Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        FORBES Dergisi, her yıl yaptığı gibi bu yıl da “dünyanın en güçlü insanları” listesi yayınladı.

        Listede 75 kişi var.

        1. sırada Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin yer alıyor.

        Onu takip eden isim ise ABD Başkanı Barack Obama.

        Listede dünyanın çeşitli uluslarından işadamları, bilim adamları, yatırımcılar, siyasetçiler, uluslararası kuruluşların başkanları yer alıyor.

        Komşumuz IŞİD’in lideri Bağdadi listede.

        Mısır’ın sevmediğimiz cumhurbaşkanı Sisi listede.

        Sevmediğimiz bir başkası, İsrail Lideri Netanyahu listede.

        İran’ın dini lideri Hamaney listede. Kuzey Kore diktatörü listede.

        Hindistan Başbakanı, Meksika Cumhurbaşkanı gibi isimler de listede.

        Ve bu listede tek bir “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yok”.

        Dünyanın en büyük 18. ekonomisi olan ülkeden ne bir işadamı, ne bir yatırımcı, ne de bir siyasetçi listeye girebilmiş.

        Dünya liderimiz de listede yok, en zenginlerimiz de.

        Türkiye’ye en yakın isim, babası Osmanlı vatandaşı olan Meksikalı milyarder Carlos Slim.

        “Türkiye’ye karşı önyargılılar” falan demesin hiç kimse.

        Birkaç yıl öncesine kadar bu listeye en azından bir kişi, hem de tepelerde bir yerde sokardı bu ülke.

        Şimdi ise kimse yok.

        Bir kişi bile.

        İşin özü şu:

        Türkiye “dünyanın en güçlü insanları” listesinde sıfır çekmiş.

        Ya da “yeni Türkiye”.

        Hangisi siz karar verin.

        ‘3. havalimanının yeri değişirse ihale yenilenir’

        YENİ Türkiye’de pek olmayan bir şey oldu dün.

        Yıllardan beri ilk kez, gündeme getirdiğim bazı iddialarla ilgili olarak bir kamu görevlisi, bir genel müdür aradı ve “yanıt” verdi.

        Hem de son derece kibar, son derece açıklayıcı bir biçimde.

        Yemin ederim çok şaşırdım.

        Arayan DHMİ Genel Müdürü Orhan Birdal’dı.

        3. havalimanıyla ilgili yazdıklarıma yanıt vermek ve durumu anlatmak üzere, hem de yurtdışından aramış.

        Birdal’ın iddialara yönelik verdiği yanıtlar şöyle:

        “- Araziyle ilgili bir çalışma yapılmadığı iddiası doğru değil. Proje, altyapıyla ilgili genel müdürlüğümüz tarafından görülmeden başlatılamazdı.

        - Arazinin çok zor bir arazi olduğu doğru. İhaleye katılan herkes arazinin bataklık, maden çıkarma çalışmaları sırasında delik deşik olmuş, çopur bir arazi olduğunu bilerek katıldı. Sonradan ortaya çıkmış bir sürpriz değil.

        - Arazi teslimi yapılmadığı doğrudur. Yer teslimi yapmak için sondaj ve zemin etütlerinin tamamlanması gerekiyor. Şu anda bunlar büyük bir süratle yapılıyor. Danışman firmalar bu etütleri yapıyorlar. Arazi teslimi bundan sonra yapılacak.

        - Bölgede hak sahibi olanlara, maden ocaklarına kamulaştırma bedelleri ödendi. Bunların bazılarının bölgede bıraktığı çıkarılmış madenler var, onları alıp gidecekler.

        - ‘Bir hareket görmedim’ demişsiniz. Doğrudur. Büyük bir hareketlilik yok. Sadece arazi etüdü için sondajlar yapılıyor şu anda. Asıl hareketlilik bu çalışmalar bitince başlayacak.

        - Rüzgâr ölçümleri yıllardır yapılıyor. O akstaki rüzgârı zaten biliyoruz. 5 pist o nedenle kuzey-güney aksında olacak. Tek bir pist doğu-batı yönünde. O da gidecek uçaklar için yedek pist gibi bizim talebimizle projeye konuldu.

        - Sadece Bulgaristan değil, Romanya ve hatta Yunan hava sahalarını kullanacağımız doğrudur. Şu anda da kullanıyoruz. Şu anda da buradan geçişler için para ödeniyor. Trafik artarsa, ki beklentimiz o yönde, ödenen para da artar. Biz de Ukrayna hava sahası kullanılamadığından bir süredir trafik bizden geçtiği için para kazanıyoruz.

