Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Kaldırım ve yol çalışmalarının giderlerini vatandaşa yükleyen belediyeler, şimdi de ‘katı atık’ bedeli almaya başladı. Bahçelievler Belediyesi, ilçedeki işyerlerine ödeme emri gönderiyor. Zaten çöp vergisini veren işletmeciler, ayda ortalama 800-1200 lira arasındaki katı atık parasını da ödüyor

        BİLİYORSUNUZ... İlçe belediyeleri, yapmakla yükümlü oldukları yol ve kaldırım projeleri için millete yüklü faturalar çıkarıyor, bunun adına da ‘Çalışmalara iştirak payı’ diyorlar. Aylardır bu sütunlarda yazıyoruz işte... Vatandaşın bu uygulamaya olan tepkisini... ‘Vergimizi veriyoruz zaten. Katılım payı da nereden çıktı’ diyenlerin isyanını...

        Gelin görün ki, bu itirazlar, eleştiriler para etmiyor. Yerel yönetimler, geri adım atmıyor, ‘Hakkımız, alacağız’ diye ayak diretiyor. Velhasıl bu işin içinden çıkılamıyor. ‘Katılım payı’ krizi yetmiyormuş gibi, son günlerde, benzer bir sorun daha ortaya çıktı... Bu kez de ‘katı atık bedeli’ sıkıntısı patlak vermesin mi! ‘O da ne!’ dediğinizi duyar gibiyiz. Hemen anlatalım...

        “BAŞKA İLÇEYE Mİ TAŞINALIM!”

        Efendim, Bahçelievler Belediyesi, bir süredir ilçedeki tüm işyerlerine tebligat gönderip ‘Katı atık bedeli’ istiyor. Bir metreküp atık başına 40 lira isteniyor. Bir işyerinin ayda ortalama, 20-30 metreküp atık çıkardığı düşünülürse işyeri sahipleri ayda 800 ila 1200 lira arasında atık bedeli ödemek zorunda kalıyor.

        Tabii bu külfet de işletmecileri zora sokuyor. Elbette itirazlarını belediye yetkililerine iletiyorlar. Ancak aldıkları yanıt çok net: ‘Ödemek zorundasınız...’ Hal böyle olunca, işyeri sahipleri de seslerini Acil Şikayet Hattı aracılığıyla duyurmaya çalışıyor. Bakın bir işyeri sahibi neler neler anlatıyor...

        “Son haftalarda, Bahçelievler Mahallesi’ndeki dükkanlar, mağazalar ilginç bir ödeme emri alıyor. Belediyeden gelen zabıta memuru, bize bir sözleşme getiriyor. Belediye Meclisi’nin 07.11.2008 tarihinde verdiği bir karara dayanarak ‘bundan böyle katı atık parası vereceksiniz’ diyorlar. ‘Bu nereden çıktı, şimdiye kadar böyle bir uygulama yoktu’ dediğimizde ise, ‘İki yıl önce alınan kararı şimdi uygulamaya karar verdik’ cevabını veriyorlar.

        Zabıta görevlisi, her işyerinin ayda ortalama ne kadar çöp çıkardığını soruyor, buna göre aylık bir meblağ oluşturuyor ve bu tutarın yazılı olduğu bir sözleşme bize imzalatılıyor.

        Mecburen bu ekstra vergiyi ödemek zorunda kalıyoruz. İyi ama neden? Biz zaten herkes gibi çöp vergimizi veriyoruz. Bir de hiçbir yerde örneği görülmeyen bir uygulama nedeniyle bütçemiz sarsılıyor. Zaten doğru düzgün iş yapamıyoruz. Esnafın, işyerlerinin hali ortada. Zar zor ayakta kalmaya çalışıyoruz. Büyük bir mücadele veriyoruz.

        Biz destek beklerken şu başımıza gelenlere bakın! İşyerlerimizi başka bir ilçeye mi taşıyalım? Bunu mu istiyorlar?”

        Bahçelievler’in hali harap

        İlçenin en merkezi yeri olan Kültür Sokak’ın asfaltı delik deşik, kaldırımlar ise kırık dökük...

        MADEM Bahçelievler’den açıldı söz, yine aynı bölgedeki başka bir sorunla devam edelim... Burası, Bahçelievler Mahallesi Kültür Sokak... Görmüş olduğunuz gibi yol berbat durumda. Asfaltta koca bir çukur açılmış. Belli ki araçlar buraya sık sık düştüğü için vatandaş kendi çözümünü üretmiş, çukura bir taş parçası yerleştirilmiş.

