Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Özge Ulusoy bir üniversiteye konuşmaya gidiyor. Öğrencilerden biri, “Neden bütün mankenlerin zengin işadamlarıyla birlikte olduğunu açıklar mısınız?” diye soruyor. Özge de o an, “Neden, fakirlerle mi çıkalım!” diyor. Tabii konuşmanın öncesi var.

        Öncelikle Hacı Sabancı ile Özge Ulusoy ilişkisine yakinen tanık biri olarak şunu söyleyebilirim ki, beni bile bu algıya inandırmaya çalıştılar. Çünkü Özge Ulusoy’la yakın olduğumu bilen birçok kişi, “Özge hiç sevmiyordur Hacı’yı. Kesin parası için birlikte” diyordu.

        6 yıldır bu ilişkiye yakından tanık olduğum halde böyle söyleyenleri bir türlü ikna edemedim. Hatta bana, “Aman Esin, ne safsın” diyorlardı. Yani saf olan bendim, 6 senedir birçok detayı bildiğim ilişkide her şey yalanmış. Etrafım bana bunu inandırmaya çalışıyordu.

        E tamam da görüyorum, duyuyorum, biliyorum. Ama yok, saf ben oldum. Ki Özge istese ev, araba, arsa gibi şeyler de aldırabilirdi Hacı’ya. Hatta çalışmadan evde bile oturabilirdi. Bunları da buraya dipnot olarak ekliyorum.

        Neyse, kimsenin avukatlığını yapmıyorum, yapmam da. Ama insanımızın, “Safsın kızım sen” sözleri de olacak iş değil. Bu Özge-Hacı olmaz da başkası olur. Tamam, zengin koca için deliren çok kişi var, ama ben Özge’de bunu hissetmedim. Hissetsem zaten çok başka olurdu. Neyse daha fazla bir şey söylemiyorum, direkt kendisini arayıp soruyorum?

        ‘Bu algıdan asla kurtulamayacağım’

        BİZ bayılıyoruz, zengin-fakir, kısa-uzun, zayıf-şişko, çirkin-güzel yakıştırmalarını yapmaya. Hadi o zaman soralım bakalım Özge ne yapmaya çalışmış?

        Özge mevzu nasıl başladı?

        Üniversite öğrencilerinden biri söyleşi gayet güzel giderken, “Erkek arkadaşınızın soyadı Sabancı olmasaydı 6 sene beraber olur muydunuz?” diye sordu.

        Ben de “Tabii ki beraber olurdum. Sence benim paraya mı ihtiyacım var” dedim. Üzerine, “Ama bütün mankenler, zengin işadamlarıyla oluyor” dedi. Ben de genellemeye çok sinirlendim. Çağla Şıkel ile Emre Altuğ örneğini gösterdim. O da “Emre’nin de parası var” cevabını verdi. Ben de o sırada, “Fakirlerle mi çıkalım!” dedim. Tabii ki doğru bir kelime demiyorum. Ama benim anlatmak istediğim o değildi. Sonrasında kendisine de söyledim.

        Bu soruyu soran erkek miydi, kadın mı?

        Erkekti. Sonra ben “Senin de ileride eşin olacak. Belki onun da maddi durumu iyi olacak ya da olmayacak” dedim. Alkış kıyamet koptu.

        Peki bu algı Hacı Sabancı’dan mı ötürü var?

        Her zaman vardı ama Hacı’yla daha da tavan yaptı. Esin sen şahitsin, köpek gibi çalışıyorum. Ben asla işimi bırakmadım. Ve bu algıdan asla kurtulamıyorum. Zaten bu yılların sinirinin patlaması. Biz çalışıyoruz, ama bunu gören yok. Bu kadar üretmeme, çalışmama rağmen. Hiçbir zaman işimi bırakmamama rağmen. Kimseden maddi bir destek görmediğim halde. Bir spor salonuna yazılıyorum, bana “O salona gidersin tabii sevgilin Hacı Sabancı olur” diyen var. Olacak iş değil. Ben çalışıyorum ve para kazanıyorum. Bunu kimse kabul etmiyor.

        Özge, hiç fakir sevgilin olmadı mı?

        Esin sen yapma bari. Olmaz olur mu? Allah aşkına bir şey anlatmaya çalışıyordum orada. Ki benim hayatımı, ailemi, yaşantımı sen biliyorsun. Ben kendimi bildiğim bileli çalışıyorum. Başkasının parasına hiç ihtiyaç duymadım. Ailem bana bunu yaşatmadı zaten. Hissettirmedi. Paradan puldan bana ne.

        Diğer Yazılar