Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Hakan Özenen, “Kapıdaki Honda Civic sana geldi” deyince, hayli sevindim.

        Bir süredir oldukça avangard görüntüsünü dışarıdan izliyor, “Acaba nasıl bir otomobil oldu” diye merak ediyordum.

        Çünkü bir önceki kasası gerçekten iyi bir otomobildi ve bayağı bir tutulmuştu.

        Piyasaya çıktığı döneme göre oldukça iyi bir donanıma ve hayli rahat bir iç mekâna sahipti. Zaten Honda, Japonların üretimi çok yüksek olmasa da çok iyi otomobiller üreten bir üreticisi olarak yıllardır saygı duyduğum bir markaydı. Ancak Türkiye pazarına yeterince önem vermediklerini düşündüm hep. Epey bir zamandır Türkiye’de sadece Civic modeliyle görünmelerine, Accord gibi üst modellerini getirmemelerine bozuluyordum. Oysa efsane otomobilleri vardı Honda’nın. Prelude gibi bugün için bile çok güzel olan bir spor model, NSX gibi süper spor otomobillerin efsaneleri arasında yer alan bir yarışçı hep Honda’nın eseriydi. ABD pazarında Acura markasıyla üst segmentte Lexus’a rakip olabilen bir üreticinin Türkiye’de de daha büyük oynaması gerektiğine inandım.

        Tabii benim düşüncelerimin markalar açısından ne kadar ticari önemi olduğu da ayrı bir mesele. Neyse lafı uzatmayalım.

        Yeni Civic dışarıdan gerçekten çok güzel görünen bir otomobil.

        Japonların pek çoğu gibi son dönemde iddialı dizaynlar, keskin hatlar, iddialı arka tasarım Honda’nın tüm modellerinde olduğu gibi Civic’te de göze çarpan özellikler.

        Şık jantlar, geniş camlar, akıcı hatlar, bir hatchback gibi geriye doğru uzanan bir sedan.

        Bir önceki kasayı andırmakla beraber çok daha modern hale gelmiş bir tasarım.

        REKLAM

        Kullandığım üst donanım seviyesindeki Civic’in içine girmek için anahtara ihtiyacınız yok. Kapıya elinizi uzatınca kapı kilitleri otomatik olarak açılıyor. Civic’in içine girince az biraz hayal kırıklığı yaşadığımı itiraf etmeliyim. Dış görünümdeki iddialı tasarım, içeride devam ediyor diyemem. Dijital kilometre saati ve yarış otomobillerini hatırlatan devir saati hoş ama Honda için biraz sıradan bir tasarım gibi duruyor. Yakıt ve hararet göstergeleri de ekranın iki yanında ve onlar için kötü demek mümkün değil. Şıklar. Ortada bir kumanda ekranı var. Büyük değil, küçük değil. Tam olması gereken boyda belki. Biraz FIAT Egea’nın ekranını anımsatıyor.

        Civic’in yol performansı sürat dışında oldukça iyi. Yağışlı zemine rağmen virajlarda çok iyi performans gösteren otomobilin, viraj limitleri hayli yüksek. Yol tutuş başarılıdan da öte. Çok güvenli basıyor yere. Bu kadarını ummuyordum desem yeridir. Keza frenler de aynı şekilde. Bu kadar iyi ve dengeli fren yapan otomobil az bulunur diye düşünüyorum. Muazzam bir güvenlik hissi veriyor Civic. Tüketim konusunda ise pek cimri değil. 11 litrenin üzerinde bir ortalama tüketim yaptı. Fabrika çıkışı LPG seçeneği var.

        Sonuç olarak çok hızlı olmayan, biraz gürültülü, iç mekânı çok üst düzey görünmeyen ancak çok rahat bir otomobil Honda Civic. Süspansiyonu mükemmel denebilecek kadar iyi. Güvenlik olaraksa hayli tatminkâr. Ne var ki, çok zorlu bir sınıfta mücadele etmek için güvenebileceği tek şey “dayanıklılık” anlamına gelen önündeki kocaman bir “H” harfi.

        OTOMATİK VİTESLİ OLAN MODEL 93 BİN TL

        REKLAM

        Baz fiyatı 78 bin TL’lerden başlayan Civic’in en ucuz otomatik seçeneği 93 bin TL. Executive donanım seviyesinde fiyat 93 bin TL’yi, aynı donanımda LPG seçeneği barındıranı ise 98 bin TL’yi buluyor. Civic’in motoru tahmin edebileceğiniz gibi bir düğmeye basmanızla birlikte çalışıyor. 1.6 litrelik benzinli motor 125 beygir güç ve 152 nm tork üretiyor. Gaza yüklendiğiniz anda, otomobilin içinde bir motor sesi yükseliyor. S konumunda vitesler çok geç değişiyor. 5 bin devirleri epey bir geçtikten sonra vites atıyor. Şanzımanın çok başarılı olduğunu söylemem mümkün değil. Motor performansını kötü etkiliyor, tabii tüketimi de. Vites D modundayken otomobil daha sessiz ve daha rahat. L’de ise iyiden iyiye gürültülü. En rahatsız edici olan ise vites kolunu istemeden L’ye almanız. Yeni otomobillere alışanlar, vites kolunu ister istemez dibe kadar çekiyorlar ve farkında olmadan L konumuna getiriyorlar. En azından başlangıçta ben öyle yaptım. 1.6 litrelik motorun performansı bende biraz hayal kırıklığı yaratmadı desem yalan söylemiş olurum. İlk kez bir otomobilin son süratinde fabrika verisinin hayli gerisinde kaldım.

        Honda Civic’in içinin en güzel tarafı ferahlığı. Ortada bir “eski tip” otomatik vites kolu var. Eski tip derken, herkesin yarı otomatik kullanım da sunan viteslere geçtiği bir zamanda, Honda klasikte kalmayı tercih etmiş.

        OKURA NOT

        Sevgili okurlar, bazı okurlar dün çeşitli yollarla bana ulaşarak “Niye yazın yoktu?” diye sordular. Bilirsiniz pek yazı atlamam. Ama dün için gerçekten yazasım yoktu.

        Özellikle Suriye’den gelen haberler, bu haberler karşısındaki vurdumduymazlık çok asabımı bozdu.

        Değil yazı yazmak, parmağımı oynatmak bile gelmedi içimden. Başka bir nedeni yok dün yazmamış olmamın. Umarım beni anlayışla karşılarsınız.

        Diğer Yazılar