        SİNİR HARBİ

        Aslında fotoğrafa dikkatlice bakıldığında, asfaltın her yanının delik deşik olduğu anlaşılıyor. Ya kaldırım! Yaya yolu daha da beter bir halde. Taşlar yerlerinden çıkmış, kimileri kırılmış... Üstelik burası hem araç hem de yaya trafiğinin çok yoğun olduğu bir yer. Çünkü bu sokak üzerinde hem bir hastane, hem de bir alışveriş merkezi bulunuyor ve her gün yüzlerce kişi bu acınacak haldeki yoldan gelip geçmek zorunda kalıyor. Tabii bu manzara çevre sakinlerine sinir harbi yaşatıyor. Gelin Bahçelievler halkına kulak verelim, bakalım yetkililere nasıl sesleniyorlar... “Bu kadar merkezi, bu kadar işlek bir yolun bir türlü tadilata alınmaması akıl alır gibi değil. Şu çukurları kapatsalar, kaldırımları onarsalar da millet rahat rahat gelip geçse ne olur! Bahçelievler’in göbeğinde bile böyle basit sorunlar çözülmüyorsa ücra köşelerde neler oluyordur kimbilir!”

        Pes! Durağı bile çöplüğe çevirdiler

        KADIKÖY’deki otobüs duraklarının sorunu bitmiyor... Hatırlayın, daha önce çarşıdaki durakların içler acısı halini yansıtmıştık. Asfaltın delik deşik olduğunu, durağın dört bir tarafının su birikintileriyle dolduğunu, yağmurlu günlerde yolcuların perişan olduğunu göstermiştik. Neyse ki bizim haberlerimizin ardından yetkililer harekete geçmişti de durağın asfaltı yenilenmişti. Durak yenilendi yenilenmesine ancak Kadıköylüler bir türlü rahata kavuşamadı.

        BİRAZ DUYARLILIK LÜTFEN

        Bu kez de Eminönü vapur iskelesinin yakınındaki otobüs durağıyla ilgili şikayetler yükselmeye başladı. İyi ama bu sefer problem ne! Çok garip ama çöpler... Evet... Bu fotoğrafta da gördüğünüz üzere durak çöp yığınlarıyla dolu. Dört bir tarafı pislik içinde kalan durakta beklemek zorunda kalan yolcular da doğal olarak tepkili... İşte bir semt sakininin kaleminden tüm ayrıntılar... “Durağın her tarafı çöplerle kaplanmış durumda. Yiyecek artıkları, içecek kutuları, şişeler, poşetler, ne ararsanız var. Yerler, oturma bölümleri çöp içinde.

        Durakta mı bekliyoruz, şehir çöplüğünde mi belli değil. Sözde çöp kovası var ama çevre bilincinden bihaber kişiler yediklerini, içtiklerini ortalığa saçıyor. Zahmet edip elindeki çöpü birkaç metre uzaktaki çöp kovasına atmayanlar yüzünden ortalık rezil oluyor. Belediye görevlileri durağı temizliyor ama arkalarını döndükleri anda yine aynı görüntüler ortaya çıkıyor. Biraz da iğneyi kendimize batıralım. Vatandaşın da bilinçli olması, durağı bu hale getirmemesi gerekiyor. Yok eğer inatla çöplerini etrafa bırakmaya devam ederlerse de bu kişilere çevreyi kirletmekten ceza kesilmeli. Bu pislik Kadıköy’e hiç yakışıyor mu?”

        Uyarı var, dinleyen yok!

        İETT, arıza yapan halk otobüsü işletmecilerini ikaz ediyor ama...

        İKİDİR yazıyoruz Beylikdüzü- Taksim hattındaki 145T No’lu çift katlı otobüslerin arızaya bağladığını... Otobüslerin hemen her gün bozulduğunu, TEM’in orta yerinde kalan yolcuların saatlerce otobüs bekleyip rezil olduğunu... Hatırlayacaksınızdır mutlaka... Dün, peş peşe yaşanan arızalar nedeniyle ortaya çıkan karışıklığı, Habertürk muhabiri Serkan Şentürk’ün çarpıcı kareleri eşliğinde dile getirmiştik. Geçtiğimiz cumartesi ve pazar günü yolda kalan otobüslerin yolcuları ne diyordu, kısaca hatırlayalım.

        “Otobüslerin arızalanmadığı tek bir gün bile geçmiyor. Bu otobüsler TEM’den geçiyor ve ekspres sefer yapıyor. Genellikle de TEM’de kalıp perişan oluyoruz. Çoluk çocuk otoyolda bekliyor, arkadan gelen otobüsler de tıklım tıkış olduğundan bu bekleyiş en az bir saat sürüyor. Bu işkenceye rağmen İETT’den ses yok. Şu otobüsler neden bakıma alınmaz!”

        “UYARI YAPIYORUZ”

        Dünkü haberimizin ardından İETT nihayet sessizliğini bozdu ve bir cevap gönderdi. İşte o açıklama...

