Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        OLAYLARA iyi yönden bakmayı seven, her zaman umudunu ve neşesini korumaya meyilli biri olarak Suriye’deki kargaşaya olumlu yönden bakmak istedim bugün.

        Suriye’de süren karmaşa, uzunca bir müddet daha sürecek gibi duruyor.

        Fakat bu karmaşanın ve buradaki bloklaşmanın 1990’lardan sonra oluşan tek kutuplu dünya siyasetinin yarattığı “sıkıntıyı” yavaş yavaş ortadan kaldırmaya başladığını söylemek mümkün.

        Sovyetler’in ve buna bağlı olarak Doğu Bloku’nun yıkılmasından sonra oluşan ya da bir türlü oluşamayan “yeni dünya düzeni”nin temelinde “medeniyetler çatışması” adı altında şekillenen yeni bir kutuplaşma söz konusu olmuştu.

        Bunun basitçe anlatımına göre, dünyada din temelinde bir ayrışma yaşanacak ve Müslüman dünya ile Hıristiyan dünya karşı karşıya gelecekti.

        Bu algı yaklaşık 20 yıl kadar egemen oldu, bunun üzerine tezler üretildi.

        Ancak Suriye savaşı bu “medeniyetler çatışması” tezinin sonunu getirdi.

        Önce Ortadoğu’da tek bir medeniyet gibi görülen İslam dünyası kendi içinde bir “mezhep çatışması” içine girdi.

        Bu çatışma korkulan boyuta ulaşmadan, Suriye’de başlayan mücadeleyle boyut değiştirerek Soğuk Savaş dönemi paradigmalarının yeniden canlanmasına yol açtı.

        1940’lar sonrası yapı yeniden canlandı, bir yanda “Batı Bloku” oluşurken, diğer yanda eskisinden farklı bir siyasal anlayışta olsa da “Doğu Bloku” kendini göstermeye başladı.

        Taraflar ve saflar giderek netleşti.

        Bunu dünya siyaseti, özellikle de Müslüman ülkeler açısından daha olumlu bir gelişme olarak görüyorum.

        Bu yeni siyasal yapıya uyum sağlamakta zorlanan tek ülke ise şimdilik Türkiye.

        Geçmişteki “net” pozisyonunda değil ve iki tarafın tam ortasında, keskin bir bıçak üzerinde yürüyor.

        Bu Türkiye’nin değerini artırırken, stabilitesini korumasını da güçleştiriyor.

        **********

        O tweet’ler içeriye

        TRUMP’ın “savaş” tweet’leri gerilim yaratıyor.

        Ben ise bunları Trump’ın iç politika hamleleri olarak görüyorum.

        ABD Başkanı ülkesinde çok yönlü soruşturmalarla sıkıştırılmış durumda.

        Özellikle Rusya’yla bağlantıları, Başkan’ın geleceğini etkileyecek noktaya taşındı.

        Trump’ın Rusya’yı tehdit ettiği füze tweet’lerini böyle okumak gerek.

        “Ben Rusya’nın dostu değilim, beni Ruslar seçtirmiş olsaydı bu tweet’leri atar mıydım, ben en az Reagan kadar Rusya karşıtıyım” demeye çalışıyor.

        *******

        Adaletin işte bu dünya

        TÜRKİYE kendine yönelik çok açık tehdide karşı Afrin’e bir harekât yapıyor.

        Harekâtta sivillerin korunmasına yönelik çok dikkatli adımlar atıyor.

        Sivil yerleşimlerin olduğu bölgelere asla hava saldırısı yapmıyor.

        Sivil kayıp olmaması için kendi kayıplarının artmasını göze alıyor ve sivil kayıpsız bir harekât gerçekleştiriyor.

        Buna karşın tüm dünyadan “Harekâtı durdurun” diye tepkiler geliyor, gösteriler yapılıyor, dünya medyası Türkiye’yi hedef alıyor.

