Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Adalar’a gittik, çevre sakinlerine, esnafa, tatilcilere bir dokunduk, tabiri caizse bin ah işittik. Bir yandan sokakların at pisliği içinde kalması, diğer taraftan atların yaşadığı dram herkesi isyan ettiriyor

        YAZ geldi ya, Adalar’ın sorunları da nüksetti... Dört bir tarafın at pisliğiyle kaplanmasından, tahammül edilmez kokudan ve en önemlisi de kötü koşullar altında çalıştırılan atlardan bahsediyorum elbette. Günübirlik tatilcilerin vazgeçemediği adreslerden biri olan Adalar, bu yaz da yine bu problemlerle boğuşuyor. Özellikle de hafta sonları durum içler acısı. Heybeliada, Büyükada fark etmiyor, Adalar’a giden, karşılaştığı manzaralara inanamıyor, ‘Ne olacak buranın hali’ diye isyan ediyor. Bu eleştiri mesajları Şikâyet Hattı’na da sıkça geliyor son günlerde. E tabii İstanbullu Adalar’dan bu kadar dert yanarken bizim de olay yerine gidip hem çevre sakinleriyle, hem esnafla hem de tatilcilerle konuşmamız, şikâyetleri bire bir dinlememiz, caddelerin ve sokakların halini gözlemlememiz kaçınılmaz oldu, Şikâyet Hattı ekibinden Can Mete de düştü Ada yollarına...

        ATLARIN BİTMEYEN DRAMI

        “Asfalta saçılan hayvan dışkılarından yayılan koku dayanılır gibi değil. Sokakların temizlendiğini de göremiyoruz. Her gün binlerce kişiyi ağırlayan, İstanbul’un en önemli sayfiye merkezlerinden biri olan Adalar’ın bu kadar bakımsız, bu kadar kaderine terk edilmiş olması çok üzücü.”

        Sahiden de Adalar’daki bu manzara karşısında insanın içi sızlıyor. Sokakların at pisliği altında kalmasını filan geçtim, Adalar genelinde yaklaşık 1200 at çalışıyor. Hepsi de kötü koşullarda. En acısı da çok uzun yıllardır bu gerçek bilinmesine rağmen hiçbir şey yapılamaması...

        MESİRE YERİNE GİDELİM DE NASIL?

        KENTİN sayfiye mekânlarından biri de Sarıyer civarındaki ormanlık alanlar. Özellikle de hafta sonları bölge dolup taşıyor. Ne var ki daracık yollar bu yoğunluğu kaldıramıyor. Sarıyer Tüneli’nden Zekeriyaköy, Kilyos, Demirciköy gibi ormanlık alanlara giden yol tek şeritli. Üstelik de dik bir yokuş. Hafta sonları akşam saatlerinde bu yol tamamen kilitleniyor, kıpırdayacak yer kalmıyor. Bölgedeki mesire alanlarından dönen binlerce araç, bu daracık yola girince ortalık allak bullak oluyor. Otobüs, minibüs gibi toplu taşıma araçlarının da bu yolu kullandığı düşünülürse yaşanan çileyi varın siz düşünün.

        TERK EDİLEN İNŞAATTA BİR YILDA İKİNCİ ÖLÜM

        TERK edilen binaların ya da durdurulan inşaatların etrafında herhangi bir güvenlik tedbiri alınmaması nedeniyle onca can yandı, onca kişi hayatını kaybetti. Buna rağmen ders alan yok. Bakın tedbirsizlik ve sorumsuzluk bir cana daha mal oldu. Sancaktepe’de, bir inşaatın temelinde biriken suya düşen 18 yaşındaki genç hayatını kaybetti. Birkaç ay önce de başka bir genç, aynı inşaattan su birikintisine düşüp yaşamını yitirmişti. Fakat bu acı olaya rağmen çevrede hiçbir önlem alınmayınca felaket tekrarlandı. Çevre sakinleri ise bu duyarsızlık karşısında bakın neler söyledi: “İnşaatın ruhsatı iptal edilmiş ve durduruldu. İnşaatın etrafındaki dev çukur da zamanla göle döndü. Etrafta ise ne bir duvar ne de koruma bandı var. Geçen aylarda da bu su birikintisine düşen biri hayatını kaybetmişti. Üzerinden daha bir yıl bile geçmeden aynı faciayı bir kez daha yaşadık. Burada önlem alınması için daha kaç kişi ölmeli?”

        Diğer Yazılar