Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Ben yazarken utanıyorum, birileri konuşurken utanmıyor. Yazar Vahdettin İnce diyor ki: “13 yaşındaki bir çocuk dini nikâhla evlendirilebilir.”

        İşte kendin diyorsun, adı üstünde çocuk. Yahu be adam, senin hiç mi çocuğun yok? Senin, eşinin, dostunun, çevrende hiç kimsenin torunu, çocuğu olmadı mı? Senin etrafında hiç mi çocuk yok?

        Aklım, mantığım almıyor. Bırakın bunu tartışmayı, düşünmek bile felaket, korkunç, kelimeler yetersiz.

        Sen bunu söylerken ne düşünüyorsun, nasıl bir hayatın, nasıl bir dünyan var? Çocukları nasıl görüyorsun?

        Sayın devlet büyüklerimiz, Allah aşkına çocukları, kadınları koruyun. Tecavüze herkesten önce sizlerin “Dur” demesi gerekiyor. Sizler yani Meclis’te oturan her bir kişi, bu milleti temsil ediyorsunuz. Bu milleti koruyup kolluyorsunuz. Allah aşkına yapmayın!

        Bunları konuşmak, tecavüzü meşrulaştırmaya çalışmak bile korkunç bir şey değil mi? Bunu düşünen, söyleyen, sarf eden kişinin anası, bacısı, kızı, eşi dostu yok mu?

        Allah aşkına kadınlar ses verin! Aklım mantığım almıyor, alamıyor. Meclis’te bu tarz istekleri savunanların bile varlığını bilmek ürkütücü.

        İlk kez kaçmak istedim

        Benülkemi, memleketimi seven, savunan, ne olursa olsun, “Asla bu ülkeyi terk etmem” diyen biriyim. Bunu da yazılarımda defalarca dile getirdim.

        Hatta “Gidene güle güle” dedim. Çünkü özellikle o kara cuma sonrasında ülkeyi terk eden, terk etme girişiminde olan çok kişi var.

        Ve birçok kişi, “Yaşanmaz bu memlekette” cümlesiyle başlıyor konuşmasına. Onlara ne çok kızdığımı, hatta sinir olduğumu dile getirdim.

        Ama ilk kez önceki akşam nefes alamadım, daraldım ve kaçıp gitmek istedim buralardan. Neden mi? “13 yaşında bir çocuk evlendirilsin. Neden 18’i beklesin ki” diyen biriyle bu ülkede yaşadığım için.

        Cuppa hevesleri mi kırdı?

        Hatırlarsanız birkaç ay önce Sezen Aksu’nun bir albüm hazırlığında olduğunu yazmıştım.

        Hatta albümdeki “Nuri” şarkısını dinleyenlerin şimdiden dillerine dolandığını, herkesin şarkılardan bahsettiğini belirtmiştim.

        Bildiğim kadarıyla Sezen Aksu bu albümü geçen ay çıkaracaktı. Ama şimdi ne ses var ne seda.

        Tarkan’ın da bir türlü çıkamayan Türk pop müziği albümü var.

        Ben diyeyim 3 kez çöpe atıp vazgeçti, 3 kez yeniden başladı. Araya bir Türk sanat müziği albümü sıkıştırdı. Ama geçen akşam yaptığı açıklamada ikincisinin geldiğini söyledi.

        Birçok kişi sevinmedi bu duruma, söyleyeyim. Çünkü insanlar Tarkan’dan Türk pop şarkıları bekliyor hâlâ.

        Yazın Harbiye Açıkhava konserini izledikten sonra Tarkan’ın böyle gideceğini, Türk sanat müziği yolunda ilerleyeceğini yazmıştım.

        Birçok kişi, “Rüya görüyorsun sen” diye eleştirmişti. Ama bakın işte, olmayınca olmuyor.

        Ya da nabız yoklamak için çıkan “Cuppa” hem Sezen Aksu’nun hem de Tarkan’ın hevesini kırdı demek. Haksız sayılmazlar. Nasıl kaçırmasın. Biz bile hâlâ “Cuppa” şokundayken.

        Unutmadan

        *SerdarOrtaç, eşi Chloe ile aralarının bozuk olduğu konusunda açıklamalar yapıyormuş. Bundan 3 ay önce Alaçatı’da, “Boşanmak istiyorum” diye bir konuşmasını yazmıştım hatırlarsanız Serdar Ortaç’ın, hatta masasında kaç kişi ve kimlerin olduğuna kadar. Yalanladı, söylemedik söz bırakmadı. Şimdi de “Evliliğimiz çıkmaza girdi” açıklamaları yapıyor. Serdar’cığım, neden bu kadar zorluyorsun kendini? Evet tamam boşanmak zor, hem de çok zor, ama bu daha da zorlar insanı. Haberin ola.

        *Ve beklenen diğer bir boşanma da Gülben Ergen-Erhan Çelik tarafından geldi. “Bekleniyordu” diyorum, çünkü magazin kulislerinde her zaman konuşulan bir şeydi. Üzücü ama bu boşanma kararıyla birlikte bir kez daha şunu anladık ki evlilik zor zanaat.

        Diğer Yazılar