Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Songünlerde o kadar çok duyar oldum ki spor salonlarındaki hırsızlık olaylarını. En son da Mehmet Aslan’ın başına gelmişti hatırlarsanız. Hatta karakolluk olunmuş, sonrasında da hırsız bulunmuştu. Fakat hırsızlık olayı son bulmamış meğer.

        Anladığım kadarıyla hiçbir önlem alınmamış; çünkü 3 kişinin daha dolapları açılmış, saatleri çalınmış. Bakülü bir işadamının başına da aynı olayın geldiğini duydum. Kendisini tanıdığım için arayıp sordum. Doğru olduğunu söyledi, “Esin bu hafta benimle birlikte 3 kişinin başına geldi. Ve salonda hiçbir hırsızlık belirtisi yok. Parmak izi bile bulamadı polis” dedi.

        Ortaköy Mac Fit Spor Salonu’nda yaşanan hırsızlık sonrasında 11 bin dolar değerinde IWC marka, 30 bin dolar değerinde Rolex marka, 25 bin dolar değerinde de Audemars Piguet Offshore marka 3 saat gitmiş. Ne bir para cüzdanı ne de başka bir şey alınmış. Sadece saatler gitmiş.

        Saati çalınan arkadaşım, “Esin sertifikaları bizde, satılırsa hemen ortaya çıkar zaten. Ama salonun herhangi bir önlem almaması çok korkunç” diyor. Evet bence de korkunç. Eğer böyle bir zaaf varsa acilen önlem almaları şart.

        Meraklısına: İşadamları isimlerinin açıklanmasını istemediği için yazmıyorum.

        Neden?

        Kolpaçino serisinde canlandırdığı Ganyotçu karakteriyle tanınan Ebubekir Öztürk’ün İzmir Marşı’na küfrettiği videosu önceki gün ortaya çıktı. İyi de neden? Bir ülkenin gelenekleri, görenekleri, savaşları, geçmişi vardır. Neden geçmişe saygı gösterilmesin? Neden biz bunu sürekli yaşamak zorunda kalıyoruz.

        Yok İzmir Marşı’na küfür, yok Atatürk’ün annesine terbiyesizce sözler... Neden saygı yok? Gerçekten anlamıyorum. Bu ülkede doğuyorsunuz, büyüyorsunuz ama memleketin geçmişine saygı duymuyorsunuz. Aklım almıyor. Neyse ki TRT’de yayınlanan diziden çıkarılmış kendisi. Şirkete ve bu hızlı hareketi gerçekleştiren yapımcıya teşekkür ediyorum.

        Emrah bundan kurtulamayacak

        EMRAH yıllar sonra evlendi. Bir oğlu, sonrasında da kızı oldu. Tam bir baba gibi hissediyor artık kendini. Çünkü istediği bir zamanda çocuk sahibi oldu. Çocuğuna tam bir baba olmak, hatta bunu gözler önünde de yaşamak istiyor. Ama olmaz ki... Çünkü geride bıraktığı başka bir oğlu var. Ve o hep eksik, hep mutsuz.

        Emrah çocuklarıyla bir görüntü paylaştığında o oğlu illa eksikliğini dile getirecek. Ve işte önceki gün bu gerçekleşti. Emrah’ın hiç kabul etmediği oğlu Tayfun, babasının Instagram’da, “Oğlumun uykusu gelmiş. Babasının kucağında uyuyakalmış. Elyesam benim her şeyim” paylaşımının ardından, “Benim de baba sevgisine ihtiyacım var. Benim de baba omzuna ihtiyacım var” notunu düştü.

        Kimin yüreği parçalanmaz ki. İşte büyüklerin kendilerini düşünürken dünyaya getirdikleri bireyleri de düşünmesi gereken en bariz örnek. Bir kez daha yazdım ki kayıtlara geçsin, unutulmasın diye.

        Siz uyurken

        - ADAM, tuvalet kapısında kadına, “Yahu seni beklemekten bıktım. Allah aşkına yeter. Biraz çabuk ol” diye bağırıyor. Kadın yavaş yavaş makyaj tazeliyor. Umurunda değil.

        - Kalabalık bir masa. Öyle eğleniyorlar ki aralarından biri masaya çıktı. Zannediyorum gruptan birinin sevgilisi sorun çıkardı. Ve o ekip bir anda birbirine girdi; bardaklar, sandalyeler havada uçuşmaya başladı.

        Diğer Yazılar