        - 3. havalimanının yerinin değişmesi söz konusu bile olamaz. İhale şu andaki yer için yapıldı, herhangi bir yere bir havalimanı yapılması için değil. Şartlar buraya yapılacak bir havalimanı için oluşturuldu. Havalimanının yerinin değişmesi demek, ihalenin de yenilenmesi demek. Eğer yer değişirse herkese açık yeni bir ihale yapmak gerekir. Yer değişikliği talepleri bizim için geçerli değildir.”

        Ya Çukurova Havalimanı

        DHMİ Genel Müdürü’nü karşımda bulunca, yapımında çeşitli sorunlar olan Çukurova Havalimanı’nın durumunu da sordum.

        Ama önce size bu havalimanının durumunu anlatayım.

        Tarsus tarafına yapılacak Çukurova Havalimanı, İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan sonra Türkiye’nin 2. büyük havalimanı olacak.

        İhaleyi kazanan ortak girişime (Skyline ve Zonguldak Havacılık Ortak Girişimi - Skyline, Koçoğlu İnşaat AŞ kuruluşudur) yer teslimi 15 Mart 2013’te yapılmış, ortak girişim kendi özkaynaklarından ve çeşitli kredilerle bir miktar imalatlar da gerçekleştirmiş durumda.

        İnşaat süresi yer tesliminden itibaren 3 yıl.

        Adana Havalimanı 15 Mart 2016’da saat 24.00 itibarıyla kapanacak ve 00.01 itibarıyla da bu havalimanı devreye girecek.

        Ancak bir süredir yeni kredi bulamadıkları için inşaat durdu.

        İşi bitirmek için de 16 ayları kaldı ve bitecek gibi görünmüyor.

        DHMİ Genel Müdürü Birdal’a işte bunu sordum.

        “Durum söylediğiniz gibi. Bu havalimanının yapım ve işletmesini üstlenen firma, kendi özkaynaklarına dayanarak bulduğu bir krediyle işe başladı ve bir kısım işleri tamamladı. Ancak daha sonra para bitti ve yeni kredi bulamadıkları için iş durdu. Şu anda bir çalışma var ama yeterli değil. Sürekli görüşüyoruz. Bize söyledikleri, yeni bir krediyi bulmak üzere oldukları. Bulurlarsa devam edecekler.”

        Galatasaray’a Avrupa kapısı kapanıyor

        ŞİKE davası döneminde de zaman zaman görüşlerini aktardığım spor hukukçusu bir dostum var.

        UEFA’da etkili ve UEFA’da olan biteni iyi bilen bir avukat.

        Önceki gün aramıştım.

        Dün döndü telefonuma.

        “Niye aradığını tahmin ettim, o yüzden bugün arayabildim” dedi.

        “Sana kötü haberlerim var” diye başladı ve anlattı:

        “Senin kulüple ilgili güzel şeyler söyleyemeyeceğim. UEFA’da Galatasaray’a yönelik bir sempati olduğunu bilirsin. Şike olayının dışında kalmış olması, yıllardır Avrupa kupalarına katılan istikrarlı durumu, UEFA Şampiyonluğu, yöneticilerinin diyalogları gibi nedenlerle UEFA, Galatasaray’a hep olumlu bakmıştı...”

        “Eee” dedim. “Artık bakmıyor mu?”

        “Kötü haberim bu zaten. Normal şartlar altında Galatasaray’ın bu yıl Avrupa kupalarına katılması çok uygun değildi. Mali açıdan. Ancak UEFA zaten Fenerbahçe ile Beşiktaş cezalı olduğu, bir yandan da Galatasaray’a pozitif baktığı için bu yıl uyarmakla yetindi ve önlem almasını istedi. Ancak şimdi durum değişti. Yüzde 99.9 ihtimalle söylüyorum, önümüzdeki yıl Galatasaray’ın Avrupa kupalarına katılmasına izin vermeyecekler.”

        “Niye, mali tablo düzelirse katılamaz mı?”

        “O mali tablonun 1 yılda düzelmeyeceğini sen de biliyorsun, ben de biliyorum, UEFA da biliyor. Yine de göz yumabilirlerdi fakat taraftarlarınızın Avrupa’da çıkardığı olaylar nedeniyle UEFA’da çok büyük tepki var. Bu durum bir de sizin mali yetersizlikle birleşince önümüzdeki yıl katılmanız imkânsıza yakın. Başkanı tanıyorsan söyle, gelip buraya kamp kursunlar. Bu fikri değiştirmeye çalışsınlar. Yoksa seneye yoksunuz, hatta uzunca bir süre de olmayabilirsiniz” dedi.

        “Sadece Galatasaray mı?” diye sordum.

        “Yok başka Türk kulüpleri de var. Bu yıl liginizin orta sıralarındaki takımlar Avrupa’ya çıkabilir, haberin olsun” dedi.

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        Kendini dev aynasında görenlerin ayna kırılınca çok üzüldüğünü unutmadığımız zaman.

        Diğer Yazılar