        İsrail ise Filistin topraklarını aklına estikçe “terör tehdidi” gerekçesiyle bombalıyor, onlarca sivilin ölümüne neden oluyor.

        Uluslararası anlaşmalarla yasaklanmış silahları kullanmakta tereddüt etmiyor.

        Ve dünyadan çıt çıkmıyor.

        Böylelikle meselenin insan hakları olmadığını bir kez daha anlamış oluyoruz.

        ********

        Bir davadan dersler

        28 Şubat davasında karar açıklandı. Çeşitli televizyonlardan arayıp kararları yorumlamamı istediler.

        Ben bir şeyi yorumlayacaksam bu köşede yorumlarım, başka yerde değil.

        Bu kararlarla ilgili yorumum ise şudur:

        Bu dava ve karar, önemli bir demokrasi dersidir.

        Hiç kimse ama hiç kimse, “Konjonktür benden yana” diye düşünerek demokrasiyi ayaklar altına almamalıdır.

        Hiçbir kurum, bir başka kuruma; hiçbir zümre, bir başka zümreye o gün elinde bulundurduğu güce dayanarak haksızlık yapmamalı, zulmetmemelidir.

        Hiç kimse ve kurum, gücünü Anayasa’dan ve yasalardan almayan bir kuvveti kullanmamalıdır.

        Güce dayanarak yapılan her haksızlığın hesabı, güç elden gittiği anda sorulur ya da sorulabilir.

        Bu dava bunu göstermiştir.

        Neredeyse elden ayaktan kesilmek üzere olan yaşlı başlı adamların tutuklanmamış olması ise insani bir tavır olarak çok önemlidir.

        *******

        BU ORAN İPTAL NEDENİ

        GALATASARAY’ın Florya arazisinin ihalesiyle ilgili olarak dün geçmişten bir durumu anlattım.

        Şimdi de meseleyi bugünkü durum açısından ele alalım.

        Eski Başkan Dursun Özbek bu araziyi 140 milyon dolara değerlendireceğini söyleyerek genel kuruldan izin almıştı.

        Ben ise yapılan anlaşma sonrasında bu rakamın yarısının bile gelmeyeceğini söylemiştim.

        Ne yazık ki, yine haklı çıktım.

        Ancak şunu da söylemeliyim. Emlak Konut’un yaptığı bu ihale iptal edilmelidir.

        Nedeni ise “doğru fiyatın bulunmamış” olmasıdır.

        Florya yıllardır arazi değerlerinin çok net olduğu bir bölge. Riva gibi emsalsiz bir durum yok.

        Florya’da yıllardır pek çok müteahhit, kat karşılığı iş yapıyorlar.

        Ve Florya’da arazisi olan herkes biliyor ki, bu bölgede kat karşılığı inşaatlarda rayiç en az yüzde 50. Hatta bazen yüzde 60.

        Yani diyelim ki, bir araziniz var.

        Bir müteahhitle anlaştınız. Arazinizde 10 daire yapılacak. Arazi sahibi bu dairelerden en az 5, hatta 6’sını alıyor.

        Yıllardır rayiç bu.

        Bu ihalede ise arazi sahibine yüzde 38 verildi.

        Bu kabul edilemez bir durumdur. Hem Galatasaray, hem Emlak Konut açısından “zarardır”.

        İptal edilmelidir.

        ********

        Bu hata bir emare

        DEĞERLI okurlar, dünkü köşemde yer alan yazılardan birinde “Real Madrid- Juventus” diyeceğime, bir yerde “Barcelona- Juventus” demişim.

        Yani iki İspanyol takımını karıştırmışım.

        Bilmediğimden değil elbet.

        Bir dostum “Yaşlılık emaresi” dedi dalga geçmek için.

        Yaşlılık emaresi falan değil, düpedüz “salaklık emaresi”.

        Çok özür dilerim.

        ********

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        Sabırları zorlayanlar, sonuçlarına katlandığı zaman.

        Diğer Yazılar