Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        DÜNYACA ünlü starların başlattığı Ice Bucket Challenge’a kısa sürede bizim ünlü isimler de katıldı. 2 gündür kafalarından aşağıya buz dolu su kovası boşaltıyorlar. Bizim olay az biraz şova döndü çünkü toplana toplana 4 bin TL toplanmış. Amerika da ise 15.5 milyon dolar. Amacına ulaşılmadan sadece şov olarak kalacak bizim ülkemizde. Amaç zaten ya kovayı üzerinize boşaltacaksınız ya da yardım yapacaksınız. Ama tabii hem buz kovasını boşaltıp hem de yardım yapabilirsin. Ya da yaptırabilirsiniz. Sizin meziyetinize kalmış bir durum. Mesela Demet Akalın hem buz kovasını döktü hem de para yardımı yaptı. Dekontu yayınladığı için biliyorum. Arda Turan, Şahan Gökbakar, Kıvanç Tatlıtuğ, Burcu Esmersoy, Hülya Avşar da yaptı ama hiçbir ünlü yardım yaptırma konusunda başarılı olamadı. İlla ki yardım yapmak zorunda değillerdi önemli olan hedef gösterdikleri kişinin yardım yapıp yapmadığından emin olmalarıydı. Yani bizim ünlüler sadece şov yaptı, diğer yardım kısımlarında harekete geçiremediler kitleleri.

        KUMKUMALARA malzeme vermişim

        ÇARŞAMBA günü bu köşede “Alaçatı’da herkes ünlü bir dizi oyuncusunun çarpık ilişkilerini konuşuyor. Ünlü aktörün Tilkici Koyu’nda erkeklerle yaşadığı ilişki herkesin dilinde. Öyle ki birçok kişi ‘İnsanlar bunun yaşadıklarını duysa şoke olur. Ama böyle giderse çok kötü olayları çıkacak yakında’ diyor” diye yazmıştım. Bu kadar kısa bir yazı olmasına rağmen içerik itibarıyla çok dikkat çekti, konuşuldu. Aslında bu yazı bu kadar kısa değildi. Bana göre gerçekten çarpık detayların olduğu bir yazıydı. Daha sonra bu kadarının bu köşede fazla olduğunu düşünerek sildim. Hatta yazdım sildim, yazdım sildim. Yani çarpık kelimesi yaşanan detaylar için kullanılmıştı ilk cümlede. İkinci cümlede “Ünlü aktörün erkeklerle yaşadığı ilişki herkesin dilinde” derken oraya bir “de” ekleseydim aslında bir sorun kalmayacaktı. Bizim köşesine oturmuş küçük de olsa bir hata bekleyen kumkumalar var ya; işte onlara ne güzel bir malzeme vermişim hiç farkında değilim. Ah kumkumalar, siz olmasanız ne yapacağız bilmiyorum. Bu arada bu köşede yazmayı uygun görmediğim detaylar bana göre çarpık ama beni eleştiren kumkumalara göre gerçekten sıradan, çok iyi biliyorum. Benim bu konulara bakış açımı bilen pek iyi biliyor. Siz kumkumalara lafım bu kadar. Hadi canım başka kapıya...

        Yerini bil kardeşim, Elit misin değil misin?

        SALI günü İzmir Havaalanı’ndayız. Miles&Smiles kullanıcısıyım. Ama hiçbir zaman herkesin deli gibi uğraştığı kademe atlama durumlarına gelemedim. Çünkü ona ulaşmam için bir hostes kadar uçmam gerektiğinin farkındayım. O yüzden de ne Elit’im ne de Elit Plus’ım. Sadece kartım var, öyle mil topluyorum. Arada milleri kullanıyorum hepsi bu. CIP’ten yararlanayım diye kendimi yırtmıyorum anlayacağınız. Neyse o gün, yanımızda bir Elit, bir de Elit Plus kartı olan karı-koca arkadaşlarımız vardı. Onlar sayesinde Business bölümünden giriş yaptık. Fakat Business bölümünde karı-kocayı ayıran bir başka bölüm daha var. Biri Elit, biri Elit Plus olduğu için onları da sınıflandırıyor. Tövbe tövbe diyorsunuz. Aradaki farkı söylüyorum. Elit’in koltukları kırmızı, Elit Plus’ın kahverengi tonlarında. Elit’te kurabiye ve meyve ikramı var, diğer bölümde bunların yanında çorba ve su böreği gibi... Business ayrıcalığını anlayabiliyorum da kendi içlerinde sınıflandırma durumları hiç hoş olmamış. Bu artık ölmeyecekmiş gibi yaşamak oluyor. İnsanları daha fazlasını yapmaya hırslandırmakla tüketim topluluğunun en üst kademelerine ulaşma noktasındayız. Allah yardımcımız olsun. O gün Cem Yılmaz’ın kulaklarını çok çınlattım. Gösterilerinde bu konudan çok bahseder. Özellikle uçakta perde kapanmasından, uçak düştükten sonra herkesin aynı yerde olduğundan ve perdenin aslında bir işe yaramadığından filan...

        Diğer Yazılar