Şaşkınım gerçekten ŞAŞKINIM
1-Kocasının başka kadınlarla birlikte olduğunu bildiği halde hâlâ elini tutabildiği için.
2-Sesinin berbat olduğunu bildiği halde "Ben süper şarkı söylüyorum" dediği için.
3- En yakın arkadaşının sevgilisiyle birlikte olduğu halde arkadaşının gözünün içine hiçbir şey olmuyormuş gibi bakıp hatta sürekli birlikte takıldıkları için.
4-Sevgilisinin karısına boşanması için yüklü bir para verip üstüne sözleşme imzalattığı, bir de her gün "Evli adamlarla birlikte olan kadınları kınıyorum" diye nutuk çektiği için.
5-100 bin dolar isteyip karnındaki çocuğu aldırmakla tehdit ettiği sevgilisini daha önce yaptığı programda konuk ettiği için vb...
Sabah 05.00 ve dayak zamanı
BEN her gece birilerini muhakkak kavga ederken görüyorum. Hatta öyle ki, adamlar kadınlara tokat atıyor, kadınlar gülüyor, bağırıyor, çağırıyor, ağlıyor, zırlıyor sonra yine sarılıyor kendisine tokat atan adama. Ya da iki erkek birbirine öyle bir girişiyor ki, Allah ne verdiyse. Yani anlayacağınız yine tokatlar konuşuyor muhakkak her gece. Tek huzura kavuştuğum an evimden çıkmadığım geceler oluyor. Geçen sabah da bir arkadaşımız sevgilisiyle yürürken Ortaköy ışıklarda iki kişi tarafından okkalı bir tokat yemiş. Hiç sebep yok. Hiç neden yok. Kimse kimseyi tanımıyor. Öyle tokat atmak istemişler. Çocuğun gözü morarmış. Öyle kalmış kız arkadaşının yanında. Kim ne olduğunu anlayamamış. Kendisine tokat atanı da tanımıyor. Daha önce hiç görmemiş. Tam şok etkisinden çıkmaya çalışırken tokat savuranlar yok olmuşlar. Tuhaf ama bu olayları o kadar çok duyar oldum ki. Korkuyorum artık gecelerde dolaşmaya. Eskiden tek başıma saat kaç olursa olsun dolaşırdım, gezinirdim evime yine güvenle girerdim. Ama şimdi kim ne nereden çıkacak, ne yapacak belli değil. Hayatımda ilk kez huzursuz hissettiğim günler. Anlamadığım bir sebepten ötürü. Çünkü nedensiz tokatları çok duyar oldum. Şiddeti fazlasıyla seven bir toplum olduk. Yazık çok yazık.
Türk erkekleri BAYILMIŞ
TAMAM kabul ediyorum. Bu fotoğraf çekildiğinden bu yana yirmi gün geçti. Eskidi, gündem değişti. Ama Manuel Fernandes tartışmaları son bulmadı. Pazartesi akşamı gördüm Fernandes'i. Üzerinde yine dapdar bir kot pantolon vardı. Yani günlerce uğraşsanız ayak bileğinizden geçiremeyeceğiniz tarzda bir pantolon. Benim yanımda da kalabalık bir erkek grubu. Ben "İki hafta önce bir kıyafet vardı üstünde gördünüz mü?" tarzında dalga geçmeye başlamıştım ki, masamda bulunan tüm erkekler "Helal olsun, kıyafet süper tarzdı" dedi. Ben "Oha" diyecektim ki, kendim "Oha" oldum anlayacağınız. Çünkü hepsi "Çok tarz, çok güzeldi" dedi. Yani anlayacağınız biz kadınlar bu kıyafeti beğenmedik ama erkekler pek beğenmiş. Hatta birçoğu, "Yakında herkes bu tarz giyinecek" dedi. Yani sizi bilmem ama benim sevgilim böyle giyinirse arkama bile bakmadan kaçarım peşin peşin söyleyeyim.
Hayatı kesip biçecek
USTA modacı Canan Yaka bu yılın sonunda uzun süredir hazırladığı "Hayat Bir Podyum" kitabını çıkaracakmış. Şahsen ben çok heyecanlandım. Canan Yaka'nın yazacağı kitap adeta okullarda okutulacak cinsten olur. Çünkü Canan Yaka sanat dünyasında birçok kişinin ilerlemesinde katkısı olmuş, önemli bir isim. Keşke her şeyi sansürsüz bir şekilde anlatsa. Ama öyle yapmayacak sanırım. O bu yolda yürümenin hem zorluklarını hem de kolay yollarını kesip biçmenin detaylarını anlatacak. Yani bir başucu kitabı tadında. Tabii bu da olması gerekir. Böyle bir ustadan detayları öğrenmek çok güzel ama keşke Canan Yaka, sanat dünyasında gizli kalmış birçok kapıyı aralasa da "Ben oldum" diyenlerin aslında hiç olmadıklarının gerçek yüzleri ortaya çıksa.
