Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        DENİZ Seki’yi cezaevinde ilk ziyarete giden ve duygularına tercüman olan gazeteci olarak sabırsızlıkla kendisini bekliyorum. Savcı izin verse her gün gideceğim, Deniz’le oturup uzun uzun sohbet edeceğim ama savcı “Bir daha gelme” dedi. Onlar da haklı. Bir kota koymak zorundalar. Yoksa her gün her dakika Deniz’i görmek isteyen sevenleri var. Onlardan biri de benim. 79 gün kaldı. Bize kısa gibi gözüküyor ama eminim Deniz için geçmek bilmiyordur. Hele son hafta hiç geçmeyecek. Sabır Deniz sabır. Deniz oradan çıkarken avazı çıktığı kadar bağırıp çığlık atmak istiyormuş. Düşünsenize 2.5 yıl bitecek. Çığlık nedir ki az bile. Dağları delmek ister insan. Henüz o bile farkında değil daha heyecanının. Ah Deniz Seki ah. Hadi çabuk gel, bak seni bekliyoruz burada. Güzel şarkılarınla avaz avaz bağıracağız, şarkılarını söyleyeceğiz. Sen çıkarken hepimiz kapıda olacağız. Bir sürü iş seni bekler. Bu arada Deniz Seki’ye acayip teklifler var bildiğim kadarıyla. Çıkar çıkmaz yoğun bir tempoya girecek gibi gözüküyor. Ama ben en çok orada yazdığı şarkıları merak ediyorum. Ve evet, sabırsızlıkla bekliyorum.

        Çağla, Yüksel ve Sinem

        SİNEM Güven 1995 Türkiye Güzeli, Çağla Şıkel 1997 Miss Türkiye birincisi, Yüksel Ak 2003 Türkiye Güzeli ve aynı zamanda dünya üçüncü güzeli. Daha ne olsun. Üç güzel şu sıralar taçlarını takmış bir reklamda oynuyor. Çağla ve Yüksel’in iki oğlu var. Sinem’in bir kızı. Kimin aklına geldiyse bu reklam, kocaman bir tebrik. Ben her denk geldiğimde eski günlere gidiyorum. Çünkü Çağla, Sinem ve Yüksel’in katıldığı yarışmaları çok net hatırlıyorum. Muhabir olarak hepsini takip etmiştim. Şimdi de pek değişen bir şey yok. Çağla, Sinem ve Yüksel hâlâ taş gibi maşallah. Bence bu reklamda Türk kadınına en hasından güzel bir mesaj var:

        - Evlenince, çoluk çocuğa karışınca kendinizi bırakmayın.

        - Popo, göbek isterseniz büyümez.

        - Spor yapın.

        - Çocuk da yaparım kariyer de.

        - Her dönem güzel kalabilirsin.

        - Ne olursa olsun işinizi bırakmayın. İlla ki bir şeylerle uğraşın.

        Ne olursan ol gel

        GEÇEN hafta tam da taşındığım günlere denk geldiği için yazamadım ama Mabel Matiz’in sosyal medyada paylaştığı notu atladığım düşünülmesin. Kendisini tebrik ediyorum bu yazıdan dolayı. Gerçekten o kadar doğru ve önemli bir yazı ki. “Ne olursan ol gel” diyen Mevlânâ’yı ziyaretinde böyle bir şey yaşanması daha acı. Bir Konyalı olarak cidden üzüntü duydum. Ama bir yandan da yine memleketimde çok kişiyi eleştirmişliğim vardır. Konya’da doğup büyüyüp daha Mevlânâ’nın kapısından geçmeyen, hatta ne olduğunu bilmeyen insanlar var. Maalesef üzücü bir durum. Ama belki Mabel’in bu yazısı onun da dediği gibi bir yerlere ulaşır ve birileri bir şeyleri anlar. Benim hâlâ güzel şeyler için umudum var.

        İnsanlar

        - Yanıt vermek istemeyince “Boş laflar geç bunları” der.

        - Hatalarını kabul etmeyince “A öyle mi haberim yok” der.

        - Başkasının arkasından konuşur, karşı karşıya gelince “Ah canım bir tanem nasılsın de” der ve boynuna atlar.

        - Duyar, “Duymadım” der ya da duymaz, “Duydum” der.

        - Okur, “Okumadım” der ya da okumaz, “Okudum” der.

        - İzler, “İzlemedim” der ya da izlemez, “İzledim” der.

        - Dinler, “Dinlemedim” der ya da dinlemez, “Dinledim” der.

        - Bu liste uzar gider. İnsanoğlu malum.

        Diğer Yazılar