Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Ah şu meşhur 12/12/12 olayı. Öyle ki, herkes en büyük çılgınlığını bu güne bırakmış. Baksanıza nam-ı diğer Polat Alemdar yani Necati Şaşmaz bile en büyük sürprizini yaptı attı imzayı. Hayır atsın atmasına, hayırlısı uğurlusu olsun. Allah bir yastıkça kocatsın inşallah da hangi arada alındı bu karar? Daha önce alındı da iki yıldır hayatında olan bir başka kadın bu olayın neresindeydi? Daha geçen ay ayrıldınız benim bildiğim. E iki yıldır birlikteydi Necati Şaşmaz ile Nur Fettahoğlu. E demek oluyor ki, ya Nur Fettahoğlu hayatındayken şimdi evlendiği eşi de aklının bir uçundaydı Necati Şaşmaz'ın. Yoksa aniden karşısına çıkan ilk kişiye evlenme teklif edecek değil her halde. Ya da Nur ile yollarını ayırdılar sonar o ayrılma sonrasında karşısına çıktı ve "Evet işte 12/12/12 çılgınlığım geldi" oldu sanırım. Neyse tabii olayın şakası bir yana ama şöyle biliyorum ki, Necati Şaşmaz ile Nur Fettahoğlu zaten uzun zamandır bir dargın bir barışık sürdürüyorlardı ilişkilerini. Zaten ben de bir keresinde yazmıştım. Hatta öyle ki, Nur Fettahoğlu da bazı bazı insanlarla görüşmüyor değildi. O da görüşüyordu ama ikili tam ayrılmamışlardı. Geçen ay son nokta konuldu. Ama şunu biliyorum ki, Nur Fettahoğlu da o imzayı atmak istiyordu. İşte hayırlısı. Bu işler kısmet işleri.

        Bu hafta salı çok güzel sallandı

        Geçen haftanın en sanat dolu gecesi hiç şüphesiz salıydı. İlk durak Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası'nın "Özel Konser"iydi. Ali Poyrazoğlu'nun konuk şef olduğu gecede gerçekten şık bir kalabalık vardı. Rahmi Koç, Cem Yılmaz gibi isimlerin de daha önce konuk şeflik yaptığı gecede Ali Poyrazoğlu bence çok ama çok iyiydi. Çok iyi hazırlanmış. Ayrıca sahneye ilk çıktığı altın renkli ve daha sonra giydiği yeşil frağına da bayıldım. Ali Poyrazoğlu sonrasında yağmur, çamur demeden, hatta "Oldukça yüksek topuklu ayakkabılarım var" hiç demeden Sofa Otel'in sekizinci katında bulunan Frankie'ye kadar yürüdüm. Frankie'de Johnnie Walker'in gecesi vardı. Gece hayatının bütün patronlarının da hazır bulunduğu gecede sahneye Monica Molina çıktı. Çünkü ben Monica Molina'ya bayılıyorum. Ne zamam memlekete gelse gidip dinliyorum şarkılarını bıkmadan usanmadan. Zaten kendisi de tam bir İstanbul aşığı. Buradan ne zaman teklif alsa o da koşa koşa geliyor. ama davette hiç kimse kendisini dinlemedi ne yazık ki. O kadar uğultu vardı ki, kadının sesi çok zor duyuluyordu bile diyebilirim. Bu arada İstanbul'un en meşhur mekanlarının patronları o gece oradaydı. Birçoğu 2013 yılında gece hayatının daha da renkleneceğini söyledi. Hadi bakalım merakla bekliyoruz. Ve tabii ardından olmazsa olmaz mahallenin barı Corridor'a uğrandı. Çünkü Corridor salı geceleri gidilmezse olmaz yerlerden biri haline geldi. Sanki gitmezseniz yoklama kaçağı sayılacaksınız. Her salı aynı insanlar. Aynı yüzler. Kimsenin de eğlendiği yok laf aramızda. Herkes öyle birbirinin suratına bakıyor. Arkadaşlar biraz müziğe kaptırın kendinizi dans edin dans edin. Bu şekilcilik nereye kadar. İşte ben "Yeter" diyerek kaçtım ve soluğu Ablam'da aldım. O gece Yaşar Gaga DJ kabinindeydi. Yaşar normalde "Alakasız Şarkılar" ile her perşembe akşamı zaten Off Pera'da oluyor. O gece farkettim de Yaşar kimselerin bilmediği Sezen Aksu'nun, Ata Demirer'in, Sertab Erener'in seslendirdiği özel şarkıları çalıyor. Onlardan bir albüm yapsa keşke. İsmi de "Alakasız Şarkılar" olsa. Ne güzel olur.

        Bir kadın ve 18 hamburger

        Salı gecesi öyle bir sallandı ki, final Kızılkayalar'da bitti. Tabii bu olay da olmazsa olmaz. Ama ben bir yıldır finalde yemek yememek, bu tarz yerlere oturmamak için çok ama çok dikkat ediyordum. Neyse o gece böyle oldu. Ve kaçınılmaz son ıslak hamburger. Neyse ben bir tane yedim. Hatta o bir tane ile bile vicdan azabı çekiyordum ki, ustaya "En fazla bir kişi kaç tane yiyebiliyor dedim?" ve hatta demez olaydım durumuna düştüm. Usta bana "Geçen hafta bir çift geldi. Kadın 18 erkek 20 tane yedi" dedi. Yok artık, şaka falanlardan sonra "Nasıl yani?" dememe kalmadan usta, "Kadın kürekçiymiş. Sürekli spor yapıyormuş. Hiç rahatsız olmadı, güzel güzel yedi. Hatta biz de izledik" dedi. Oh yarasın ne diyebilirim ki. 18 ıslak hamburger. Yani bir kadın tek başına yiyebiliyorsa helal olsun demekten başka bir söz kalmıyor geriye.

        Aklınızda bulunsun

        Kış geldi çattı. Rotanızı belirlemek gerek. Bunun için de en iyi rota belirleyicisi kesinlikle Gecce'den Best Restaurants Winter 2013 dergisi. Benim elimden düşürmediğim bu dergi Kenan Erçetingöz başkanlığında hazırlanıyor. Uzun yıllardırdır da çıkıyor. Nerelere gitmek gerek, ne kadar ödemek gerek, ne yemek gerek hepsinden haberdar ediyor sizi. Çünkü artık insanlar evlerinden daha çok dışarda yemek yemek ve vakit geçirmek istiyorlar. İşte kaliteli bir yemek yemek hatta kazıklanmak istemiyorsanız bu tam size göre bir rehber.

        Siz uyurken

        -Corridor 00.30'da iki kız masanın üzerine oturmuş muhabbet ediyor. Bir başka adam da kızın ayakkasını çıkartmaya çalışıyor ve "Ver ayakkabını şarap doldurup içeceğim" diyor. Ben espri olarak düşündüm inşallah öyledir. Sonuçta hani şarap içilecek bir ayakkabı değildi hani yani.

        -Ablam 01.30 bir kız yanıma geldi, "Aslında seni hiç sevmiyorum ama şimdi burada görünce bir öpmek istedim" dedi. Neyse güzel güzel öpüştük sonra "Ben bu siz uyurkenleri hep uydurduğunu düşünüyordum. Ama yok uydurmuyorsun. Benim de başıma geliyor senin yazdıkların" dedi. Yani bana göre kız tam siz uyurkenlik bir olaya imza attı.

        Diğer Yazılar