Atina'dan ev alma modası başladı
MIAMI, KKTC derken şimdi de Atina’dan ev alma modası başladı. Kiminle konuşsam “Atina’ya ev bakmaya gidiyorum”, “Atina’da evler çok ucuz”, “Atla uçağa git şurası”, “Oturmasam da kiraya veririm. Sürekli değerleniyor” diyor.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için de aynı şeyi söylüyorlar. Hatırlarsanız KKTC’de vatandaşlık alan birçok ünlüyü yazmış, hatta nasıl vatandaş olunacağını ayrıntılı olarak yazmıştım bu köşede.
Atina’da da farksız değil. Tabii 60 bin Euro’ya ev alıyorsan vatandaşlık vermiyorlar. Ama belli bir meblağın üzerinde ev alırsan hemen vatandaşlığı veriyorlarmış. Yani, “Paran varsa her yerin vatandaşısın” diyorlar.
*************
SENİN GÖBEK ADIN ‘MAGAZİN’ ARDA
DAHA önce, “Magazin yüzünden memleketten kaçıyorum” demişti Arda Turan. Önceki gün, “Bir sorun yok. Şu an beraberiz. Bizi siz ayırıyor, siz barıştırıyorsunuz” demiş sevgilisi Aslıhan Doğan sorulduğu zaman.
1- Arda Turan’cığım. “Magazinden kaçıyorum” dediğin zamana ve şimdiye dönersek, senin göbek adın zaten “magazin”. Sen ne zaman memlekete gelsen, ki gelmene de gerek yok, gittiğin her yerde bir aşk haberin illa çıkar. Bir mekânda, sokakta, bahçede bir kızla adın mutlaka anılır.
Oysa çoğu zaman magazinin ruhu duymadan bir günlüğüne memlekete gelip gidişlerin var. Yani istesen magazinde adın bile geçmez. Bunu sen bizden daha iyi biliyorsun.
2- En son eylülde, “Aslıhan Doğan ile ilişkimizi saygı çerçevesinde sonlandırdık. Bundan sonraki hayatında kendisine sağlık ve mutluluk dilerim. Kararımıza göstereceğiniz saygıdan ötürü şimdiden teşekkür ederim” diye bir mesaj yayınladın. Yani ilişkinin bittiğini kendin duyurdun, ama başladığını duyurmadın.
Normalde biz yazıp çizmiyoruz. Senin ilişkiye ne zaman başlayıp bitirdiğin belli olmadığın için kafalar karışıyor. Magazin basınını bu kadar hor görme. Sürekli küçümseme.
3- Aslında çok iyi anlaşıyoruz ve sen gerçekten çok seviyorsun magazini. Dediğim gibi, “magazin” senin göbek adın. Bırak tadını çıkar, eğlen.
*************
NE ÇİRKİN BİR SENEYDİ
MURAT Başoğlu olayını yeniden gündeme getirmek istemiyorum bile. Düşündükçe beynim zonkluyor, içim kabarıyor. Konuşmayı bırak düşünmeyi bile içim almıyor.
Vatan Şaşmaz olayından nefret ediyorum. İçim kaldırmıyor. Kızıyorum, sinirleniyorum ve şimdi de ağzımı doldura doldura küfrediyorum.
“Hababam Sınıfı” hepimizin, bu ülkenin en temizi, en korunaklısı. Ama sınıfın Hayta İsmail’i kalkıp çirkin bir laf ediyor. Öyle çirkin ki şu an söylemek bile istemiyorum, ama siz de okuyup nefret edin diye yazıyorum. Bakın ne buyurmuş kendileri: “30’unda olsa evlenmezdim. Göğüsleri sarkmış olacaktı. İstemezdim. Benim için fizik önemli.”
Yuh sana! Pes sana! Bu çirkin senenin son günlerini daha da çirkinleştirmeyi başardın ya, ne desek az.
