Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Ne zaman geldik biz bu noktaya?

        Neden kadınları tekmeliyorsunuz, neden kadınlara şiddet gösteriyorsunuz, neden, neden, neden?

        Ne istiyorsunuz bu kadınlardan?

        Neden bunu yapıyorsunuz? Allah aşkına yeter!

        Ülkeyi yöneten, Meclis’te oturan herkesten bir kadın olarak rica ediyorum, hatta yalvarıyorum...

        Sizin kızınız, eşiniz, yeğeniniz, kardeşiniz yok mu?

        Bu tekmeciler gün geç- tikçe çoğalıyor. Hani Meclis’te bazı mevzular hep gece yarısı geçiyor ya onaydan... Hadi Allah aşkına bir karar verin. Gece yarısı çıkarın kararı hem de. Tekmecilere en büyük cezayı verin. Bu tekmeciler hamile, genç, yaşlı demeden kadınları hırpalayıp sonra hiç ceza almayacaklar mı? Allah aşkına ne oluyor bize? Bu ülkenin kadınları bunu mu hak ediyor?

        SİZ UYURKEN

        Taksim’de dönercilerin önünde bir grup hem hamburger yiyor hem de bağıra çağıra şarkı söylüyor. Yanlarına yaşlı bir adam geldi, “Kesin, yeter artık, şarkı söylemeyin, ayıp” diye bağırdı. Gençler hiç oralı olmadı. Yaşlı adam söylene söylene gitti.

        Hazine gece yarısı. Tuvalette iki kadın kendi aralarında tartışıyor. Tartışma konusu, “Sana baktı, hayır bana baktı”. İnanın hiç abartmıyorum. Yahu bir kadın, başka birinin kendisine baktığını nasıl söyler. Utanır insan. Bir de, “Hayır sana baktı, bana baktı” ne demek? Ben çıktım, kızlar hâlâ tartışıyorlardı. Sakin kızlar, sakin.

        Kızın biri Murat Boz’la karşılaşmış. Yanındaki arkadaşa ballandıra ballandıra anlatıyor Murat’ı. Ama öyle böyle değil. Kız, “Kendimi çok zor tuttum. Olacak iş değil. Nasıl bir sempatik, nasıl tatlılık” diye bitiremedi. Arkadaşı, “Ay yeter, iki gündür bunu anlatıyorsun” diye azarladı.

        ARALIKTA BİR KERAMET VAR

        Ah işte... Yarım kalmıştı. Bir türlü olamamıştı. Tam başladılar, başlamadılar, ne oldukları belli olmadı. 2 sene önce bir aralık ayında göründüler, sonra yok oldular. Daha doğrusu Meryem Uzerli tam bir şey olacağını umut ediyordu. Hatta “Ozan’a sorun” dedi. Ozan da “Arkadaşız” dedi. Öyle yarım kaldı anlayacağınız. Bakınız önceki gün bizim gazetede “Aralıkta aşk başkadır” başlığıyla onlar vardı.

        Yani aralıkta bir şey var.

        İkilinin çekim gücü yeniden birleşmiş. Aşk lafları, kalpler...

        Eee ne güzel işte. Tam da zamanı.

        Meryem Uzerli ile Ozan Güven bence harika çift olur. Olur diyeceğim ama Meryem Uzerli daha çok yeni erkeklerden yana şansı olmadığını açıkladı.

        Ben de direkt söylüyorum, Ozan, Meryem’i üzer. Hem de fena üzer.

        Kalbini daha çok kırar, ama Meryem’in kalbi artık taştan olmuştur.

        O yüzden Ozan’la başa çıkabilir. Yani sürpriz olabilir her şey, hiç belli olmaz.

        O yüzden geciktirmesinler, 2017 Aralık’ı beklemesinler. Yarın ne olacağı belli mi olur?

        "SİBEL CAN BUNU KENDİNE NEDEN YAPIYOR?"

        Uzun süredir ünlü, ünsüz kiminle karşılaşsam Sibel Can hakkında yorumlar yapıyor.

        Kendini hiç düşünmüyor mu?

        Okan ona o lafları söylediği anda salonu terk etmeliydi.

        Jüri üyeliği yaptığı yarışmada da diğerleri kendisine saygısızlık yapıyor, farkında değil.

        Hiç kendini düşünmüyor mu, bunu neden yapıyor?

        Sesinin, yorumunun sevildiğini bilmiyor mu?

        Kendine çok kötülük yapıyor...

        Bunun gibi uzayıp giden bir sürü şey.

        “Neden?” diye bana soruyorlar.

        Ben jüri üyesi olduğu yarışmayı hiç izlemediğim için ne yaşandığını bilmiyorum. Yorum yapamayacağım. Ama izleyenler, “Diğer jüri üyeleri ona saygısızlık yapıyor, o da gülüp anlamıyormuş gibi yapıyor” diyorlar.

        Onu bilmem, ama Okan Bayülgen’in kendisine saygısızlık yaptığı an o salonu terk etmemesi ya da ciddi bir tavır koymamasını ben de anlamadım.

        Diğer Yazılar