Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Aslında bu maçı yazmak için sayfalar yetmez. Biz, gelin işin özetini yapalım.

        Devre bitmek üzere, iki İspanyol; Negredo ve Soldado’nun golleriyle oyun 1-1 gidiyor. F.Bahçe korner atacak, Hasan Ali Tolgay’la atışıyor. Sarı kartlı Alper Potuk, gereksiz yere ‘dayılanıyor’ ve kırmızı kartı görüyor. F.Bahçe 10 kişi kalınca, maça yıldırım yorumlar geliyor: “Kartal bu maç rahat kazanır.” Halbuki futbolda oynamadan hiçbir maç kazanılmıyor. Uzatma dakikalarında Lens bir top kapıyor. Volkan’la karşı karşıya. Golü atsa maçı da bitirecek. Atamıyor, dönen top gelip Şener’in ayağından Beşiktaş ağlarına gidiyor. Herkes şokta.

        Dün gece gördük ki; 3-1’lik lig galibiyeti Beşiktaş’ı havalandırmış, Şenol Güneş de ilk 11’de biraz mavi boncuk dağıtmış. Quaresma ve Babel olmayınca takımın hücum gücü zayıflıyor. Aykut Kocaman’ın da sürprizleri bitmiyor. Volkan Demirel kalede, sakatlıktan kurtulan Mehmet Ekici ve Skrtel sahada. Giuliano ve Valbuena kulübede. Maçın ilk yarısı dengeli geçiyor ve şok bir golle bitiyor.

        İkinci yarıya başlarken Kocaman haklı olarak hamle yapmıyor. Şenol Güneş, maçın zora girdiğini anlıyor. Lens ve Vida’yı dışarı alıp Babel ile Quaresma’yı sahaya sürüyor. Quaresma, oyuna ısınamadan kırmızı kart görerek takımına adeta ihanet ediyor. Bir futbolcu, her F.Bahçe maçında kart görür mü? Pes! Bu karttan sonra sahadaki gerginlik daha da artıyor. Tekmeler, yumruklar, sertlikler öne çıkıyor. Futbol, ikinci plana itiliyor. Karşılaşma F.Bahçe’nin istediği gibi giderken, bu defa sahneye Volkan Demirel çıkıyor. Sarı kartlı kaptan, adeta ısrarla bir sarı daha istiyor ve de kızarıyor. Bu, Beşiktaş’a piyango gibi geliyor. Nitekim de Talisca’nın golüyle beraberlik yakalanıyor. Mücadele bittiğinde futboluyla değil, gerginlikleri, olayları ve çirkinlikleriyle anılacak bir derbi izlemiş oluyoruz. Şimdi iki kulüp başkanına sormak lazım: “Hani bu, süt kupasıydı?”

        Diğer Yazılar