Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        DÜN, Show TV’de Cumartesi Sürprizi’nde Ömür Sabuncuoğlu’nun Metin Hara ile yaptığı röportajı merakla bekliyorum. Anonslarda, Metin Hara’nın “Tek burada konuşacağım ve sonra sessizliğe gömüleceğim” dediğini duyuyorum. “Pardon!” deyip “Acaba yanlış mı anladım, yanlış mı duydum?” diye merakla beklemeye başlıyorum.

        Ve evet beklenen röportaj başlıyor. Hara’nın ilk cümlesi, “Tek burada konuşacağım ve sonra sessizliğe gömüleceğim” oluyor.

        Pes vallahi, pes. Sıradan, yani bu işi yapmayan biri Hara’nın röportajını izlese gazetecilere binbir küfür, isyan eder, hatta “Allah bu magazincilerin cezasını versin” falan der. Görseniz nasıl masum, nasıl masum.

        Metin Hara, sanki Adriana Lima ile anılmaya başladığından bu yana hiç konuşmamış, ilk kez konuşuyor izlenimi yaratıyor. Her şeyi biz uydurmuşuz durumu var. Hara’yı ilk kez dinleyen böyle bir anlam çıkarır.

        Sonra Ömür, Hara’ya beklenen soruyu soruyor: “Verdiğin bir röportajda ‘Sen benim eski sevgililerimi Google’dın mı?’ dedin mi?”

        Metin Hara da “Basınla ilişkimi iyi yönetememişim demek” karşılığını veriyor. Yani açık bir yanıt vermiyor. Vallahi enteresan, ne diyeyim. Sadece şunu söyleyebilirim ki Hara’nın kitapları okuyucuya sunuldu. Adriana yenge kitap çıktığı hafta Türkiye’ye geldi. Sevdiceğini yalnız bırakmasın tabii, kitap da daha hızlı duyulsun. Kızın da işi zor. Neyse bu aşk yakında film de olur.

        Ve röportajdan aklımda kalan iki şey daha:

        1- Metin Hara’nın, Adriana Lima’yı sadece 6 saatliğine görmek için bile o uzun uçak yolculuğunu çektiği oluyormuş.

        2- Türkiye’ye yerleşebilirmiş Lima, ancak onun burada güvenli ve rahat yaşayabileceğine inandığı zaman. Şu an güvenli değilmiş. Mevzu budur.

        ***********

        HERKES İSYANDA

        DÜN “Benim kafam basmıyor” başlıklı yazımda bir televizyon programında gerçekleşen korkunç olaydan bahsedip “Canlı yayında bir hastabakıcı çıkmış, 20 aylık bir bebeğe cinsel istismara tanıklık ettiğini ve 3 kişinin yoğun bakımda öldürüldüğüne şahit olduğunu anlatıyor ama memleketin hiçbir yetkilisi bir şey yapmıyor” diye isyan etmiştim. (Belki bu sürede işlem başlamıştır. Ben geçen hafta canlı yayınlarda yaşanan durumu aktarıyorum.)

        Önceki gün yazıma o kadar çok yorum aldım ki demek tek başıma değilim. Yapımcılar “Reyting için her şey mubah” diyor ama insanlarımız hâlâ aklıselim düşünebiliyor; şükür.

        ***********

        ‘SİZ UYURKEN’ SONRASINDA

        EVET, geçen hafta bu konuyla ilgili de bir şeyler yazmıştım hatırlarsanız. Yani “Siz Uyurken” köşemi neden yapamadığı anlatmaya çalışmıştım. İnsanlarımızın yaratıcılıktan uzaklaştığını, bir mekânda eğlenmediklerini, sadece ellerindeki telefonlarıyla ilgilendiklerini, hatta aynı mekânda, aynı masada bile birbirleriyle telefonla konuştuklarını yazmıştım.

        Bu konuya da çok yorum geldi. Evet herkes şikâyetçi bu durumdan, fakat şikâyette bulunmak pek fayda etmiyor. Çünkü herkes öyle ya da böyle bu çarkın içinde.

        Düşünsenize, aynı ortamda sosyal medya üzerinde yazışan insanlar var. Size de tuhaf gelmiyor mu bu durum? Bence bu tuhaflıktan vazgeçilirse en azından yüz yüze keyifli sohbet edilen günler geri gelir belki.

        Diğer Yazılar