Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bayram günü, dilimin ucuna kadar gelen kelimeleri zor tutuyorum ağzımın içinde.

        Ama aklımın içinde dört dönüp duruyor o kelimeler, o cümleler.

        Yazılabilir, yayınlanabilir hale getirmekte zorlanıyorum düşündüklerimi.

        Yine de denemekte fayda var.

        Birkaç hafta içinde bir büyük kentimize yeniden bir belediye başkanı seçeceğiz.

        Kente bir hizmetkâr.

        Makul düşünürsen her şeyin hak ve hukuk dairesinde yürüyeceğine inanıyorsan olacak olan bu. Bir belediye başkanı altı üstü.

        Gecesini gündüzüne katıp, kentte yaşayanların hayatını kolaylaştırmaya çalışacak biri.

        Daha önce 16 başkan gelmiş, gitmiş.

        Gelecek olan 17.

        Ötesi değil.

        Ama olan bitene bakarsan, sanki bunun ötesinde bir durum var.

        Birileri tutturmuş gidiyor bir Pontus muhabbeti.

        Yahu arkadaşlar, (buradaki arkadaşlar kelimesi lafın gelişidir. Bu ülkeyi bölen, vatandaşlarını kendince aşağılayan birisi arkadaşım falan olamayacağı gibi adam da sayılmaz) bir belediye başkanlığı için ülkeyi bir kez daha bölmek neyin nesidir!

        Önce Doğu’yu böldünüz, Türk ve Kürt diye.

        Sonra Orta Anadolu’yu, Alevi ve Sünni diye.

        Ege ve Marmara zaten buralardan gelen göçlerle bölünmüşlüğü tattı.

        Kala kala bir Karadeniz kalmıştı, sıra ona mı geldi!

        Ya size oy verecekler ya da Pontuslu olacaklar öyle mi!

        Gerçekten delirdiniz mi, yoksa deli taklidi mi yapıyorsunuz!

        Bir ülke bu kadar hainliği, bu kadar ihaneti nasıl taşıyor, ne sağlam mayası varmış diyorum kendi kendime.

        Ama bu mayası bozuklar o mayayı da bozmak için ellerinden geleni yapacaklar belli ki!

        Niye?

        Bir belediye için.

        Hay sizin belediyenize be kardeşim.

        Ne belediyeymiş be.

        Koskoca Karadeniz’i Rum ili yaptırdı size.

        Üstelik bunu yapanlar partilerin büyük büyük adamları ya da adayların kendileri değil.

        Yerel siyasetten nemalanan bir grup “Ufakçı”.

        Büyüklerin kabahati ise bu ufakçıları susturmamaları.

        REKLAM

        ***

        Bayramda kaza palavrası

        Habercilerimizin Bayram=Trafik kazası palavrasından artık bana gına geldi.

        Aslında daha önce gelmişti ve sayıları vermiştim ama salak olana sayı bir anlam ifade etmiyor.

        Bayram tatilinde trafik kazası artarmış.

        Hayır efendim artmaz.

        Kuyruklu yalan.

        Tam aksine denetimler arttığı, trafik yoğunlaştığı için kazalar azalıyor bayramlarda.

        Mesela dün şöyle bir başlık vardı bir gazetede: “Bayram Bilançosu: Trafik canavarına son 24 saatte 16 ölü”

        Bunu haber yapan ve başlığı atan salak farkında değil ki, bu sayı ortalamanın altında.

        Çünkü 2017 verilerine göre Türkiye’de trafikte ölen ortalama insan sayısı günde 21.

        Bayramı seyranı yok.

        Günlük ortalama bu.

        Yani 9 günlük bayram tatilinde trafikte 189 kişiden daha az sayıda insanımız can veriyorsa ortalamanın altındayız demektir.

        Yani inanmayın bayramda trafik canavarının fazla mesai yaptığına.

        Sayılara bakılırsa, canavar bile tatil yapıyor.

        REKLAM

        ***

        Lambalar

        Trafikten söz etmişken, yol yordam adap bilmez bazı sürücülerimize de bir hatırlatmada bulunmak istiyorum.

        Gerçi onların bir köşe okuduklarını ya da herhangi bir şey okuduklarını da zannetmiyorum ama belki bir yerden kulaklarına gider diye yazıyorum.

        Direksiyon başına geçince kendini sürücü zanneden ama saban bile sürmemesi gereken beyler ve varsa hanımlar.

        Satın aldığınız ve direksiyonuna oturduğunuz otomobilde bulunan çeşitli aydınlatmalar, trafiği tehlikeye atmanızı engellemek için aracınıza yerleştirilmiş aydınlatmalardır.

        Bunlar siz kafanıza göre hepsini birden yakıp, aracınızı çay bahçesine çevirin diye yerleştirilmemişlerdir.

        Mesela ön sis ve arka kar lambaları.

        Bunları yakınca otomobilinizin daha havalı olduğunu düşünebilirsiniz.

        Ancak ne yazık ki, öyle olmuyor.

        Sadece ne kadar görgüsüz, ne kadar maganda olduğunuzu gösteriyor bu ışıklandırmaları gereksiz yere yakmak.

        Ön sis farları sadece hava sisli ise, yolu daha iyi görebilmeniz için koyulmuşlardır ve sis olmayan zamanlarda önünüzde yol alan sürücülere hayatı zorlaştırırlar.

        Keza arka kar lambaları da karlı ve sisli havalarda arkadan gelen sürücülerin otomobilinizi daha erken fark etmelerini sağlamak içindir.

        Sis ve kar olmayan havalarda yakılmaları arkadan gelen araçların sürücülerinin gözünü alır ve tehlikeye atar.

        Bunun gereksiz kullanımı da ancak ve ancak direksiyonda bir “Ayı” olduğunu gösterir.

        Direksiyonda görgüsüz bir ayı olduğunu kanıtlamak istiyorsanız bu ışıklandırmaları sürekli yakın.

        Ama bilin ki, yedi sülalenize sövülecektir.

        Hak ettiğiniz için.

        REKLAM

        ***

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        Değmediğini anladığımızda çok geç olmadığı zaman.

        Diğer Yazılar