        “145 T hattı Beylikdüzü-Taksim hattı olup bu hatta 3 adet İETT, 11 adet de ÖHO çift katlı otobüs çalışmaktadır. Son iki aylık kaza raporlarının incelenmesi neticesinde 15.09.2010 tarihinde bir otobüsümüz (İETT) sağ dikiz aynasının kırılması sebebiyle yolda kalmıştır. Başka arıza meydana gelmemiştir. Özel halk otobüslerinde meydana gelen arızalarda ise İETT olarak denetim yetkimizi kullanarak gerekli uyarı ve müdahaleleri yapmaktayız. Özel halk otobüsleri de yeni dönemde İETT ile daha entegre bir biçimde çalışmalarını sürdürmektedir. Biz de İETT olarak özel halk otobüslerinin eğitim ve hizmet kalitesini artırmaya yönelik çalışmalarına destek vermekteyiz. Vatandaşlarımız hizmetlerimizle ilgili memnuniyetsizliklerini, öneri ve şikayetlerini 444 1871 numaralı hattımıza bildirebilirlerse öneri ve şikayetleri titizlikle değerlendirmeye alınacaktır.” İETT’nin bu açıklamasından da anlaşıldığı üzere, yolda kalan otobüsler, özel halk otobüsleri... Yetkililer, halk otobüsleri işletmecilerini uyardıklarını söylüyor. Acaba nasıl bir uyarı ve yaptırım uygulanıyor, keşke ondan da bahsetselerdi. Zira halk otobüsü işletmecilerinin bu ikazlara aldırış etmediği ortada. Otobüsler her gün yolda kalmaya devam ettiğine göre ciddi bir problem var demektir. Ya otobüslerin bakımsızlığı feci bir kazaya neden olursa ki bu gidişle kaza kaçınılmaz... Bu arada, konuyla ilgili özel halk otobüslerinden halihazırda hiçbir açıklama yok. Neden sustukları merak konusu..

        Bunu da gördük! Sol şeride bile park ettiler

        HEP yazıyoruz, araçlarını yol ortasına, kaldırıma bırakıp ortadan kaybolan sürücüler bilinçlenene kadar da yazmaya devam edeceğiz. Kentin zaten yoğun olan trafiğini iyice içinden çıkılmaz hale getiren en önemli ayrıntı, park ihlali... İstisnasız her ilçede, her semtte, her mahallede yol kenarları, sağlı sollu araçlarla dolu. Hal böyle olunca da trafiğin sıkışması kaçınılmaz sonuç. Bu sayfalarda, hemen her gün park ihlalinin ulaştığı boyutlara dair bir haber okuyorsunuz. İşte bu haberlerden biri daha... Zira bu kez durum çok vahim...

        MÜDAHALE YETERSİZ

        Burası, Kadıköy Feneryolu Mahallesi, Mustafa Mazhar Bey Sokak... Fotoğrafta da gördüğünüz üzere, yolun iki yanı da otoparka dönüşmüş durumda. Ancak sürücüler, bu kez durumu iyice abartmış, refüjün hemen kenarına da araçlar park edilmiş. İyiden iyiye daralan yoldan otobüsler geçemez olmuş. İşte bu manzarayı görüp gözlerine inanamayan bir okuyucumuz da hemen fotoğraf makinesine sarılmış ve bu kareyi çekip bize göndermiş. Tabii şahit olduğu durumu da anlatmış. Söz okuyucumuzda... “Bölgede pazartesi günleri halk pazarı kuruluyor. Hem pazarcıların, hem de pazara gelen müşterilerin araçları derken trafik allak bullak oluyor. Yasak olmasına rağmen yolun sağ tarafına araç park edilmesine alışmıştık. Ancak ihlalde sınır tanımayan sürücüler, sol şeride de araba park etmeye başladı. Bu yol, aynı zamanda otobüs güzergâhı. Koca koca otobüsler, daracık yollardan geçemiyor, trafik kilitleniyor, kavga gürültü eksik olmuyor. Örneğin, 26 Eylül’de öyle bir karışıklık oldu ki çıldırmamak mümkün değildi. O gün, pazartesi pazarının olduğu yerde, yöresel yemeklerin tanıtıldığı bir organizasyon vardı. Ve bu etkinliğe katılan bazı sürücüler, araçlarını sol şeride bırakıp gittiği için trafik allak bullak oldu. Otobüsler yoldan geçerken büyük sıkıntı yaşandı. Ben 3 defa polis ekiplerini arayarak ihbarda bulundum, bu araçların çekilmesi gerektiğini söyledim. Yoksa bir kaza olacağını dile getirdim. Ancak yeterli müdahale yapılmadı. En az 15-20 araç refüjün yanına park edilmiş olmasına rağmen sadece 2 araç çekildi. Diğerleri öylece durdu. Bu akıl almaz durum, sadece bir güne özgü değil. Ne zaman pazar kurulsa aynı çileyi çekiyoruz. Aslında bu sokağa hiç araç park edilmemesi gerekiyor. Ancak trafik ekipleri hiç olmazsa sol şeride park eden sürücülere ceza yazsın.”

