Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        HEM çapkınlık hakkında hem de kadınların çapkınları yakalama olayları hakkında çok hikâye duydum da şimdiye kadar hiç böylesini duymamıştım. Şimdi anlatacağım çapkınlık yakalama durumu yeni teknolojiye uygun bir yakalama. Hanımlar dikkat kesiliniz! Tabii beyler siz de...

        Hani her markanın adımsayar saatleri var ya, ben de kullanıyorum. Adımlar pek önemli malum. Artık erkekler için de adım saymak her şeyden önemli. Ama tabii bunu çapkınlık yaparken ya da sevgiliye, eşe “Aşkım ben evdeyim, uyuyorum” derken atlamışlar. O saat adım sayıyor beyler, haberiniz ola. Ve bunu da cin gibi kadınlar fark ediyor. Siz unutsanız ve adım sayan saatinizi kapatmak asla aklınıza gelmese bile.

        Neyse çocuk kıza “Aşkım ben evdeyim, uyuyorum” diyor fakat erkek arkadaşlarıyla İstanbul gecelerine akıyor. Kız da sevgilisi evde uyuma efekti vermiş, konuş- muşlar diye mis gibi uykuya dalıyor. Fakat kız cin. 1 gün sonra erkek arkadaşının adımsayarına bakıyor. Ve beklenen soruyu patlatıyor: “Sevgilim sen uyurken bu saat adımlarını nasıl sayıyor ve sen nasıl 400 kalori yakabiliyorsun?” Haydi buyurun bakalım. Çapkın bey, hazır mı yanıtın?

        Tabii ki buna verilecek yanıt yok. O saati başkası takmayacağına göre foyası ortaya çıkıyor. Ve evet itiraf saati. Çocuk “Aşkım ben sana yalan söyledim, arkadaşlar benim kanıma girdi, beni sokağa çıkardılar” filan derken mevzu patlıyor.

        Tabii ilişki bitmemiş. Gül gibi geçiniyorlar. Ama artık öyle yalanlar yok. Kemerler daha da sıkılmış anlayacağınız.

        Fakat beyler, güven ürkek bir kuştur. Bir kere uçtu mu bir daha o kafese girmekte zorluk çeker, aklınızda olsun.

        ***********

        MERSİN SEN NE GÜZEL ŞEYSİN

        HEMEN hemen tüm yakın arkadaşlarım ve 25 yıldır dirsek temasında olduğum gazeteci arkadaşım Mehmet Çalışkan Mersinli. Allah rahmet eylesin tasarımcı arkadaşım Cem Lokmanhekim ve 20 yıllık arkadaşım Ergun Yıldız da öyle. Ama bir kadın olarak benim Mersin’i asıl sevme nedenim Feyzan Bingöl’dür. Kadınların güzelliği, saygısı, sevgisi, sabrı...

        Feyzan’ın annesi Zeyniye Yıldız ağırladı beni evinin baş köşesinde. Kendi evimdeymişim gibi. Sanırım hayatımın bir döneminde oralarda yaşadım ben. Öyle bir duygu yaşarsınız ya işte o anlar vardı yüreğimde.

        Neyse, yıllardır gitmek için yanıp tutuştuğum Mersin’e kavuştum bu hafta sonu. Peki bu güzel şehre 2 gün yeter mi, asla. Gez gez, ye ye biter mi, asla. Mersin’e giderken öncelikle diyet ve spor kelimelerini unutunuz. Çünkü önünüze sürekli tantuni, künefe, kerebiç konuluyor. ‘Doyuyorsunuz’ ama yemeye devam ediyorsunuz. Yemekler bitmiyor, tükenmiyor. Lezzeti bol ve insanı da tıpkı yemekleri gibi güzel. Peki 2 günde ne mi kaldı aklımda güzeller güzeli Mersin’den?

        - Harika insanları var. Gönülleri de bakışları da güzel. Kebapları keyifle yiyorlar.

        - ”Hadi daha ciğer yiyeceğiz” demeleri.

        - Meşhur Mami Keskin’in şarkıları. Mami’nin afişinde “Mami’nin şarkıları kaderini değiştirir” yazıyor. Benim 2 günde kaderimin tartıda değiştiği, artı 2-3 kiloyla geri döndüğüm kesin.

        - Saat 07.00’de kahvaltı zamanı. Hakikisinden bir ciğer yiyeceksiniz. Buralardaki racon böyle. Zaten 2 saate bulamazsınız güzel ciğeri, sonra avucunuzu yalarsınız benden söylemesi.

        - Narlıkuyu’ya gitmeden olmaz. Mersin’e 65, Silifke’ye 20 km uzaklıkta bulunan küçük bir cennet. Ben gittiğimde hava biraz kötüydü ama hava kötü olduğunda bile unutulmazdı. Meşhur patatesini yemeden dönmeyin.

        - Mersin’in bağrından çıkmış Ahmet Parlak’ın ocakbaşına gitmeden olur mu? Alaçatı’da gittiğim mekânı, anavatanında görmek güzeldi. Türkiye’nin dört bir yanından hayranları geliyor Ahmet’i görmeye. En çok da fotoğraf çektirmeye. Herkesle tek tek fotoğraf çektiriyor.

        - Diyarbakır’dan gelmiş fakat kendini Mersinli kabul eden, 25 yaşındaki 2 çocuk babası Veysel’in sözüyle noktalayayım: “Mersin’e bitik gelen köşeyi çabuk döner.”

        Diğer Yazılar