Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Geçen seneki Cenevre Otomobil Fuarı’nda en beğendiğim otomobillerden biriydi. Bahsettiğim araç, son yıllarda muazzam otomobiller üretmeye başlayan Alfa Romeo’nun ilk SUV’u, Stelvio.

        Fuarın üzerinden epey bir zaman geçti ve Alfa Romeo Stelvio sonunda Türkiye’de satışa sunuldu. Bir otomobil Türkiye piyasasına girer de, bana teste gelmez mi? Gelir elbet. Ve bugün size Alfa’nın ilk SUV’unu, Stelvio’yu anlatacağım.

        Stelvio, muhtemelen bugün piyasada olan SUV’ların “En yakışıklısı”. Alfa Romeo, Guilia ile başlattığı yeni tasarım çizgisini, Stelvio’ya da aynen taşımış. Stelvio İtalyan FIAT grubunun bir başka SUV’u Maserati Levante’den de izler taşıyor.

        Yanındaki keskin bakışlı led farlar ve tamponun akışı çok iyi tasarımlanmış. Yandan bakınca, aerodinamik yapı, İtalyan tarzı bir SUV’un nasıl olabileceğini gösteriyor. Arkadan ise muhtemelen en güzel görünüme sahip SUV. Led arka stoplar çok şık. Tavanın arka eğimi ise otomobilin sporcu bir karakterde olduğunu gösteriyor.

        Stelvio’nun iç mekânı da müthiş. Göstergeler analog ve çok sportif duruyor. Ekranın boyutu çok büyük değil ama yerleştiriliş biçimi nedeniyle olduğundan büyük görünüyor ve çok yeterli duruyor.

        Ne var ki, bu kontrol göstergelerinin yazılımı ve kullanımı çok pratik değil. O da biraz İtalyan işi olmuş. Alışıncaya kadar bir miktar kafa karıştırıyor.

        Ancak otomobilin içindeki şıklık, çok üst düzey.

        İç mekân oldukça konforlu ve geniş. Ses sistemi de muhteşem olmuş. Harman Kardon tasarımı ve üretimi sistemin gerçek bir konser salonu yarattığını itiraf etmeliyim. 10 üzerinden 9.5 diyebilirim.

        Tabii her Alfa’da olduğu gibi asıl güzellik kaputun altında. 2 litre benzinli turbo motor, çalıştırdığınız zaman çok bir şey söylemiyor.

        Kendi kendine mırıldanan bir kedi gibi. Ancak yola çıkıp da gaza bastığınız anda kendi kendine konuşanın bir kedi değil, bir deli olduğunu anlıyorsunuz.

        280 beygirlik motor çok hoş bir tınıyla homurdanıyor ve bir anlık boşluk verip, sonra hızlı devir kazanıyor. Çok etkileyici ve 16609 kiloluk Stelvio’yu 5.7 saniyede 100 km/s sürate ulaştırıyor.

        Stelvio’nun 1660 kiloluk ağırlığının bir SUV için düşük olduğunu fark etmişsinizdir. Gerçekten de rakiplerinden 150 ila 200 kg arası daha hafif çünkü bol miktarda alaşım ve alüminyum malzeme kullanılmış üretimde.

        Stelvio sürüş dinamikleri açısından hiç ama hiç bir SUV gibi davranmıyor. Sürüş açısından biraz Porsche Macan’a benziyor. Muazzam bir yol tutuşa, çok üst düzey bir viraj kabiliyetine sahip.

        Sürücüye limitleri zorlama arzusu veriyor ve zorladıkça dayanıyor. Yüzde 50-50 dağılan ağırlığın bunda payı büyüktür diye düşünüyorum.

        *************

        BÖYLE DİREKSİYON BAŞKASINDA YOK

        Motor daha da yüksek devirler istiyor gibi. Ama anladığım kadarıyla emisyon değerlerini yükseltmemek için 6800 devirde sınırlamışlar motoru. Sanki 7500’ü rahatça çevirir gibi bir hali var 2 litrelik turbonun.

        Alfa Romeo’ların DNA motor işletim sistemi Stelvio’da da var ve üç modda da iyi görünüyor ama D’yi seçtiğiniz zaman gerçekten sporcu bir karaktere bürünüyor.

        Stelvio’nun en etkileyici yanlarından biri ise direksiyonu. Bu kadar duyarlı ve bu kadar iyi cevap veren bir direksiyonu hiçbir otomobilde görmedim desem yeridir.

        Ne çok hafif ne çok ağır. Sürücüye hâkimiyet hissini maksimumda tattıran bir direksiyon. Kullanımda gözüme çarpan tek sorun frenler. Kötü değil. Sadece bir denge sorunu var.

        Stelvio’nun son hızını ölçmedim. Görebildiğim kadarıyla 200 km/s’ye çok rahat çıkıyor. Tüketim değerleri ise “Eh işte”. Çok basarsanız 100 km’de sağlam bir 15 litre yakıyor. Makul sürüşte ise 9-10 litre arasında bir tüketim değeri var. Kudurursanız ise 18 litreyi aşıyor tüketim.

        Alfa Stelvio’nun çok farklı motor seçenekleri var. 2 litre 280 beygirlik motorun yanı sıra, 2.2 dizelde Q4 olarak 180 ve 210 hp, arkadan itişli olarak ise yine 2.2 dizelde 150 ve 180 hp’lik seçenekler mevcut.

        Tabii bir de muhteşem Quadrofoglio’su var ki, o da 3 litre benzinli motordan 505 beygir güç veriyor ve Stelvio’yu bu alanda rakipsiz kılıyor. Çünkü bu sınıfta böyle bir motora sahip başka araç yok.

        Stelvio’nun piyasadaki en büyük rakibi ise ÖTV. İtalyan üretici bu şahane otomobile sadece 2 litre ve üzerinde motorlar yerleştirmiş. Yani Maliye’ye çalışıyorsunuz. 2 litrenin yüksek vergi oranlarından dolayı 280 hp’lik kullandığım modelin fiyatı 450 bin TL’yi buluyor. Makul bir vergi ile çok çok iyi pazar bulabilecek bu çok güzel otomobilin fiyatı ne yazık ki, biraz yüksek kalıyor ama yine de Maserati alacağıma bunu alırım diye düşünüyorum.

        Çünkü ondan da yarı yarıyadan daha fazla ucuz.

        Diğer Yazılar