Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        * 20 senedir hiçbir şey yapmadan, hep aynı saçmalıklarla bol kepçeden yiyenler.

        * Hep aynı reklama sığınanlar.

        * “Aman canım bir iki saçma laf patlatayım, iki hafta konuşulurum” diyenler.

        * “Ona buna salladım mı tamam, en az iki ekrandan teklif üstüne teklif yağar” diyenler...

        Ne çok göze batmaya başladı vesselam. Batıyor batmasına ama yine de teklif üstüne teklif alıyorlar. Kısacası bitmiyor, bitemiyorlar. Yok bu 90’ların bir kerameti var, kimseyi yok etmeyen. Kimsede utanma, arlanma yaratmayan.

        *********

        Hadise erkek değil, erkek sinek bile yaklaştırmamış

        İŞTE RTÜK’ün ve daha birçok kişinin tam da istediğini vermiş Hadise. Ne olmuştu bir hatırlayalım. Fransız model Aurelien Muller ile rol aldığı “Sıfır Tolerans” şarkısının klibi müstehcen bulunduğu gerekçesiyle RTÜK’ten ceza almıştı. Hal böyle olunca Hadise çok sinirlendi. Sesini yükseltti ama olmadı bir şey. Ceza aldı.

        Şimdi de RTÜK’e misilleme bir klip çekmiş Hadise, erkek modeli bırakın erkek sinek bile yaklaştırmamış yanına. Üstüne üstlük montunu bir saniye bile üstünden çıkarmıyor. Bluzu tamamen kapalı. Omzu dahi görünmüyor klipte. Hadise şarkısını yorumlayıp vücut diliyle “Ben şarkımı böyle de söylerim” diyor. Diyor demesine de gerçekten yazık. İşte tam da istenen bu. RTÜK pek memnundur.

        Ben bu olayı neye benzettim biliyor musunuz? Hani sosyal medyada bir ünlü fotoğraf paylaşınca takipçileri eğer beğenmezse topa tutuyorlar, sonra da o fotoğrafı paylaşan kişi “Ay lanet olsun” deyip o fotoğrafı siliyor ya, işte aynen böyle bir şey.

        Bıktırmak, usandırmak. Görüyorsunuz işte sosyal medyada artık kimse cesaret edemiyor, eskiden konulan fotoğrafları şimdi koymaya. Olan oldu. Geçmiş olsun.

        Hadise, klip boyunca montunu üzerinden çıkarmadı.

        **********

        BABAMA BU MEVZULARI ANLATAMADIM

        * “HAYIRLI cumalar” olmadığı bir cuma saatimiz yok. Babam kendimi bildim bileli gider cumaya. Ben kendimi bildim bileli bu memlekette herkes gider. Öyledir diye bilirim. Mesela çocukluğumda biz sokakta oynardık; manav, bakkal amca dükkânlarını kilitlemez, koşarlardı camiye. Ama hiç kimse böyle gözünün içine sokmazdı. Sessiz sedasız giderdi mahalli ahalisi. Babam da yapmadı.

        Hatta geçen gün, “Babacığım şöyle tam cuma saati caminin içinden bir fotoğraf çeksen de paylaşsan Instagram’dan, güzel olur” deyince bana, “Kızım ne saçmalıyorsun, kafayı mı yedin. İyice bir tuhaflaştın. Neler izliyorsun sen? Kafana kim sokuyor böyle şeyleri. Biz sana böyle şeyler öğretmedik. Tuhaf tuhaf şeyler söyleyip durma” karşılığını vermez mi?

        80 yaşında hac ve umre görevini yapmış babam beni azarladı. E tabii adam da haklı. İş güç kaybetme korkusu hiç olmamış. “Gerekirse hamallık yaparız” demiş. Ki yaptı da. Sadece Allah’tan korkusu var. Bize de onu öğretti sağolsun. Verdiği tepki de gayet normal anlayacağınız. Son yılların modasından ona bahsedemedim bile. Tam cuma saati adamı günaha sokmamak için.

        * Sonra babama “Baba biliyor musun, bin yıllık rakı-balık, oldu sana roka-balık” dedim. “Ben o işleri yıllar önce bıraktım kızım, ama olmaz, roka yanında olur. Roka-balık denmez” dedi. E tabii işte, nasıl güzeldir oysa rakı-balık. Zaten öyle olduğu için cümleten herkes rakı-balıkta. Ama işte “İşler kaybedilmesin. Laf edilmesin” diye oldu sana roka-balık. Bunu da babama anlatamadım. Bana kızıp “Saçmalama, günaha girme, milleti kandırma” der. Hatta “Milleti kandırdın da Allah’ı nasıl kandıracaksın?” diye üstüne azar da işitirim. Neyse, omurga dediğiniz şey aileden gelir şükür.

        Diğer Yazılar