Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ÖNCEKİ gün ve ondan önceki gün herkesin dilinde, “Bıktık artık bu 90’ların ünlülerinden. Nerede bu yeni ünlüler” cümlesi var.

        Ne 90’larmış maşallah. Yaza yaza, söylene söylene bitiremedik 90’ları. Tüketemedik. Ben de söyleniyorum zaman zaman. İstiyoruz ki daha çok Serenay Sarıkaya, Kerem Bürsin, Çağatay Ulusoy, Kenan İmirzalıoğlu, Sinem Kobal, Bergüzar Korel gibi isimler ortalarda olsun.

        Magazin sayfalarında onları görelim, onların haberlerini yapalım, yazalım, çizelim, konuşalım. Ama bu yeni nesil pek 90’lar kafasında değil. Eğer bir işleri varsa gün yüzüne çıkmak istiyor. Öyle gecelerde boy gösterip her daim bir olaya karışmıyorlar. Karışırlarsa da kendi aralarında hallediyorlar.

        Mesela...

        - Bir Gülben Ergen-Seren Serengil hikâyesi, anısı, geçmişi yok hiçbirinde.

        - Bir Gülben Ergen-Hülya Avşar çekişmesi hiç olmadı mesela.

        - Bir Mustafa Sandal- Tarkan kıyaslaması yapılmadı hiçbiri için.

        - Bir “Şampiyon belli, ikinci kim” diyecek biri çıkmadı aralarından.

        - Bir Bülent Ersoy gibi “Koltuk olmadan ekrana çıkmam, ben divayım” diyecek biri de çıkmadı.

        - Ya da “Ben süperstarım. Öyle her yere gelmem” gibi bir havaları yok.

        - Bebek’te üç beş tur atmıyorlar.

        - Bir “Bakkal müziği yapıyorlar” diyen de yok.

        - Hande Yener gibi “Zirvedeyim ben zirvede” diyen hiç yok.

        - Ekran önünde kavga eden, taş atan, “hödük” diyen, “ucube” diyen de yok.

        Yok Allah yok. Yani yeni nesilden, “Çekilin ben geldim. Diğerleri kim oluyor” diye meydan okuyan biri yok kardeşim.

        O yüzden magazin sayfaları sığ, aynı, klasik, gelişmiyor. Hâlâ 90’lardaki problemler gün yüzüne çıkıp çıkıp duruyor.

        ***********

        LİNET’TEN MESAJ VAR

        HANİ geçen hafta “Çocuk yapacak adam bulamıyorum” dediği için Fatih Altaylı dahil birçok kişi tarafından eleştirilen Linet’ten mesaj var. Linet, “Anne olma özlemimi böyle anlamaları beni derinden üzdü. Ben ‘Bu sadece benim değil modern dünyanın kadınlarının ortak problemi’ demek istedim. Ben saf bir duyguyla sorulan bir soruya saf bir şekilde yanıt verdim. Yoksa sokakta dolaşıp çocuk özlemimden bahsetmiyorum” dedi.

        Şimdi olay şöyle gelişiyor: Ünlü isim Nişantaşı, Etiler ve Bebek’te yürürken gazeteci arkadaşlar yanlarına yaklaşıyorlar. Akıllarına gelen soruları soruyorlar. Mesela, yeni evlenen ünlü kadınlara “Çocuk ne zaman?”, evlenmemiş kadına “Evlilik ne zaman?” sorusunu yöneltiyorlar. O an akıllarına gelen her şeyi soruyorlar. Onlar da haklı, yanıtı veren de. Yanıt vermese, terslese olmayacak. Yanıt verse yine olmuyor. Çık bakalım işin içinden çıkabiliyorsan.

        ***********

        GECE BEKÇİLERİ

        ÇOCUKLUĞUMDA duyduğum düdük sesi... Yani gece bekçileri. Onları ben “Güven, huzur, aile, akşam, keyif” olarak hatırlıyorum. Çünkü biz evlerimizde huzurlu bir şekilde otururken onlar sokaklarda kar-kış demeden dolaşıp bizi korurlardı.

        O düdük sesi yeniden geldi. Ben hiç denk gelmedim bir gece bekçisine ama dün Habertürk’ün İstanbul sayfasında haberine denk geldim. 5 ayda 2626 kişiyi yakalamışlar. Narkotik, hırsızlık gibi 3 bini aşkın olaya müdahale etmişler.

        Ne güzel, bence kıymetini bilip bekçilere daha çok yardımcı olunmalı. Şimdilerde kaybedilen huzurun biraz olsun yuvaya dönmesi adına.

        Diğer Yazılar