Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        GÜLMEK aslında basit, hem de çok basit. Sadece gülmeyi istemek gerek. Çünkü buna toplum olarak çok ama çok ihtiyacımız var. Hatırlar mısınız, biraz fazla kahkaha atalım büyüklerimiz “Aman dur gülme başına kötü bir şey gelecek” derdi. Bir nesil bu sözlerle büyüdü. O yüzden de gülmenin ne kadar güzel ve önemli bir şey olduğunu bilmeyen birçok insan var. O yüzden de her şeye bir anlam yükleme derdindeyiz. Sadece gülüp geçemiyoruz. Şimdi efendim bu konuya nereden geldim. Tabii ki Recep İvedik’ten. Malum memleket sorunu haline getirdiğimiz Recep İvedik’lerden. Şahan Gökbakar bir karakter yarattı. Ve ülkenin en çok izlenen film olma özelliğine erişti ama hâlâ burun kıvırıyoruz.

        En son Okan Bayülgen, Recep İvedik izleyenleri ‘geri zekâlı’ ilan etti. Şahan Gökbakar’a ne düşündüğünü sordum, o da bana “Esin’ciğim bir komedi filminin bence güldürmekten başka bir görevi yoktur. Dolayısıyla vaat ettiği tek şey güldürmek ve biz de bunu fazlasıyla yapıyoruz. Türkiye’de rekor, Avrupa’da rekor, Azerbaycan’da rekor. Demek ki bir şey var, bu kadar insan gidiyor, eğleniyor. Okan Bayülgen’in Kanalizasyon diye bir filmi var. Allaaaaah diye zıplayıp stüdyoda kendini yerden yere atmış. Sabri Bey diye film çevirmiş. Yani soruyorum o film ne verdi ne öğretti? İnsanlar gülmek için gidiyor benim filmlerime. Tek amacı güldürmek olan filmler yapıyorum. Bundan sonra da yapacağım” dedi. Aslında bu kadar basit işte. Gülmek, güldürmek. Kısa ve net. Fazla uzatmaya gerek yok. 7 milyon kişiyi aşmış izleme rekoru elinde bir kişinin ağzından “Amaç sadece güldürmek” çıkıyor. Ama biz yani gülmeye korkan bir nesil araştırıyoruz da araştırıyoruz. Yok Recep İvedik sinemaya ne kazandırır, ne verir? Sorguluyoruz ama boşa. Başka bir anlam yüklemeden sadece gülsek, gülebilsek birçok sorunu da yok etmiş olacağız.

        Müziğin emekçileri

        Demet Akalın’ın partisinde benim en keyif aldığım an Ferman Toprak ve Cengiz İmren’in sahneye çıkmasıydı. Bu ikili aslında müziğin emekçileri. İkisi de gece yarısından sonra sahneye çıkıyor ve gün ağarana kadar sahnede kalıyorlar. Bir sürü şarkı söylüyorlar. İnanın bu çok kolay bir iş değil. Zor ve bunu yıllardır ikisi de yapıyor. Takipçileri, sevenleri, izleyenleri çok. Belli bir saatten sonra “Nereye gidelim” dendiğinde bu iki isim geliyor hep akıllara. O yüzden bence ikisi de müziğin emekçisi. İkisi de gece hayatında çok şeye şahit olmuş ve hâlâ da olmaya devam ediyorlar. İkisini de aynı anda sahnede görmek hoştu orada bulunan herkes için. Ve inanın bana gece hayatının olmazsa olmazları. Eğer izlemediyseniz çok şey kaçırmış sayılırsınız. Ferman Toprak ve Cengiz İmren’siz bir gece hayatı olmaz.

        Demet Akalın’dan 3’Ü BIR ARADA

        Pazartesi akşamı Cahide’de Demet Akalın ile Okan Kurt’un 3’üncü evlilik yıldönümleri kutlaması vardı. Aslında Demet Akalın’ın bugün kutlanacak doğum günü ve tabii yine bugün çıkacak “Rekor” albümünün de kutlaması. Yani 3’ü bir arada bir kutlama oldu. Küçük, sade ve güzel bir kutlamaydı. Cengiz İmren’in sahneye çıktığı gecede Demet Akalın keyifliydi. Masalar ikilinin fotoğrafları ile süslenmiş. Çıkarken de tüm konuklara içinde özel şekerlemenin olduğu bir kutu hediye ettiler.

        Ve gece kulübü olayı

        Bu ilk değil son olay da olmayacak. Gece kulüplerine girerken doğru düzgün arama yapılmazsa, kişilerin belinden silahları alınmazsa bu olay bitmeyecek. Yaşanan olay gerçekten çok üzücü ama çok örnekleri var. Buna artık birilerinin dur demesi gerekiyor. Kapılarda bodyguard halleri ile “Sen gir, sen girme” diye duran hatta birçok kez insanların kılık kıyafetine bakarak ahkâm kesmeye çalışanların bu konuda artık ciddi önlemler almaları gerekiyor. Yoksa bu silah olayı ilk değil son da olmayacak.

        Eda’nın at kılı fırçası

        Ben bir dönem ‘at şampuanı’, ‘at kılı fırçası’ tadında yazılar yazıyordum. İnsanlar Amerika’dan gelen kişiler ‘at şampuanı’ siparişi veriyorlardı. Ama artık bizim ülkemizde de fazlasıyla var bu meşhur ikiliden. Geçen gün elime bir paket geldi. ‘Eda Taşpınar’ın at kılı fırçası’ diye yazıyordu, yani Eda Taşpınar’ın yıllarca güneşin altında bir ön bir arka saatlerce güneşlenmesi boşa gitmedi. Kadın ciddi ciddi kendine bir iş alanı yarattı. Geçen sene kendi adına güneş kremleri çıkarttı. Bu sene de şu meşhur at kılı fırçasını. Daha ne olsun fırçalayın hanımlar. Bir aşağı, bir yukarı. Bir sağa bir sola. Kumsallar selülitsiz kadınlar görsün.

        Diğer Yazılar