2016 biterken yanıt bulamamış magazin başlıkları

2016, magazin dünyasında merak edilen sorularla bizi terk etmeye hazırlanıyor.

Zaman zaman insanların bana sorduğu magazin haberlerini yazıyorum.

İşte son günlerde de en sık şu sorular geliyor.

1- Tuba Büyüküstün gerçekten boşanıyor mı? Hayatında başka biri var mı?

2- Sinem Kobal hamile mi?

3- Tarkan gerçekten severek mi evlendi? Yoksa çocuk için mi?

4- Beren Saat çocuk yapmak için uğraşıyor mı?

5- Cem Yılmaz ile Ebru Şallı birlikte mi?

6- Ebru Gündeş, eşi Reza Zarrab ile barıştı, ama neden ziyaretine gitmiyor?

7- Sezen Aksu’nun hayatında kim var?

8- Hülya Avşar gerçekten yalnız mı, hayatında hiç kimse yok mu?

Bunlar ve daha başka uzayıp giden sorular. Magazin eğlencedir, keyiftir. Kafa dağıtmaktır, hele ki son zamanlarda ülkemiz insanının kafa dağıtmaya çok ihtiyacı varken.

Sadece günümüzde değil geçmişten bugüne ve her dönem tüm dünyada sanatçıların özel hayatı merak konusudur.

İlgilisi ilgisizi hayranı olduğu sanatçı hakkındaki tüm detayları merak eder, bilmek ister.

Birçok soru da yanıt bulamadan 2016’da kalacak.

Yılı bitirirken direkt şunu söyleyebilirim ki, önümüzdeki günlerde aşk-meşk konusunda daha çok şaşıracağımız detaylar ortaya çıkacak gibi duruyor. Yarın sorulara yanıt buluruz. Takipte kalın.

İNTERNET DİZİCİLİĞİ TUTAR MI?

Haydi buyurun bakalım. Bizim dizi sektörü de yavaş yavaş internet diziciliğine kaymaya hazırlanıyor sanırım.

Olur mu olmaz mı, öncesinde iki kelam edeyim.

2 gün önce Berrak Tüzünataç, Serenay Sarıkaya, Ozan Güven ve Mehmet Günsür’ün fotoğrafını görünce “Kadro süper” dedim.

Fotoğrafa uzun uzun baktım. Fıstık gibi kızlar, yakışıklı erkekler. “Fi-Çi-Pi” serisi dizi olacak.

Aklıma ilk gelen, “RTÜK’ten nasıl geçecek acaba?” sorusu oldu.

Sonra haliyle, “E kırpık kırpık nasıl dizi olur bu kitap” diye aklımdan geçirdim.

Meğer dizi ekranda değil internette olacakmış.

Olabilir, halihazırda internette yeni bir dünya var ve dizi sektörü de oradan yararlanmak isteyebilir.

Çünkü RTÜK nedeniyle TV ekranında birçok konuda elleri kolları bağlı. Ancak...

1- Tüm ülke genelinde izleyici bulamaz.

2- Ekranda aldıkları o şaşaalı reytingler olmaz. O hava bulunmaz, yani eksik olur.

3- O eski sükse, eski o güzelim günleri yaşayamazlar. Hem yapımcı, hem oyuncu, hem arka set ekibi.

4- Dizinin yayınlandığı günün sabahı tüm Türkiye genelinde dizi izlenir, bir heyecan olur ya. İşte onu artık hissetmez olurlar.

5- Dizi yayınlanır yayınlanmasına, izleyeni de olur. Ama hani tuzu az katılmış bir yemek olur.

Bazı şeyler değişince olmaz. Ve bu kadroda en büyük sıkıntı Serenay Sarıkaya’yı özleyen, onu ekranda her açtığında görmek isteyen hayranına olur. Hayran kitlesi yaşı küçük ve bu kadro her istediğinde internete pek ulaşamıyor, ülkede en ufacık bir şeyde internet yavaşlatılıyor. Yani her açıdan sıkıntılı. O yüzden bence dizi sektörü şu büyük bütçeleri düşürse biraz da bu kadroları ekrandan uzaklaştırmamaya çalışsalar.

Yani benim halk gözüyle olaya bakış açım budur.

SİZ UYURKEN

Dün beni o kadar sinirlendirdin Merve. Ne o öyle ‘Ona mı baktın, buna mı baktın. Sende bir haller var’ deyip duruyorsun. Hayır aklımda bir şey yok, sen aklıma sokmaya çalışıyorsun” diye telefonda kıza söylemediğini bırakmadı Cihangir kahvecide kahvesini yudumlayan delikanlı.

Nişantaşı’nda bir mekânda kalabalık bir grup doğum günü kutluyor. Şöyle uzaktan dikkat ettim, 30 kişilik grupta herkes simsiyah giyinmişti. Hayır bir kişide bile renk yoktu yemin ederim. Tamam ülke geneli simsiyah olduk, başka renk giyinmez olduk ama doğum gününde de bir küçük renk yapmak gerek. Küçük sevinçler adına. Yoksa kararıp yok olacağız.