Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BU sene 71’inci kez düzenlenen Cannes Film Festivali’ne kadınlar damgasını vuruyor. Hiç öyle bağırıp çağırıp kavga etmiyorlar. Sadece birlikte yürüyüp sessiz durarak sinema endüstrisindeki cinsiyet eşitsizliğine vurgu yapıyorlar. Tabii sadece cinsiyet eşitsizliğine değil, maaş adaletsizliğine de.

        Düşünün, seslerini duyurmaya çalışan ve başkaldıran sıradan ünlüler değil, dünya starları. Hollywood’un gözbebekleri.

        Bir keresinde Jennifer Lawrence’ın röportajında şöyle bir cümleye denk gelmiştim: “Daha fazla rol ve performans sergilediğim bir filmde benden fazla ücret alan erkek aktörler olduğunu öğrendim. Ve kendimi çok kötü hissettim!”

        Ne garip değil mi? Düşünün, kadınlar hem tacize uğruyor hem daha az ücret alıyor.

        ***********

        ‘ÜZÜLÜYORUM KADINLARA’

        ÖNCEKİ gün haberleri izlerken tam da bu konu tartışılıyordu. Yanımda bulunan bir erkek arkadaşım, “Üzülüyorum kadınlar için” dedi. Sadece Türkiye’de, Ortadoğu’da değil, dünyanın her yerinde öyle ya da böyle kadınlar hep ikinci planda tutulmaya çalışılıyor. Ve bunu da erkekler yapıyor.

        Onları dünyaya getiren kadınları ötekileştirmek, ikinci sınıfa düşürmek için ellerinden geleni yapmaya çalışıyorlar. Hollywood bile olsa fark etmiyor anlayacağınız.

        Tacizin, şiddetin, hiddetin, kötülüğün, dili, dini, ırkı yok. Kadını ötekileştirmek yıllardır sürüyor. Bunu ancak kadınlar bir araya gelirse, kenetlenirse yok edebilir.

        Kadın kadının düşmanı değil, dostu olursa ancak başarabilir.

        ***********

        BİZİM ÜLKEMİZDE OLUR MU?

        BİR festivalde ya da müzik ödül töreninde bizim kadınlarımız dünya starları gibi el ele yürüyebilirler mi diye düşünmedim değil. İki kategoriye ayırdım. Dizi, sinema ve müzik dünyası olarak.

        - Evet Bergüzar Korel, Serenay Sarıkaya, Beren Saat, Perihan Savaş, Dolunay Soysert, Bade İşçil, Özge Özpirinçci, Gökçe Bahadır, Sinem Kobal, Aslıhan Gürbüz, Belçim Bilgin ve daha niceleri kol kola, ele ele yürür. Hiç sorun yok. Hem de ne yürüme. Ama aynı düşünceyi müzik dünyası için kuramıyorum.

        - Müzik dünyasında “Şampiyon benim, durun öne ben geçeceğim” diye savaşmaktan, kimse birbirinin elini tutamaz. Bir kere Demet Akalın ile Hande Yener’i bir araya getiremezsiniz. Hülya Avşar asla kimseyle yan yana gelmez. “Şampiyon belli” lafı diline yapışmış gitmiyor. Hande Yener de ondan öğrenmiş, dilinde hep bir “şampiyonluk” sözü.

        E, yeniler desem Derya Uluğ, Merve Özbey, İrem Derici falan... Daha çok tazeler, haklı olarak sesleri cılız kalır. Bülent Ersoy tahtı olmadan hiçbir yere katılmaz.

        O tahtı illa gözümüze sokacak. “Benim farkım var” dercesine.

        E, diğer bazı isimleri düşünüyorum da “Kavga yoksa ne işimiz var?” diye gelmezler. Yani müzik dünyası adı üstünde “ruhun gıdası” lafından çıkmış, siyaset gibi gergin. O yüzden sinema ve dizi oyuncuları el ele, kol kola birleşsin, oh mis!

        Diğer Yazılar