Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Genellikle öyle bir gerçek var. Ve kim ne derse desin bana bunun aksini inandıramaz. Ama tabii bu lafı her kadın için kullanmak yanlış olur. Ben genel kadın durumundan bahsediyorum. Kadınlar genellikle kendi hemcinslerini kıskanırlar.Onlar için giyinir, süslenir, alışverişe çıkarlar. Bu hemen hemen dünyanın her yerinde böyledir. Ve özellikle de beğendiği kadınlardan bahsetmekten, söylemekten de korkarlar. Karşısındaki kadını övmekten çok onun eksiklerini göstermeye çalışır kadın milleti. Ama Burcu Esmersoy’un açıklamalarını okuyunca yüzüm güldü. Burcu Esmersoy, Çağla Şıkel için ne kadar güzel sözler söylemiş.

        Ne kadar övmüş helal olsun. Malumunuz o kadar çok hasetlik yapan, gizleyen kişi varken bunları açık açık bir kadının ağzından duymak umutlandırıyor beni de bir kadın olarak. Ve tabii bu hareket Burcu’nun kendini ne kadar çok sevdiği, kendine güvendiği ve ayaklarının yere sapasağlam bastığını da gösteriyor. O yüzden bir kez daha alkış.

        Kadın kadının KÖTÜLÜĞÜNÜ İSTİYORSA Kadın kadının KÖTÜLÜĞÜNÜ İSTİYORSA

        Eğer giydiği kıyafet yakışmamışsa “Çok yakışmış” der.

        Çok yakışmışsa “Ay şekerim biraz göbeğin mi çıktı bu elbisede acaba” diyerek akıl karıştırır, moral bozar, mood düşürür.

        Makyajı çok fazla olmuşsa “Biraz daha allık sürmelisin” diyerek hatta alır fırçayı kendi sürmeye çalışır.

        Sürdüğünüz ruju beğenmişse “Makyaj tazelemeye gidelim” der ve rujunusu ister, kendi sürer.

        Eğer bir kadının uzun süredir devam eden bir ilişkisi varsa ve karşısındaki yakın arkadaşlarının ilişkileri yoksa o kadını çaktırmadan o ilişkiden soğutmaya çalışırlar. Sürekli sevgilisinin açığını ararlar.

        Siz uyurken

        01.00 Asmalımescit Canım Ciğerim arka masamda üç erkek oturuyor. Malum konu futbol. Muhabbet arasında bir anda hatta saniyesinde konu kadınlara geldi. Aralarından birisi “Nazlı sürekli reddediyor” beni deyince erkekler uzun uzun kadınlara yapılması gereken taktikleri konuştular.

        Taksim İstiklal Caddesi 03.00 bir erkek yanımıza gelip yanımdaki arkadaşıma “Montun çok güzel bana verir misin?” dedi. Arkadaşım “Çok soğuk şu an nasıl vereyim üşüyorum” dedi. Montu isteyen çocuğun üstünde montu vardı. Zaten çocuk montu çok beğendiği için istediğini tekrarladı.

        Neden kapılardan çevriliyoruz?

        Gece hayatının nabzını tutan, sürekli gezen biri olarak hem mail, hem sosyal medya hem de yolda karşılaştığım herkes bana bunu soruyor. Onu da geçtim, gece hayatında birçok yere gidip dolaşan, hatta tanınan kişiler bile, “Her zaman ‘acaba alınacak mıyız’ korkusu yaşıyoruz” deyip, “Mekânlar neden bizi kapıdan çeviriyor?” diye soruyorlar. Dünyanın birçok yerinde rahatlıkla girilebilen mekânlar için bazen bizim ülkemizde sorunlar yaşanıyor. Aslında bazen demek yanlış olur. Sık sık bu sorunlar yaşanıyor. Evet bizim ülkemizde birçok mekân kapıdan çeviriyor insanları.

        Kıyafeti düzgün bile olsun. En çok kapısında sorun yaşanan mekânların başında ise Reina, Sess, Sortie, Şamdan, Anjelique, Albüm geliyor. Tabii bunlar bana gelen şikâyetlerden çıkartabildiğim mekânlar. Öncelik olarak herkes bu mekanlardan dert yanıyor. Hepsinin genel özelliği ve şikâyeti “Kapıya giderken soğuk terler döküyoruz. Öyle ki, rezervasyon bile yaptırsak yine de kapıda bekliyoruz. Sanki eğlenmeye değil de sorguya gidiyoruz gibiyiz. Büyük dert içindeyiz. Eğer kapıda tanıdığımız yok ise muhakkak tanıdığımız birini araya sokarak yanımızdaki insana rezil olmamaya çalışıyoruz. Ve özellikle kapıdan çevrileceğiz diye gitmediğimiz oluyor” tadında oluyor. Ben de zaman zaman yazıyorum, bu konuya dikkat çekmeye çalışıyorum. Ne olursa olsun, bir mekânın içinin dekorasyonu, yemesi, içmesi çok önemli ama en önemli olay kim ne derse desin kapıdır. Her şey kapıda başlar ve biter.

        Kapıdaki adam gelen kişiyi tanımalı. Tanımıyorsa bile itinalı davranmalı. Evet maalesef bizim ülkemizde bu büyük bir açık. Kapısı çok kötü olan mekânlar var. Kaba, saygısız ve hatta gelen müşteriyi küçümseyen insanlar bile var. Buna mekân sahibinin çok dikkat etmesi gerekiyor. Ve tabii kim olursa olsun kapıdan hiçbir mantıklı açıklama olmadan çevrilmemesi gerekiyor. Bunu henüz çözemedik. Ki eğlence hayatı ile adından söz ettiren en önemli şehirde bu sorunun acilen çözülmesi gerekiyor.

        Yeteneğinizi keşfedin

        EVET efsane grup Stomp yine ülkemizde. Daha önce de gelmişlerdi ama ben bir türlü gitmeye vakit bulamamıştım. Bu kez kaçırmadım dün izledim. Müzik, dans, tiyatro ve koreografinin bir arada olduğu bu muhteşem gösteri 9 Şubat’a kadar da İstanbul Kongre Merkezi’nde sürecek.

        Biliyorsunuz grup günlük hayatta kullanılan varil, süpürge, kibrit çöpü, şişe, tükenmez kalem gibi birbirinden farklı objeyi gösterilerinin bir parçası haline getiriyor. Bu gösteride diyalog yok. Sadece ritim konuşuyor. 1991 yılında sokakta doğan bir oluşum. Sizin de belki böyle yetenekleriniz vardır. Keşfetmek için iyi fırsat.

        Diğer Yazılar