Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Dünya “Gigi Hadid” diyor, başka da bir şey demiyor. Kimle konuşsam Gigi’den bahsediyor. Ha bir de Gigi’nin kardeşi Bella Hadid ile Kendall Jenner’dan. Moda dünyası bu ara bu kızlardan bahsediyor. New York’ta da genç kızlar bu iki kızın etkisinde. Onlar gibi giyinip onlar gibi dolaşıyorlar.

        Geçen hafta New York Soho’da moda dünyasından bir grup isimle oturuyoruz ve haliyle konumuz moda. New York Moda Haftası bitti, ama bir sonrakine hazırlık başlamış bile. Aralarından bir tasarımcı, moda haftasında defile yapmaya hazırlanıyor. Ve Gigi’yi defileye çıkarma planları yapıyor.

        Öğrendiğim kadarıyla Gigi Hadid, bir tasarımcının defilesinde tek kıyafet giymek için 150 bin dolar alıyormuş. Ve tabii o kıyafeti beğenirse. Beğenmezse 150 bin dolar da nafile.

        Kardeşi Bella Hadid de podyumda bir kıyafet için 100 bin dolar istiyormuş. Ve tabii o da elbiseyi beğenmezse bu para yeterli değil. Bunlar konuşulurken ülkemizde bir dönem yapılan özel defileler geldi aklıma.

        Yani Gigi için, “Parayı bastırayım, gelsin bana özel defile yapsın” derseniz işiniz zor. Öncelikle Gigi’nin kıyafeti beğenip içine sindirmesi şart. Eğer teklif etmeyi düşünüyorsanız tüm bu zorlukları göze alarak gidin derim.

        Amerika’da yaşam

        Malum son yıllarda ülkede yaşanan kaos sonrasında New York’ta kiminle karşılaşsam, “Burada ciddi ciddi yaşamayı düşünüyorum. Onun yollarını arıyorum” diyor. Yaşayacaklara, yolunu bulacaklara güle güle. Ben memleketten bir yere gitmem, gidemem.

        Bu yazıyı da tam New York’tan dönüş yolunda yazıyorum. Tamam memlekette bazı şeyler hiç ama hiç iç acıcı değil, ama bu vatan bizim. Ama yok “İlla gideceğim” deyip tüm mevzulardan bilgisiz olanlar için yeniden hatırlatma.

        *Amerika’da yaşam hiç de kolay değil. Acayip zorlukları var.

        * Işıltılı dünya hiç uyumuyor. Hatta öyle ki bu uyumayan şehre ayak uydurmak için sizin de var gücünüzle koşmanız gerekiyor.

        * İyi bir yerde oturacaksanız çok iyi para kazanmanız şart.

        *Türkiye’deki gibi bir sistem çok zor. Yani, “Araya bir torpil sokayım, eş dost sokayım” olmuyor.

        * Gecenin yarısı, “Başım ağrıyor ilaç var mı, ekmek var mı, tuz var mı?” diye bir komşunuza gidersenizkapıyı yüzünüze kapatır, hatta polis bile çağırabilir

        * Çamaşırınızı yıkamanızı rica ettiğiniz komşunuz yarı deterjanın parasını isteyebilir.

        100 bin dolara dükkân kiraları

        Son yıllarda ülkemizde kapanan dükkânları konuşup yazıyoruz. Özellikle Beyoğlu ve Nişantaşı tarafında. Geçen öğlen New York Soho’da bir arkadaşımla buluştum. 10 yıldır Amerika’da yaşadığını ve tasarımcılık üzerine çalıştığını ve Soho’da kapanan dükkânları anlattı. Yani Nişantaşı’nda nasıl ünlü mağazalar birer ikişer kapatıp gidiyorsa Soho’da da durum aynıymış. Çünkü dükkân kiraları cep yakıyormuş. 100 bin dolara dükkân kiralarının olduğu Soho’da ciddi kriz yaşanıyormuş.

        Günde 6 saat Reza’nın yanında

        Öncekigün Ebru Gündeş ile Ufuk Ceylan arasında aşk haberiyle ilgili yazdığım yazıda Reza Zarrab’ın avukatı Şeyda Yıldırım’la görüştüğümden de bahsetmiştim. Avukat Şeyda Yıldırım’ın ailesinden uzakta 8 aydır New York’ta yaşadığını ve günde 6 saat cezaevinde Reza Zarrab’ın yanında olduğunu belirtmiştim.

        Bu yazı sonrasında gün boyu mail, Twitter ve Instagram’dan çok eleştiri aldım. Hatta telefonuma tanıdığım insanlardan da olmak üzere, “Orası Türkiye mi? Bu asla mümkün değil. Amerika’da bu olmaz, olamaz”, “Buna inanmamızı bekleme. Sıradan bir cezalı değil. Avukat her gün 6 saat yanında asla olamaz. Çok saçma yazmışsınız. Sizin her yazdığınıza inanırım. Ama bu olmadı, size yakışmadı” tarzında uzayıp giden mesajlar yağdı.

        Bir hafta kaldığım süre boyunca bir değil çok kez Şeyda Yıldırım’ın temposunu gördüm. Sabah kalkıyor ve direkt Reza Zarrab’ın yanına gidiyor. Çoğu zaman kahvaltı bile yapmıyor. Öğlene kadar cezaevinde. Ardından çıkıyor ve öğleden sonra yeniden gidiyor.

        En son 20.00’ye kadar da yanında kalıyor. Haftanın 7 günü bu tempo böyle devam ediyor. İki telefonla yaşıyor ve sürekli telefon görüşmeleri yapıyor. Gördüğüm ve gözlemlediğim budur. Eksiği var, fazlası yok inanın. Meraklısına.

        Diğer Yazılar