Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İKİLİNİN ilk fotoğrafı yayınlandığı an Okan Can Yantır’a ulaşmış, “İlişki var mı?” diye sormuştum. O anda Okan, New York’taydı. Aramızdaki saat farkı nedeniyle Okan mesajıma gece yarısı dönüp “Esin iş konuşuyorduk. Aramızda bir aşk yok. Olsa inan söylerim” dedi.

        Okan çok eski arkadaşım. Sözüne inanırım. Öyle kıvırmaz. Neyse o. Olsa da “Esin bir şeyler var ama biraz zaman ver bana” diyecek kadar da dürüsttür. En azından olanı söyler, bilirim.

        Önceki gün de gazetede Okan Can Yantır ile Sıla’nın fotoğrafları görünce Okan’a yine mesaj atıp “İş, aşka dönüştü demek. Hayırlı olsun Okan” dedim.

        Bana, “Esin, benim sana ne zaman yalan söylediğimi gördün. Sözüm bakidir” dedi. Yani şu demek oluyor ki aşk hâlâ başlamamış. Resmi olarak “Aşk var” demedi. Sıla da “Aşk var” demiyor.

        Ama ikili çıkıp doğru düzgün, “Arkadaşlar bizim aramızda şöyle bir durum var. Ama siz zorla bizi âşık edeceksiniz” de demiyor.

        Ben size söyleyeyim; böyle giderse artık aşk yaşamak durumunda kalacaklar. Çünkü ben bu hikâyeyi daha önce de görmüştüm.

        Gazetelerde böyle yazıya yazıla “E hadi bari bir ilişki yaşayalım” duruma geçen çok kişi olmuştu. Mesela, Aydan Şener ile Kerem Alışık aşkı böyle başlamıştı yıllar önce.

        Gazetelerde “Aşk yaşıyorlar”, “Birlikteler” yazıla yazıla, “Bizi yakıştırıyorlar galiba” diyerek yakınlaşmış ve ilişki yaşamışlardı. Bunu birlikte verdikleri bir röportajda anlatmışlardı. Okan ve Sıla’nın durumu da yavaş yavaş o tarafa kayıyor gibi. Benden söylemesi.

        ***********

        ‘ÖZEL HAYAT KONUŞMAYALIM’

        MERT Fırat geçen gün bir yerden çıkarken, “Özel hayat konuşmayalım” dedi. Onun gibi birçok ünlü isim de bir mekândan ya da davetten çıkarken, “Aman sokak ortasında böyle özel sorulara yanıt vermeyelim”, “Burada bu konuları konuşmayalım” diyorlar.

        Bir dönem ünlüleri de şunları söylüyor:

        - Acaba nerelerde kamera var, oralara gidelim.

        - Nişantaşı’nda Abdi İpekçi’nin köşesinde, Bebek’te Lucca’nın tam karşısında hep gazeteciler konuşlanır. Akmerkez’de de gazeteciler dolaşır. Hadi giyinip süslenip gidelim.

        - Gazetecilere olmayan hikâyeler anlatmamız lazım.

        - Hayali bir aşktan bahsetmemiz şart.

        - Gel bugün çıkalım, gazeteciler bizi yakalasın.

        Hadi bakalım ayıklayalım pirincin taşını. İsteyenler ve istemeyenler... İsteyenler artık gazetecilere de ihtiyaç duymuyor. 7/24 sosyal medyalarından her saniyelerini paylaşıyorlar. Magazin durumu parçalı bulutlu anlayacağınız. Tam bir çorba oldu.

        ***********

        ‘İNSAN DETOKSUNDAYIM ŞEKERİM’

        BU kerevizin sapı, salatalığın veya maydanozun suyu detoksu değil, gardırobundan kıyafet ayıklama detoksu da değil, bayağı bayağı insan detoksundan bahsediyorum. Ve şu an etrafımda birçok kişi bu detoksa başlamış durumda. Çok kişiden şu sözleri işitiyorum:

        - Yeter, 20 yıllık arkadaşımı çıkardım hayatımdan.

        - Öyle insan temizliyorum ki etrafımdan, ben bile şaşırıyorum.

        - İnsan detoksu yapmazsam kafayı yiyeceğim.

        - Bunlar insan değil, başka bir şey. Resmen kan emiyorlar. Temizlemem lazım bunları hayatımdan.

        - İnsan detoksundayım şekerim. 10 kişi gitti bile.

        Diğer Yazılar