Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Memlekette 40’ını aşmış birçok kadınla konuştuğunuz zaman “Ah bu erkeklerden ne çektim ben. Çok kalbimi kırdılar. Çok inandım, beni çok üzdüler. O kadar çok çektim ki Allah sonunda bana doğru insanı yolladı” cümlesini duyarsınız. Yani Meryem Uzerli’nin ‘yanlış erkekler’i de oradan geliyor.

        Meryem’in çektiği acı çok normal. Sonradan Türkiye’ye gelmiş, yabancı bir ülkede doğmuş, yabancı erkeklere alışık bir kadın için bu çok normal. Aslında değil ama işte ülkede yaşanan kalp kırıklarını bildiğim için normal diyorum.

        Tabii ki Türk erkekleri ya da yabancı erkekler olarak ayırmak istemiyorum ama dünyayı gezen, dolaşan, iyi gözlemleyen biri olarak şunu çok net söyleyebilirim ki genellikle Türk erkekleri önce acıtır. Yani 20’li yaşlarda, sadece aklıyla değil kalbiyle hareket eden tüm kadınları acıtır. Bu yazıyı okuyan 40’ını aşmış 10 kadından 8’i “Ah” çekerek okuyordur yüzde yüz eminim.

        Meryem Uzerli’nin bu ilk acısı değil son da olmayacak. Daha uzun bir süre kalbi acıyacak. İnanacak, güvenecek ama olmayacak. Daha o acı eşiğini doldurmadı malum.

        Bir zamanlar ödül töreni

        Şimdisize bazı maddeler sıralayacağım. Ama sanılmasın ki bu ülkede her zaman böyleydi ödül törenlerindeki sıkıntı. Hayır, özellikle son 10 yılda “Ödül alırsam gelirim, yoksa gelmem” mantığı memleketteki tüm ödül törenlerini yok etmiştir.

        1994 yılında başladım mesleğe. Sayısız ve çok güzel ödül törenleri izledim, muhabir olarak da takip ettim. Aday olan tüm insanların salonda hazır olmak için can attığı, günlerce hazırlandığı ödül törenleri vardı ülkemizde. Şimdi aday olanlar bile açıklanmıyor. Yani sadece ödül alanın ya da “Ödül alırsam gelirim” diyenlerin olduğu törenlere dönüştü. Ama günümüzde birçok şey değişti tabii. Ödül törenleri değişmiş çok mu?

        ŞU DÖNEM ÜLKEMİZDE ÖDÜL TÖRENLERİ

        *Ödül törenlerinde önce ödülü verecek kişi sahneye çıkar, sonra ödül alacak kişiyi anons eder. Ama bizim ülkemizde bu tam tersi olabiliyor. 2 gece önce canlı canlı gördük bunu. Demet Akalın önce sahneye çıktı, ardından Ebru Gündeş geldi.

        *Ödülü alacak kişi sahneye çıkıp “Ödülü kimden almak istersiniz diye sordular” gibi bir açıklama yapabiliyor. Örnek Rıdvan Dilmen.

        *Törenleri düzenleyenlerin egoları o kadar yüksek ki yaptıkları hataları görüp bir sonraki seneye telaffi edeceklerine daha da kötüsünü yapıyorlar.

        *Töreni eleştirdiğiniz zaman eleştiriyi tamamen kendi üstüne alıp kişiselleştiriyor. Oysa “Burası patronumun dükkânı. Ben onun için çalışıyorum. Daha iyisini yapmalıyım” demesi gerekmiyor mu? Olayı kişisel bir hale getirmek hiçbir hatayı düzeltmez. Daha da kötüye doğru yol alınmasını sağlar.

        *Ülkemizde düzenlenen tüm ödül törenleri kusurludur. Zaten yıllar içinde bu güvensizlikle eriyip giden ödül törenleri vardır. Çünkü çoğunda ödül hak edene gitmediği gibi birçok ödül töreninde de sadece eş-dost memnuniyeti için bol keseden ödül dağıtılmıştır. Bazı prestijli ve olması gereken ödül törenleri de sırf bu mantıkla her sene daha da yok olmak üzeredir.

        *Bu sıraladığım detaylar 2 gün önce düzenlenen Altın Kelebek için değil, ülkedeki tüm ödül törenleri içindir.

        ÇALIŞINCA OLUYOR

        Tabii kidünya standartlarında bir şov değildi ama bir ödül töreninde şimdiye kadar yapılan en güzel, en uzun, en kapsamlı şovlardan biriydi İrem Derici’nin performansı.

        İrem Derici uzun zamandır çalışıyor, kilo veriyor ve üretiyor. Ödül törenindeki şovu da gerçekten harikaydı. Çalışmış, bıkmadan usanmadan çalışmış. Kendisini gerçekten tebrik ediyor ve ayakta alkışlıyorum.

        Diğer Yazılar