Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Gün: Dün yani Çarşamba.

        Yer: Alaçatı girişinde bulunan ünlü bir kahveci zinciri.

        Saat: 11:30 civarı.

        Mekanın bir köşesinde bir adam oturuyor. Masasında bir mum yakmış. Mini bilgisayarı açmış bağıra bağıra, "Özellikle yoğunlaşmanı istediğim bir konu, aşk olarak o enerjiyi algıladım doğru mudur efendim" diye başlıyor. Kardelen aslında kopya veriyor fark etmeden. Akıllı beyimiz de hemen Kardelen'den aldığı yanıtları yuvarlayıp hop taca atıyor.

        Kulaklığı yok, bağıra çağıra fal bakıyor. Ve Kardelen'in aşk hikayesini bütün herkes dinliyor. Belli ki, parayı da EFT yapmış Kardelen. Sonra da görüşme saati ayarlanmış. Hooopppp gelsin fal.

        Kardelen geçmiş ilişkisinin de 8 ay sürdüğünü falan anlatıyor. Ama beyimiz hep Kardelen'den aldığı bilgilerle klasik cümleler kuruyor.

        Ah Kardelen vah kardelen. Aslında bu ülkede o kadar çok Kardelen'ler var ki!!!

        Bu ne olduğu belli olmayan kişilere inanıyor, para kaptırıyor söylediklerinden umut dileniyorlar. Yahu bi bakın bu adama. Ne bilebilir. Yapmayın etmeyin. Masada mum yakmış fal bakan kişinin Kardelen'e söylediklerini ben, sen, biz, siz, onlar herkes söyler. Yani ekstra bir şey yok. Ki olsa da ne olacak. Kardelen bir adam seni terk etti diye, bu kadar falcıların peşinde koşma. Bırak Allah aşkına. Sen bir adamla mı var olacaksın. Mutlu olacaksın.

        Yani adam Kardelen'e laf dolandırdı, hooop bilindik sözler tamamdır geçti gitti, falı bitirdi. O değil de, hadi baktın, müşterinin en mahrem olaylarını sere serpiyorsun, herkes dinliyor. Gündüz vakti, kahveci kalabalık. Bu da ayıp. Bu da etik değil.

        Ve hadi onu da geçtim, ünlü bir kahveci zinciri buna nasıl izin veriyor? Masalarda mumlar yanıyor, falan, adam bağıra çağıra fal bakıyor.

        Bağırmasının sebebi de etraftan müşteri toplamak. Düşer belki birkaç kek ocağına diye reklam peşinde.

        Ah ah yapmayın, etmeyin hanımlar-beyler özellikle gençler.

        Kardelenler yapmayın. İnanmayın bu tiplere. Bakın en mahrem özel hayatınızı herkes dinliyor.

        Adalet istiyoruz

        Adalet istiyoruz
        0:00 / 0:00

        Pınar Gültekin'in adaletini istiyorum bir kadın olarak. İşkence edip üstelik yakarak öldüren Cemal Metin Avcı'ya "haksız tahrik" indirimi yapıldı. Sadece 14.5 yıl yatacak!!!

        Haksız tahrik!!!

        Canımızı yakıyorsunuz. Bizi yok ediyorsunuz. Biz kadınları yerin dibine sokuyorsunuz. Bizim yüreğimizi yakıyorsunuz. Bu en en cani, en canavar cinayetin indirimini mi olur? 27 yaşında gencecik bir kadın. Anası, babası, ailesi, dostları var...

        Ağırlaştırılmış müebbet cezası, 23 yıla indirildi. Ve şimdi de... Ah canım acıyor, gerçekten nefes alamıyorum. Yaşıyorum, geziyorum, uyuyorum, uyanıyorum. Ama içimde kocamannnnnn kocamannnn bir boşluk var. Bu yaşıma geldim, asla hissetmediğimiz duygular içindeyim son yıllarda.

        Sanki bomboşum. Yaşamak için çalışıyorum, koşturuyorum, ayakta kalmaya çalışıyorum. Ama bu kararlar belimi büküyor. Korkuyorum. Zaten güvenimi çoktan kaybettim. Hak getire...

        Ben bağırmam gerekiyorsa bağırayım. Günlerce uyumamak gerekiyorsa uyumayım. Günlerce yemek yememem gerekiyorsa yemeyim. Günlerce ayakta durmam gerekiyorsa uyakta durayım. Ama adaleti geri verin.

        Biz kadınları koruyun. Biz kadınlar için adalet istiyoruz. Yeter. Pınar için adalet istiyoruz.

        Çıktı aslanlar gibi "Evleniyorum" dedi

        Çıktı aslanlar gibi "Evleniyorum" dedi
        0:00 / 0:00

        Müge Anlı'yı ilk mesleğe başladığım günden bu yana tanırım. Birlikte çok haber kovaladık. Çok çalıştık. Disiplini, çalışkanlığını bilmeyen yoktur ki, başarası ortada.

        İki üç aydır adı tuhaf isimlerle anılmaya başladı.

        Ben de duyunca hatta, "Yok artık" falan dedim.

        Eski bir magazinci olan Müge Anlı ne yaptı, tüm bu dedikodulara son vermek için çıktı canlı yayında aslanlar gibi, "Evleniyorum, adı da şudur" dedi.

        Kaçmadan, yalan habere daha fazla mahal vermeden çat diye tüm konuşulanların önüne geçti.

        İşte yıllardır benim de anlatmaya çalıştığım bu... Özellikle yeni ünlü olanlara ve olmaya çalışanlara. Çıkın direk, en direk söyleyin.. Size bir sorulduğu zaman doğru haberi verin ki, yalan yanlış haberler üretilmesin hakkınızda.

        Bakın ne güzel işte mis gibi. Haberin doğrusunu konuşuyoruz.

        Diğer Yazılar