        Altyapı çalışmaları milleti çıldırtıyor

        ÖNCEKİ gün, Gaziosmanpaşa Bağlarbaşı Caddesi’nden çarpıcı fotoğrafları paylaşmıştık sizlerle... Bir altyapı çalışmasının koca bir caddeyi nasıl savaş alanına çevirdiğini kanıtlıyordu bu fotoğraflar... Yollar kazılmış, su boruları patlatılmış, ortalık göle dönmüş, her taraf çamurlarla kaplanmış, anlayacağınız rezillik diz boyuna çıkmıştı.

        ÜÇ AYDIR BİTMEYEN EZİYET

        Üstelik çalışmaların yürütüldüğü alanın etrafında koruma bandı bile yoktu. Olanca toz-toprak, çamur etrafa yayılıyor, vatandaş adım atacak yer bulamıyordu. Ne gariptir ki yetkililerden konuyla ilgili iki satırlık bir açıklama dahi gelmedi. Belli ki verecek cevapları yoktu. Bağlarbaşı’ndaki perişanlık aynen devam ediyor. Ancak dün Acil Şikayet Hattı’na gelen bir mesaj, benzer bir sıkıntının da Şişli Gültepe’de yaşandığını ortaya koyuyordu. Bakın çevre sakinleri neler neler anlatıyordu: “Yaklaşık 3 ay önce Akdere Sokak’ta altyapı çalışmalarına başlandı. Her taraf kazıldı, yol çukur deryasına döndü. Fakat çalışmalarda bir arpa boyu yol alınmış değil. Bir süre ne gelen oldu ne giden. Çalışmalar durdu. Son iki gündür görevliler yeniden geldi çalışmaya başladı ama ne kadar zamanda biter belli değil. Bu projenin yaz döneminde, okullar açılmadan bitirilmesi gerekiyordu. Fakat uzadıkça uzadı. Okullar açıldı, servisler sokağa girip çıkamıyor. Vatandaş eziyetin en büyüğünü çekmeye mahkûm...”

        Acıbadem, hafriyat sahası haline geldi

        NEREDE bir boş arazi olsa, bir bakmışsınız hafriyat döküm sahası haline getirilmiş, pislik yuvasına dönüştürülmüş. Daha önce defalarca örneklerini sunduk... Şehrin orta yerinde oluşturulan moloz döküm sahalarının İstanbulluları nasıl çileden çıkardığını yazdık, çizdik. İşte bir şikayet daha geliyor. Bu kez adres Üsküdar Acıbadem...

        “BURNUMUZUN DİBİNDE”

        Bölgede devam eden bir inşaatın hafriyatının yol kenarına dökülmesi bakın çevre sakinlerini nasıl isyan ettiriyor... “İnşaattan çıkan kamyonlar, bölgedeki boş bir alana döküldü. Yağmurla birlikte de bu atıklardan akan çamurlar yola ulaştı. Asfalt çamur içinde kaldı. Hafriyat dökecek başka yer kalmadı mı? Neden şehir dışına, uygun alanlara dökülmüyor da bunca insanın yaşadığı, binaların burnunun dibindeki bir araziye atıyorlar? Belediye yetkilileri bu manzarayı hiç mi görmüyor? Neden kimse güzelim Acıbadem’i molozlarla dolduran kişilere müdahale etmiyor?”

        Bu kamyonların ara sokaklarda ne işi var?

        ACIBADEM sakinlerinin meğer ne çok şikayeti varmış. Bir yandan hafriyatların boş alanlara dökülmesinden yakınıyorlar, diğer taraftan da daracık yollardan geçen kamyonlardan... İşte Ünal Sokak’ta oturan bir okuyucumuzun feryadı...

        “Bölgedeki inşaata gelen devasa kamyonlar, E-5’ten çıkıp bizim sokağımıza giriyor. Koca koca beton mikserleri hem çevre sakinlerinin güvenliğini tehdit ediyor, hem toztoprak yağmuru altında kalıyoruz, hem gürültü yüzünden kapı pencere açamıyoruz. Okula gidip gelen çocuklar, kamyonların altında kalacak diye korkuyoruz. Hafriyat taşıyan kamyonlardan yayılan toz ise tahammül edilir gibi değil. Bir de bu kamyonların gürültüsü var ki çıldırma noktasındayız. Gece-gündüz bu eziyeti çekmek zorunda kalıyoruz. Denetim hak getire! Bu kamyonların ara sokaktan geçmesine nasıl izin verilir? Belediye ya da trafik ekipleri neden bu tehlikeyi görmez?”

        Diğer Yazılar