzatmayacağım. Herkes kendini biliyor ya da bilmiyor. Beni de ilgilendirmiyor. Ama yazdıkları çok şey gerçekten boş. Yazıktır!

        Başka sözüm yok. Karar okuyucunundur. Sonsuz saygımız vardır.

        SİZ UYURKEN

        - Asmalımescit Opera’da kapıda bir kadın telefonla konuşuyor. Kadın bağıra çağıra “Tamam bekle, giriyorum şimdi içeriye ve haddini bildireceğim merak etme. Aslında dur girmeyeyim, kapıda bekleyeyim, çıkarlar zaten şimdi. Burada göreyim onları” diyor.

        - Nişantaşı Barcode’un tuvaletinde 2 kız kendi aralarında Selin diye bir kızdan bahsediyor. Anladığım kadarıyla Selin, bunlara çok kötü bir kazık atmış, kızlar da Selin’i kötü bir duruma düşürmek için plan yapıyor.

        - Nişantaşı Sess’te tuvalette bir kız beni görünce, “Allah aşkına beni ‘Siz Uyurken’e yaz. Bir kere yazmıştın zaten. O zaman masaların üzerinde dans ediyordum. E şimdi de bu muhabbetimi yaz. Ne olacak ki? Belki yine karşılaşırız. Söz, o zaman olay yaratacağım sana” dedi.

        YARIN

        Memleketin sağı solu arabesk. İnsanlar belli bir saatten sonra arabesk şarkıların çalındığı canlı müzik mekânlarını arıyor ve oralara gidiyor. Gece hayatında yeni bir arabesk dönemi başladı. Nerede, hangi mekânda arabesk yapılıyor, yarın köşede.

        Diğer Yazılar