Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        “Son yıllarda kendi içinde en fazla ilerleme kaydeden otomobil üreticisi kimdir?” diye sorsanız tek bir yanıtım olur: Renault

        Fransız üretici, üretim gamında yer alan tüm sınıflarda başa güreşecek otomobiller üretmeye başladı. Mesela Renault Talisman... Son zamanlarda beni bu kadar etkileyen bir başka otomobil olmadı desem yeridir. Mesela Renault Espace... Espace, yarattığı sınıfta yeniden liderliği alacak çok güzel ve çok kaliteli bir otomobil haline geldi yeniden.

        Mesela yeni Megane. Hatchback modelinin yeni dizaynı ve çok üst düzey iç donanımıyla Alman sınıf arkadaşlarının önüne geçmesini sağlayan bir hamle yaptı. Modelin Sedan’ı da modeli bir üst sınıftaki otomobillerle yarışır hale getirdi. Renault bunları yaparken teknolojik olarak da büyük atılımlar gerçekleştirdi. Mercedes’e motor verir oldu. Güvenlik sistemleri ve yarı otonom sürüş donanımlarında da lüks markaların sunduğu olanakları, orta sınıf tüketiciye getirdi.

        Farkındayım, yazdıklarım biraz Renault reklamı gibi oldu ama gerçek bu ve ben de söylemek zorundayım. Buna karşın Renault’nun bu atılımına ayak uyduramayan bazı modelleri de hâlâ piyasadaydı.

        Bunların başında Renault’nun SUV’u Koleos geliyordu. Kadjar da biraz eksikti belki ama Koleos hem görünüm, hem kalite olarak Renault’nun yeni getirdiği standartların çok altındaydı. Fakat bir ay kadar önce Fransa’da yağmurdan kaçmak için bir Renault galerisine sığındığımda, gözüme oldukça hoş bir otomobil çarptı.

        Satış görevlisi “Yeni Koleos” deyince şaşırdım. Biraz inceledim ve çok hoşuma gitti.

        O kadar ki, bir okurdan gelen “Orta sınıf bir SUV almayı planlıyorum, ne tavsiye edersiniz?” sorusuna birkaç modelin yanı sıra “Renault Koleos’u kullanmadım ama Fransa’da gördüm ve çok beğendim. İsterseniz biraz bekleyin, bir de onu görün” yanıtını verdim. Diyeceksiniz ki, “Sana ne milletin ne otomobil alacağından”.

        Vallahi her hafta en az bu şekilde 10, bazen daha fazla mail’e yanıt vermek durumunda kalıyorum. Okurlar, kararsız kaldıkları zaman mail atıp soruyorlar. Ben de bildiğim, anladığım kadarıyla onlara yanıt vermeye ve kafalarını netleştirmeye çalışıyorum. Bunu da bir hizmet, bir yardım olarak görüyorum.

        Neyse, gelelim bu haftaki otomobilimize.

        Girizgâhtan da anladığınız gibi, bu hafta sizlere anlatmaya çalışacağım otomobil, Renault’nun yeni Koleos’u.

        Renault’nun önceki Koleos’u benim en beğenmediğim otomobillerin başında geliyordu. Gördüğüm zaman kafamı başka tarafa çevirdiğim, 80’lerden kalma, her şeyiyle estetikten uzak bir otomobildi.

        İşte bu otomobil, “Tanrım beni baştan yarat” programına katılmış gibi, baştan yaratılmış ve ortaya çok ama çok güzel bir SUV çıkmış. Dış görünüm Renault’nun yeni dizayn anlayışının tüm unsurlarını barındırıyor. Otomobilin içi ise Renault konseptini SUV’a hiçbir değişiklik yapmadan taşımış. Modern gösterge paneli, Megane, Talisman ve Espace ile aynı. Ortadaki bilgi ve kontrol ekranı ise diğer Renault’larda olduğu gibi neredeyse Tesla’nın devasa orta ekranıyla yarışacak boyutta. Kocaman ve çok işlevsel.

        Geçmişte iç mekân konusunda çok da başarılı olmayan Renault, bir süredir bu noktada üst sınıfla rekabet edecek bir çizgi yakaladı. Bu çizgi Koleos’ta da sürüyor.

        Deri koltuklar, dashboard üzerinde devam eden deri kaplamalar hayli kaliteli.

        Deri direksiyon üzerinde gösterge tablosundaki bilgi ekranının kontrolleri ve cruise kontrolü devreye alan butonlar var.

        Ses sisteminin kumandası ise bir Renault klasiği olarak direksiyonun yanındaki bir kolun üzerinde toplanmış. İç hacim geniş, konforlu. Renault, Koleos’u iki motor seçeneğiyle getiriyor. Bunlardan biri 1.6 litre 130 beygir, diğeri ise 2 litre 175 beygir gücünde olanı. İki motor da commonrail dizel.

        1.6 litre motorlu olan sadece önden çekişli olarak mevcut. 2 litre olan 4 çeker gerçek bir SUV. Koleos’un motoru da 130 beygir güç ve 320 nm tork üretiyor. Bu da 1600 kiloluk otomobili gayet başarıyla yürütüyor.

        Koleos’u çalıştırdığınız zaman pek bir dizel sesi duymuyorsunuz. Motor çok sesli değil, otomobilin izolasyonu da başarılı. Gaza yüklenince yüksek tork ön lastiklere biraz fazla bir güç bindiriyor ve otomobil patinaja giriyor. Tipik bir Renault hastalığı.

        RAKİPLERİYLE RAHAT GÜREŞİR

        Şunu söylemem mümkün.

        Renault, Koleos’la tüm ürün gamında yeni konseptine ve kalite anlayışına uygun hale geldi. Koleos da sınıfında rekabetçi bir SUV olarak yerini aldı.

        Renault’nun Türkiye’deki gücü de düşünülürse, pazarda iyi bir yer edinmesi zor olmayacak gibime geliyor.

        Özellikle Uzakdoğulu rakipleriyle çok rahat güreşecektir.

        Koleos’un 1.6 litre dizel önden çekişli olanının fiyatı 160 bin TL’lerin az üzerinde.

        Hyundai Tucson’un benzinli modellerinden biraz daha pahalı ama bu dizel. Ford Kuga ile çok yakın fiyatlara sahip. Audi Q3’ün 1.4 litre benzinlisinden biraz daha ucuz, 2 litre dizelinden ise çok daha ucuz.

        Bence seçeneğin ve rekabetin bol olduğu bir segmente, çok iyi bir alternatif olarak girdi Koleos.

        SON SÜRATTE 170 KM’Yİ AŞAMIYOR

        CVT otomatik şanzıman oldukça iyi uyum sağlıyor.

        Ara hızlanmalar fena değil, çekiş iyi. Ancak son sürat konusunda 170 km sürati aşamadığımı söylemeliyim.

        Yol tutuş ise hayli başarılı.

        Virajları bir otomobil rahatlığıyla alıyor. Savrulma, kayma yok. Limitleri zorlasanız bile otomobil çizgisini kolay kolay bozmuyor. Bayağı bayağı iyi.

        Gerçi diyebilirsiniz ki, son sürati 170 olan otomobilde neyi ne kadar zorlayabilirsin ki ama durum öyle değil. Viraj alma yeteneği bu otomobilde gayet iyi.

        Frenler ise gerçekten çok çok iyi. Önde havalandırmalı, arkada ise standart diskler var. Hayli büyük diskler, ve uygun kaliperler, Koleos’a ihtiyacı olandan daha fazla bir fren kapasitesi vermiş.

        Diğer Yazılar