Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        MALUM Şeyda Coşkun diye bir ünlümüz var. Bu kişi herkesi kısa sürede zayıflatıyor. Hem de yürüye yürüye çok ciddi paralar kazanıyor. Mesela geçen gün 40 km yürümüş. "Bacakların cıbık gibi olacak yakında" dedim. O da bana "Görsen bayılırsın" dedi. Aman aman maşallah ve tabii kazandığı paraya da Allah bereket versin. Bacaklarında ve tabii kazandığında hiç gözümüz yok ama bu kadar kısa sürede insan zayıflatmak doğru mu? Sağlıklı mı? Mesela Gülşen'i 2 ayda 12 kilo, Hadise'yi 50 günde 13 kilo zayıflatmıştı. Şimdi de Hacı Sabancı'ya 17 günde 10 kilo verdirmiş. Maşallah maşallah da ne

        kadar sağlıklı?

        Ben iki senedir sürekli yazıyorum. Hatta demediğimi bırakmadım. O hiç kimseyi takmıyor yürümesine, zayıflatmasına devam ediyor. Hatta bana bi küçük gıcık kaptığını bile düşünmüyor değilim. Çünkü sürekli eleştiriyorum. Artık hem bu küslük bitsin hem de şu olayın detaylarını kendisine sorayım diye aradım "Anlat bana bu kadar kısa sürede nasıl zayıflatıyorsun insanları. İnsanların metabolizmalarıyla mı oynuyorsun?" dedim. Şeyda, "Bir deli kuyuya taş atıyor herkes o kuyunun başında. Kimse beni arayıp sormuyor" dedi. Ben de "O delilerden olmamak için soruyorum işte anlat, sağlıklı mı?" dedim. İşte Şeyda'dan satır satır notlar. Artık gerisine siz karar vereceksiniz. Çünkü şimdi diyetisyenler şiddetli şekilde seslerini yükseltecekler söylediklerine:

        ■ Ben çok kilo verdirtmiyorum, diğerleri az kilo verdirtiyor. Hep aynı peynir, hep aynı yemek. İnsanlar sıkılıyor. Ayda 4 kilo vermek çok az.

        ■ Bir insana ayda 4 kilo verdiren kişi doğru, neden ben ayda 10 kilo verdirince size saçma geliyorum.

        ■ 4 kilo iyi diyen, benim 10 kiloma fazla diyor.

        ■ Öncelikle insanlarımızın büyük ödemleri var. Ben önce bu ödemleri yok ettiriyorum. Hacı Sabancı'nın çok ödem sorunu vardı.

        ■ Hacı Sabancı ile her gün iki kere yürüyoruz. Günde 3 saat spor yapıyoruz. Hem de sürekli yemek yiyor.

        ■ Ben hem diyeti hem sporu buluşturdum. O yüzden de "Bunu daha önce ben neden düşünemedim" diye çıldırıyorlar.

        ■ Hacı Sabancı'nın dün çorba günüydü. 700 gr verdi. Şimdi o sizin okuduğunuz kilodan daha fazlası gitti.

        ■ 80 kilo üzerinde bir kadın ayda 9-10, 100 kilo üzeri bir erkek ayda 12-15 kilo rahat verir. Ayda 4 kilo çok az.

        ■ Ben her gün 15 km yürüyorum. Ama pazartesi 40 km yürüdüm.

        ■ Sen beni kötüledikçe bana müşteri geliyor. Ben daha çok kazanıyorum.

        ■ Gülben Ergen bana "Üzerimdeki ağırlığı aldın" diyor.

        ■ Benim için herkes aynı. Gereksiz pohpohlama yapmam. Gülben'miş, Gülşen'miş, Hacı'ymış fark etmez. Herkes aynı parayı öder. Herkes aynı muameleyi alır. Herkesle ayrı ayrı ilgileniyorum. Ben onların bedenini kendi bedenim gibi görüyorum. Onların bedenlerinin içine giriyorum.

        ■ Hayatındaki sevgili, aile, arkadaş boşluğunu yemekle dolduranlar var.

        ■ Ben mutsuz olduğum zaman yürüyorum, bacaklarımı görsen bayılırsın.

        ■ Magazin gazetelerini müşterilerimi takip etmek için okuyorum.

        Demet hamile

        SON zamanlarda bebek haberleri verir oldum. Ama ne yapayım, kulağıma sürekli fısıldanıyor bir şeyler. Salı gece yarısı çok ama çok güvendiğim birinden "Demet Kutluay hamile" diye fısıldandı. Malum, "Ayrıldılar, ayrılacaklar, boşanıyorlar derken Demet ve İbrahim Kutluay çifti üçüncü çocuk bekliyor" haberi pek hoşuma gitti. Tabii böyle haberler doğrulatmadan yazılmaz. Sabahın köründe Demet'i aramaya başladım. Saat 11.00'de Demet bana dönüş yaptı ve "İki aydır Bodrum'dayım. Kimselerle görüşmüyorum sokağa çıkmıyorum. Kendi aramızda 'Acaba üçüncüyü de yapsak mı diye konuştuk, laf nerelere gelmiş" dedi. Durum bu. Henüz konuşma aşamasında bile haber hızla yayılıyorsa düşünün artık dört duvar arasındaki konuşmalarınıza bile çok dikkat edin.

        Bizi de utandır Kenan

        BAŞBAKANIMIZ Recep Tayyip Erdoğan için özel hazırlanan ve kendisinin de katıldığı "Usta'nın Hikayesi" programı çok konuşuldu. Ben de başından sonuna kadar izledim. Başbakanımızın samimi bir şekilde özel hayatıyla ilgili detaylar anlatması çok güzeldi. Tabii ünlü isimlerin yorumları da bir o kadar önemliydi. Aslında programın reklamları dönmeye başladığı günden bu yana Kenan İmirzalıoğlu'nun açıklamasına takılıyorum. O yüzden de yayınlanmasını bekledim. Kenan'ın "Başbakan'ımı aramıştım. Sonra kendisi beni arayınca çok utandım" dedi. Yani İmirzalıoğlu'nun notuna Başbakan kendisi dönmüş. Sonra ben gazetedeki, arkadaşlarımın hepsine tek tek "Kenan'ı aradığınız zaman kendisi mi dönüyor" dedim. Bana "Hayır kuzeni var o dönüyor" dediler. Ah Kenan'cığım ah. Keşke sen de bizi utandırsan da telefonlarına kendin dönsen.

        Diğer Yazılar