Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BİZ Amerika Birleşik Devletleri’yle niye kavgalı olduk?

        Bildiğimiz kadarıyla güneyimizde, özellikle Suriye’de PKK’nın uzantısı olarak gördüğümüz YPG/PKK’ya destek verdikleri için değil mi?

        Hatta ABD seçimleri öncesi adaylardan Hillary Clinton, “Bu desteği sürdüreceğiz” dediği için bir anda “İslam düşmanı” olduğunu gizlemeyen Trump’tan yana olmadık mı ki milletçe ve iktidarca.

        Sonra seçimi Trump kazandı ama adam YPG/PKK destekçiliği konusunda Demokrat Hillary’den eksiği olmadığını hemen gösterdi.

        PKK/YPG’ye kamyon kamyon, TIR TIR silah akıtmaya başladı ABD.

        Biz daha da kızdık ABD’ye.

        “Üst akıl, yan akıl” gibi yakıştırmalarla suçladık ABD’yi sırf bu YPG/PKK destekçiliğinden ötürü.

        FETÖ meselesi de üzerine tuz biber ekti ama zaten ilişkiler iyi olsa FETÖ meselesi diye bir mesele bile olmayacaktı muhtemelen.

        Benim anlamakta zorlandığım ve hâlâ tam çözemediğim ise aynı YPG/ PKK’ya Rusya’nın da ABD kadar yakın durması karşısındaki tepkisizliğimiz.

        Afrin’de YPG/PKK, Rusya’nın himayesi altında.

        Rusya’daki PKK büroları hâlâ faaliyette.

        Suriye’deki Rus komutanlar ile YPG/ PKK ilişkisi ABD’li komutanlarınki kadar yakın ve iyi.

        Ve hatta önceki gün Rus general ile YPG/PKK sözcüsü ortak basın toplantısı düzenledi ve yan yana oturup başarılarını anlattılar.

        Peki o zaman Rusya niye iyi de ABD niye bu kadar kötü?

        Kimse “Rusya, Ortadoğu’yu ABD’ye kaptırmak istemediği için mecburen böyle davranıyor” demesin.

        O zaman ABD’nin de “Ben de bölgeyi Rusya’ya kaptırmak istemiyorum” deme hakkı olur.

        *************

        RAHATLATAN AÇIKLAMA

        BİR an çok korktum.

        Dedim ki: “Galiba pre Özal döneme dönüyoruz.”

        Yani dövizin sadece devlet tarafından onaylı ve makbul kişi ve kurumlara verildiği...

        Dış ticaretin sadece ve sadece devletten torpilli firmalarca yapılabildiği...

        Vatandaşların yılda sadece 1 kez ve sınırlı döviz miktarıyla yurtdışına çıkabildiği...

        Doların bir resmi bir de gerçek piyasa kuruyla satıldığı...

        Pantolon cebinde döviz, gömlek cebinde yabancı sigara olanın hapse atıldığı...

        Yaşı 45’ten ufak olanların hatırlamadığı o günlere dönüş sinyali mi bu demiştim.

        Neyse ki açıklama geldi.

        Değilmiş.

        Değilmiş değil mi?

        *************

        MERAK KONUM - 1

        İDDIALAR yalan da olabilir... Ama merak ettiğim mesele şu:

        - Bu davada bunca rüşveti aldığı, rüşveti veren tarafından iddia edilen siyasi isimler niye çıkıp tek kelime açıklama yapmaz, yapamaz?

        - Eğer iddialar doğruysa, bu siyasetçiler ve rüşvet almadan işlem yapmadığı öne sürülen bankacılar...

        Kendi yakınlarının, çoluk çocuklarının yüzüne nasıl bakıyorlar?

        Hadi onları kandırıyorlar veya yakınları durumu umursamıyor diyelim... Nasıl insan içine çıkıyorlar?

        İddialar doğruysa ve bu işlerin hesabı sorulmaz ise bunların çoluk çocuğu utanmadan o paraları nasıl yer?

        *************

        MERAK KONUM - 2

        İKTİDARA yakın medyanın bir aralar cansiperane savunduğu Zarrab’a şimdi en ağır hakaretlerle yüklenmesi ilginç.

        Demek ki, suçluluğuna inanıyorlar.

        İtiraflarını gerçekçi buluyorlar.

        Peki o zaman ne diyecekler?

        FETÖ konusunda yanıldık, Öcalan’lı barış süreci konusunda yanıldık, Esad meselesinde yanıldık, Zarrab meselesinde yanıldık.

        Ben de haliyle şunu merak ediyorum.

        Yanılmadığınız bir şey var mı?

        Yoksa orada da yanıldığınızın ortaya çıkması sadece bir zaman meselesi mi?

        *************

        MERAK KONUM - 3

        YUKARIDAKİ yazıları okuduktan sonra benim bunları gerçekten merak ettiğimi zannediyorsunuz değil mi?

        Ben de sizin nasıl bu kadar saf olabildiğinizi merak ediyorum asıl.

        Ben bu saydıklarımın hiçbirini merak etmiyorum.

        Çünkü Türkiye’de yaşıyorum.

        Bu meraklarım Türkiye için geçerli meraklar değil.

        Bunların hiçbirinin bu ülkede önem taşımadığını biliyorum.

        Ama nasıl bu hale geldiğimizi cidden merak ediyorum.

        *************

        SANA MI SORACAĞIZ ORAY

        ORAY Eğin, Gülse Birsel’in filmine yapılan övgüleri abartılı ve bu yüzden de rahatsız edici bulmuş.

        Bundan sonra Oray’a sorarız o zaman kimi abartılı sevebileceğimizi, kimi ise ölçülü beğenmek zorunda olduğumuzu.

        Gerçi ben Gülse’nin filmiyle ilgili satır yazmadım ama izleyip abartılı bir biçimde de övebilirim.

        Oray’a mı soracağım kimi, neyi ne kadar övebileceğimi.

        Son derece düzeysiz, kalitesiz işlerin sadece zamanın ruhuna uygun diye ya da sadece birileri tarafından istendiği için yapılıyor diye övülmesinden rahatsız olmayan Oray’ın, Gülse övgüsünden niye rahatsız olduğunu anlamadım.

        Oray Bey, abartılı övgü sadece tek mahalleye mi mahsus!

        Bizim mahallenin sanatçı ve zanaatçılarının da morale ihtiyacı olamaz mı?

        *************

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        Adam olup olmamanız beni ilgilendirmediği zaman.

        Diğer Yazılar